Asgari ücrete zam geldi firmalar kılıf uydurma peşine düştü! işverenin "asgari ücret" hilesi!
Türkiye’de birçok firma yaptıkları hileli işleri örtbas etmek için topluma iyi bir imaj vermeye çalışmaktadırlar. En güzel kılıfları ise, biz kurumsalız resmi çalışıyoruz, çalışanlarımızın maaşlarını zamanında ödüyoruz demesiyle övünüp geçinmeleridir.
Bu da yetmemiş gibi yeni büyüyen ve kurulan firmaları kötülüyorlar. Dünyada bütün şirketler küçücük bir yerde açılır birazda işçilerin hakkını yiyerek büyürler. Özellikle taşeron sisteminde güvenlik şirketlerinin yöneticileri son derece ikna kabiliyetleri yüksek bazen de göz boyamayı çok iyi bilen kişilerdir. Türkiye’de büyük ve kurumsal diye geçinen taşeron güvenlik şirketleri yaptıkları bordro üzerindeki oynamaları incelediğimizde söyledikleri ile yaptıklarının örtüşmediği açık bir şekilde görülmektedir. Örnek olarak bordrolarda çalışanların maaşları asgari ücretle gösterilip diğer kalemleri olan prim, fazla mesai gibi yerlerde gösterilip çalışanlar fazla mesai yaptığı zaman veya yıllık izine çıktığı zaman çalışanlara daha az ödenmesi için bu yollara gidilmektedir. Çünkü işçi yıllık izne çıktığı zaman işveren siz işçiye çalışmadığınız için fazla mesai, prim vermiyorum deyip çalışanın aslında gerçek olan maaşına kılıf uydurup hileli bir şekilde elinden almaktadır. Aslında işveren işçiyi işe aldığı zaman o kadar güzel söylüyor ki o da yetmiyormuş gibi yaptıkları bu hileli işleri de kurumsalım, büyük firmayım deyip kamufle etmektedirler. 2019 yılındaki hükümetin asgari ücretteki zam artışı aslında kasıtlı olarak tuttu. Çünkü işverenlerin genel anlamda elden para verdiğini, çalışanlara fazla mesai ücreti vermediğini verse bile eksik verdiğini bildiklerinden dolayı asgari ücreti yüksek tuttular. Bunula beraber işverenler elden para konusunda %90 kaldırdılar. Tabi ki bazı işverenlerin yeni hileli yollara başvuracağı herkes tarafından bilinmekte ve beklenmektedir. Asgari ücretin artışından önce maaş bordrosunda prim, yakacak yardımı, fazla mesai konuları da var ise asgari ücret artışından sonra bu ücretlerde değişiklik olması halinde işçi haklı nedenle iş akdini feshedip kıdemini alabilir. Bir diğer işçinin yapması gereken ALO 170’ i arayıp teftiş talebinde bulunmasıdır. Veyahut ta 5 yıl içinde dava açarak kendisinden kesilen bu ücretlerini isteyebilir. İşçinin rızası olmadan işverene işçi aleyhine yapılan değişiklik işçiyi bağlamaz. Yani kazanılmış haklar elden alınamaz. Özellikle taşeron güvenlik şirketlerini bu oyunları çok yaptığını şahit oluyoruz. Asıl işverenlerin taşeron şirketlerde hizmet aldığında aslında taşeron şirketlere para verip ne elemana veriyorsanız verin diyeceğine kendi aralarında yaptıkları sözleşmelerde çalışana ne kadar maaş, şirkete ne kadar kar imajı vereceğini taşeron şirketlerde her ay SGK ve Vergi yoktur yazısının alınmasına, çalıştıkları işçilerin maaş bordroları ve banka dekontların birer suretlerinin istenmesi kendileri için son derece güvenceli olacağını ilerde yargısal ve denetimsel boyutta karşı bir zırh olarak kalır. Böyle bir uygulama aslında piyasada kötü niyetli bazı sözde firmaların önünü keseceğine, gerçek anlamda çalışan yapan bazı firmalarında ilerde büyük ve kurumsal olma yolunu açmaktadır. Asıl işveren bunu yapmadığı taktir de işçi dava açarak haklarını asıl işverenden almaktadır. Ülkemizde ki hileler ne yazık ki bitmek bilmiyor. Ülkemizde iş yapan kişilerin üretim ve kaliteli iş yapmak yerine nerde vergi ve SGK’ dan kaçıracağını, nasıl işçilerin haklarını gasp edebilirim diyen şirketleri bulabilir. Bunun da asıl nedeni verilen cezaların caydırıcı olmamasıdır.İşçiler şikayet etiğinde mutlaka teftiş istesinler.
Abdurrahman KONYAR
İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku & Bilirkişi