Araç çekme işinin arkasında ne var?

Yerel seçim sonucunda İBB yönetiminin muhalefete geçmesiyle birlikte araç çekme işlemlerinin belediye yerine Türk Polis Teşkilatını Güçlendirme Vakfı’na devredilmesine karar verildi

Özel Güvenlik İşçi Hakları

Türkiye, ilginç bir ülke oldu. Yaşanan veya gelişen olaylara bakıldığında çoğunlukla başka bir olayın ya da gelişmenin ipucu ortaya çıkıyor, bir süredir.

İyiden iyiye kendisini gösteren bu yeni yaşam modeli, sadece ülke yönetimine değil, toplumun günlük hayatına da yansımaya başladı.

Kimi uygulamalarda yapılan yeni düzenlemelerin hayata geçirilmesinin perde arkasında aslında başka bir sürecin yürütülmek istendiği anlaşılıyor.

İstanbul’daki araçların hatalı biçimde park edilmesi halinde çekiciler marifetiyle otoparklara taşınmasında yapılan yeni düzenlemeyi de yeni yaşam modeli kapsamında değerlendirmek mümkün.

Hatırlanacağı üzere; İstanbul Valiliği, 2019’un son günlerinde yaptığı açıklamada kentteki trafik akışı içinde hatalı park eden araçların otoparka çekilmesi işlemlerinin yeniden düzenlendiğini belirtmişti. Valilik, şimdiye kadar İstanbul Trafik Vakfı’nca verilen bu hizmetin, yeni düzenlemeyle birlikte Türk Polis Teşkilatını Güçlendirme Vakfı’nca yürütüleceğini ve gelirin de bu vakfa kaynak olacağını duyurmuştu.

* * *

Valiliğin bu açıklaması sonrasında, uygulamanın neden değiştirildiğini merak ettim. İçişleri Bakanlığı kaynaklarından edindiğim bazı bilgileri paylaşıyorum:

İçişleri Bakanlığı, 2018’in yaz aylarında, İstanbul’daki araç çekme işlemlerinin İstanbul Trafik Vakfı’ndan alınarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na devredilmesiyle ilgili bir çalışma başlattı.

Trafik hizmetlerinden sorumlu Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Ali Çelik’in koordinesinde yürütülen çalışmalar yıl sonuna doğru belli bir aşamaya ulaştı. Bunun için uygulamayı yürüten İstanbul Trafik Vakfı’nın (İTV) kendi içinde karar alması gerekiyordu.

Bu amaçla vakıf yönetimi 5 Aralık 2018 günü İstanbul’da Olağanüstü Genel Kurulu topladı. Genel kurulda, "vakıfın yürüttüğü araç çekme işlemleri kapsamında aynı zamanda kentin 39 ilçesinden 38’inde ilçe emniyet müdürlükleri bünyesinde faaliyet gösteren derneklerin de aynı uygulamayı yaptığı, yürürlükteki çok merkezli araç çekme işlemlerinin vatandaşta kafa karışıklığına neden olduğu, uygulamada yaşanan bütün olumsuzlukların vakfa mâl edildiği, bu nedenle uygulamanın tek merkezden ve standartta yapılmasının yerinde olacağı" görüşü gündeme alındı.

Kurulda, araç çekme işlemlerinin yasayla vakfa verilmiş bir görev olmaması nedeniyle bu görevin yerel yönetimlere devredilmesinde sorun olmayacağı konusu değerlendirildi. Kurul çalışması sonunda, vakıf bünyesinde araç çekme işlerinde görev yapan personelin tüm özlük haklarıyla birlikte, çekici araçlarla birlikte İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne devredilmesi için vakıf yönetim kuruluna yetki verilmesi kararı alındı.

Kararın alındığı döneme özellikle dikkat çekmek istiyorum. Vakfın işlemleri devretmek istediği dönemde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde Akparti yönetimi görevdeydi.

İTV’nin kararı aldığı dönemde başlayan yerel seçim süreci nedeniyle devir işlemlerin seçim dönemi sonrasına bırakıldı.

Yerel seçimler öncesinde İstanbul’da ortaya çıkan siyasi tabloda, belediye yönetiminin muhalefete geçerek el değiştirmesi yönünde gelişmeler yaşanması, vakıf yönetiminin bir kez daha durumu değerlendirmesine neden oldu.

Vakıf, araç çekme işlemlerinin CHP’ye geçen İBB’ye devredilmesi yerine başka bir kuruma devredilmesi yönünde görüş birliğine vardı.

Yerel seçim sonucunda İBB yönetiminin muhalefete geçmesiyle birlikte 5 Eylül 2019 günü yapılan yönetim kurulu toplantısında, araç çekme işlemlerinin belediye yerine Türk Polis Teşkilatını Güçlendirme Vakfı’na (TPTGV) devredilmesine karar verildi.

Bu amaçla, 2019’da İBB yönetimiyle vakıf yönetimi arasındaki görüşmelerde İTV, devir işleminde vazgeçtiğini belediyeye bildirdi.

Vakıf ile belediye arasındaki görüşmelere katılan İBB Genel Sekter yardımcısı İbrahim Orhan Demir, 4 Kasım 2019’da vakıf genel müdürlüğüne gönderdiği yazıda vakfın aldığı karara karşı belediyenin görüşmelerden çekildiğini İTV’ye bildirdi.

* * *

İstanbul’da yaşanan bu gelişme sonrasında İçişleri Bakanlığı, İstanbul, Ankara ve İzmir’de kurulu bulunan araç çekme işlemlerinin TPTGV’ye devriyle ilgili özel bir yazıyı üç kentin valiliğine gönderdi.

2018’de başlatılan devir çalışmalarının koordinasyonunda yer alan dönemin Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Ali Çelik, bu kez İçişleri Bakanlığı İller İdaresi Genel Müdürü olarak görev başındaydı.

İller İdaresi Genel Müdürlüğü’nce hazırlanan ve üç valiliğe gönderilen 16 Aralık 2019 tarihli devir işlemleri yazısına İçişleri Bakanı Süleyman Soylu imza koydu.   

Bakan Soylu yazısında şehirlerde yaşanan ekonomik büyüme ve kalkınmanın beraberinde sosyal refahı getirdiğine dikkat çekerken, bununla birlikte araç ve sürücü sayısının arttığını, trafik düzeni ve güvenliğine uygun park ve duraklama alanlarına olan ihtiyacın sürekli gündemde olduğunu vurguladı.

Soylu yazısında, iller arasında farklı uygulamalar olduğunu, aynı il içerisinde birden fazla çok sayıda dernek ve vakfın araç çekme hizmeti verdiğini belirtirken bu konuda uygulama birliği sağlanması ve etkin denetim yapılması için bundan sonra her üç kentte işlemlerin TPTGV’ce yapılacağını bildirdi.

Bu yazı sonrasında, İstanbul Valiliği kamuoyunca bilinen açıklamasını yaparak 1 Ocak 2020’den itibaren uygulamanın değiştiğini duyurdu.

* * *

İçişleri Bakanlığı’nın başlattığı araç çekme işlemlerinin devri çalışmasının sonuçlanmasıyla İBB yıllık yaklaşık 50 milyon liralık gelirden oldu.

İstanbul’da her gün ortalama 800 - 1000 aracın otoparka çekilmesi işlemi yapılıyor. İTV, sadece araçların çekmesinde ücret alırken, vakfa ait yediemin otopark olmaması nedeniyle, park ücretleri araç sahiplerince özel otoparklara ödeniyor.

Pilot il olarak seçilen İstanbul’daki devir işlemlerinin tamamlanmasının ardından Ankara ve İzmir’deki araç çekme işlemleri TPTGV’ye devredilecek.

Yapılan yeni düzenlemeyle birlikte TPTGV, yeni bir gelir kalemine ulaşmış olacak. t24.com.tr