Ayşe Özek Karasu, Büyük beden (s)övgüsü...
Şöhretli bir kadınsınız. Fakat hafif “toplu”sunuz. Ve ışıltılı bir kadın dergisi sizi özel sayısının kapağına yerleştiriyor;
Her bedende şık” kadınlar arasına. Mutlu mu olursunuz, mutsuz mu? Amerikalı komedyen Amy Schumer’ın başına geldi, fena halde rencide oldu. Ve büyük beden kavramı tartışmaya açıldı: Kadınları bedene göre kategorize etmek hakaret midir?
Amy Schumer süksenin doruğunda. Comedy Central’da yazıp oynadığı şovu bu ay dördüncü sezona başlıyor ve beşinci sezon kararı da çoktan alındı. Başta Emmy, ödül üzerine ödül alıyor. Feministler alkış tutuyor. TIME’ın en etkili 100 kişi listesine giriyor. Annie Leibovitz’in çektiği fotoğraflarıyla son Pirelli takviminde boy gösteriyor.
Ancak Glamour Dergisi’nin özel sayı kapağına adı yazılınca, o sükse yerle bir oluyor. En azından Amy Schumer böyle hissediyor. “Her Bedende Şık” özel sayısında Adele, Melissa McCarthy ve Ashley Graham’le birlikte “ilham veren kadınlar” arasına alınmasına kızıyor Schumer; Instagram hesabına itiraz döşeniyor. Bunun üzerine lehtealeyhte her kafadan bir ses çıkıyor ve günlerdir süren tartışma artık “Glamourgate” olarak anılıyor. Yani skandal kıvamına geliyor. Çünkü Schumer’ın dergiyle hesaplaşması bir türlü bitmiyor. En son geçen akşam Jimmy Fallon şovda da saydırmaya devam ediyor.
O BEDEN NEREDE BAŞLAR?
Her şey, Schumer’ın Instagram’daki patlamasıyla başladı. Besbelli, kendisinden daha tombul olduklarını düşündüğü diğer üç ismi soyutlayıp şöyle yazdı: “Bence büyük beden olmakta bir problem yok. Güzel ve sağlıklı kadınlar. Ama Amerika’ya göre büyük beden 16’dan başlar. Benim beden ölçüm ise 6 ile 8 arası. @glamourmag benden izin almadan büyük beden özel sayısına koymuş. Ama aynı fikirde değilim. Genç kızların, benim vücut tipimin büyük beden olduğunu zannetmesi doğru bir şey mi? Bu konuda sizlerin fikri ne?”
“Ben zayıfım, şişmanlar düşünsün” gibi bir çemkirme hissedilse de aslında sözlerinde haklılık payı var. Kendisinin Amerikan 6 ve 8’inin karşılığı “38-40 beden arası” olduğunu söylediğine göre, bu ölçülere sahip bir kadın üzerinden şişman algısı yaratmak pek sağlıklı değil. Yine onun deyişiyle büyük beden 48’le başlıyorsa, bu eşiği daha aşağı çekmenin lüzumu yok.
Özellikle de medyadaki ince estetik pompalaması altında şişmanlık kompleksinden mustarip genç kuşak açısından. Amy’nin çıkışı üzerine dergi savunmaya geçti: “Amy Schumer’ı severiz ve asla incitmek istemeyiz. Biz onu pozitif vücut algısına ilham veren kadınlardan biri olarak göstermek istedik. Tabii ki 6-8 büyük beden değildir.
12 beden ‘plus modeller’ bile ortalama Amerikan kadınına göre ufak tefektir. Farklı anlaşıldıysak özür dileriz, Amy.” Dergi de haksız değil, çünkü Amy Schumer bedensel özgüven saçan bir figür. Eğlence endüstrisinin “kusursuz güzellik” baskısını yerden yere vurduğu için feminist takdir toplayan bir figür. Nitekim Pirelli pozu da bunun kanıtı. Bugüne kadar hep itinayla fotoğraflanmış model ve aktrislerin yer aldığı takvimde sadece bir iç çamaşırı ve topuklu pabuçlarla boy gösterdi. Öyle dümdüz. Serena Williams da aynı şekilde.
Tabii troller Amy’nin o pozuyla çok dalga geçti. Ama medya ve sosyal medyadaki eleştirilere göre vücuduyla barışık bir Amy Schumer’ın büyük beden dokundurmasını bu kadar mesele etmemesi gerekiyordu. “Ben topu topu 6 bedenim, nasıl olur da beni şişman kadınlarla kıyaslarsınız?” tonunu hissedenler oldu.
JENNIFER BİLE ŞİŞMAN
Sosyal medyadaki takipçilerinden ve kadın yazarların çoğundan Amy’ye destek geldi. Büyük beden eşiğinin aşağı çekilmesine itiraz ettiği için. “Büyük beden ayrımına ölüm” nidaları yükseldi. Çünkü Hollywood’da sıfır veya 2 beden olmayan her kadın zayıflama baskısı altında. Örneğin New York Times, Jennifer Lawrence’ın Açlık Oyunları’ndaki rolü için “yeterince aç görünmediği” şeklinde eleştiride bulunmuştu.
O güzelim endamıyla Jennifer da “Hollywood ölçülerine göre ben obezim” demişti göğsünü gere gere. Guardian’da ise Amy’nin “büyük beden” kavramıyla mücadele etmediği, tam tersi bu yöndeki önyargıları körüklediği eleştirisi çıktı. Kimbilir! Glamour istediği kadar “Her bedende şık” diye iltifatta bulunsun, “büyük beden” etiketi kadınları kategorize etmekten, insanda eşitsizlik hissi yaratmaktan öteye gitmiyor. Yorumların çoğu bu yönde.
Peki dergi kapağındaki diğer iki kadın; Ashley Graham ve Melissa McCarthy damgalandıkları için ne düşünüyor acaba? İkisi de bu konudaki fikrini daha önce açıklamıştı: Büyük beden kavramı ortadan kaldırılmalı! Graham şöyle demişti: “Ben bir yaftayla değil, model olarak anılmak istiyorum. Büyük beden etiketi, kadına kendini kötü hissettiriyor.”