Altaş’ta çalışan taşeron işçiler kurdukları komiteyle birlik oldu

Kartal Belediyesi’nde Altaş adlı taşeron firmaya bağlı çalışan işçiler kurdukları komite sayesinde baskılarla mücadele ediyor, sendikada örgütleniyor…

Özel Güvenlik İşçi Hakları

Kartal Belediyesi’ne bağlı faaliyet gösteren Altaş adlı taşeron firma işçileri, belediye şirketlerine (BİT) geçiş öncesi Genel-İş Sendikasında örgütleniyor. Belediye yönetiminin baskılarına karşı kurdukları komiteyle birlik olan ve çalışmalarını yürüten işçiler, hak ve çıkarları korumanın tek yolunun örgütlü olmaktan geçtiğini belirtiyor. İşçiler tek bir sendikasız işçi kalmayana kadar mücadeleye devam edeceklerini söylüyor. Kartal Belediyesi’ne bağlı Altaş taşeronunda çalışan dış temizlik işçileri, 696 sayılı KHK’nın çıkmasının ardından, diğer belediye işçileri gibi BİT’lere geçiş sürecine girdiler. Fakat bu işçilerin diğer işçilerden farkı bu zamana kadar sendika ile tanışmamış, tanışamamış olmasıdır. Daha KHK’nın yayınlanmasının hemen ardından Belediye yönetimi tarafından “sendikaya üye olmayın” baskısıyla karşılaşmaya başladılar. Bu baskıya rağmen Altaş taşeronu işçileri hızla sendikaya üye olmaya başladı. Sendikal örgütlenmeden korkan belediye yönetimi ise dört öncü işçinin yerlerini ve vardiyalarını değiştirerek işçiye gözdağı verdi.

'PIRIL PIRIL ÇOCUKLARIN VAR'!

Gazetemize konuşan işçiler bu dönemde açlıkla, yoksullukla, işsizlikle tehdit edildikleri gibi bir de çocukları üzerinden iknaya zorlandıklarını anlattı. Konuştuğumuz bir işçi, Belediye yöneticisinin “Pırıl pırıl çocukların var, onların geleceğini düşünmüyor musun?” dediğini aktardı. Normalde her işçi oturduğu mahallede çalışıyor. Ama ne zaman bir işçi haklarını savunursa kendisini Kartal’ın en ters mahallelerinde buldu. İşçiler evlerine dönmek için iki araç değiştirerek gitmek zorunda kalıyorlar, aldıkları ücreti de yola ve yemeğe vermek zorunda kaldı. Birçok kez işlerin yoğunluğundan dolayı yemeğe yetişemeyen işçiler, öğleden sonra 10 dakika yemek molası verdiklerinde ise yöneticileri tarafından aşağılanıp hakarete uğradı.

Bu baskılar nedeniyle ilk aşamada işçilerin önemli bir kısmı sendika üyeliklerini sildirdi. Ancak işçilerin örgütlenme sona ermedi. Çünkü çalışma koşullarının kötü olması, esnek çalışma saatleri, komik ücretler, sürekli aşağılanıp hor görülme... gibi sorunlar ortada duruyordu. Bir işçi bu durumu şöyle anlattı: “Biz hor görülüyoruz. Kum torbası muamelesi görüyoruz. Gelen vuruyor giden vuruyor. Kendimizi savunacak gücümüz yok. Çalışma koşulları çok ağır. Sürekli mesaiye kalıyor, bunun karşılığında hiçbir ücret almıyoruz. 5-6 saat fazladan çalıştığımız zamanlar oluyor ücret almıyoruz ama 10 dakika işe geç kalsak 3 ile çarpıp maaşımızdan kesiyorlar. Hastalandığımız zaman hastaneye gidemiyoruz. Çünkü rapor bile getirsek maaşımızdan kesiliyor.”

İŞÇİLER SÜRECE MÜDAHALE ETMELİ

Yönetimin baskıları ve istifalar üzerine 50 kişilik bir komite kuran işçiler, komite vasıtasıyla birliklerini ve kendilerine güvenlerini yeniden sağladı ve sendikalaşma çalışmasına eskisinden daha güçlü bir şekilde girişti. Öyle ki 430 işçinin çalıştığı işyerinde kısa bir sürede 300 işçi sendikaya üye oldu. Tek bir sendikasız işçi kalmayana kadar mücadeleye devam etmekte kararlı olan işçiler, şu çağrıyı yapıyor: “İşçiler sürece müdahale etmeli. Sendikalarda örgütlenip gücünün farkına varmalı ve inisiyatifi ele almalı.”