Babacan'dan Erdoğan ve Bahçeli'ye sert tepki
Zulme karşı lâl oldunuz DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan, Doğu Türkistan’da Uygurlara karşı uygulanan insan hakkı ihlallerine ilişkin Erdoğan ve Bahçeli'ye tepki göstererek "zulme karşı lâl oldunuz" dedi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Doğu Türkistan’da Uygurlara karşı uygulanan insan hakkı ihlallerine ilişkin Cumhur İttifakı’na tepki gösterdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Doğu Türkistan’da yaşananlara karşı sessiz kaldıklarını dikkat çeken Babacan, “Doğu Türkistan'da yaşanan zulme karşı lâl oldunuz” dedi.
Kırklareli 1. Olağan Kongresi'nde konuşan Ali Babacan’ın açıklamaları şöyle:
“ Merkez Bankası'nın döviz rezervlerinin nasıl eritildiğini milletimizle paylaştık. Bir ülkenin Merkez Bankası'nın nasıl borca batırabildiğini milletimizle paylaştık. Yedek akçelerin pandemi öncesinde nasıl hoyratça tüketildiğini ve bu mirasyedi zihniyetini milletimizle paylaştık. Rakamları ayarlama enstitüsünün yani TÜİK'in açıkladığı rakamların doğru olmadığını milletimizle paylaştık.
Sadece probleme işaret etmiyoruz nasıl çözüleceği konusunda da çözüm üretiyoruz. Vatandaş görmüş duymuş bu iş bitmiş. Ne kadar çabalarsa çabalasınlar vatandaşlarımız görüyor duyuyor.
DEVA Partisi hazır, DEVA Partisi artık emaneti teslim almak için yürüyüşe geçmiş durumda.
Ne zaman içerde sıkıntı yaşasalar gidip başka ülkelerin liderleriyle kavga ederek gündem oluşturarak içerdeki sorunları örtmeye çalıştırlar. Şu andaki hükümetin hiçbir konuda bütüncül bir bakış açısı yok. Ülkenin parası pul oldu. Sabah akşam yerli ve milli duygularını kullanan hükümete sesleniyorum. Milliyetçilik bu mu? Milliyetçilik bu ilkenin itibarını korumaktır. Vatandaşının alnı açık başı dik gezebilmesidir. Ben dışişleri bakanlığından ayrıldıktan sonra bir baktık ki ağır bir ideoloji hakim olmaya başladı.
'Ben onun elini sıkmam, onun masasına oturmam.' Sen oturmazsan başkası oturur ve Türkiye'nin aleyhine bir şeyler gelişir.
Dış politika nedir? Dış politika demek diplomasi siyasi diyalog demek. Problemleri konuşarak çözmek demek. Ülkenin uzun vadeli çıkarlarına göre hareket etmek demek.
Kavga çıksa da yumruklaşsak diye bekleyen dışişleri anlayışı var. Dış politika birilerinin şahsi bekası uğruna heba edilmeyecek bir alandır.
Türkiye'nin askeri gücü yüksektir ancak bunun ölçülebilir hale gelmesi hele hele son yıllarda bunu içim yanarak söylüyorum sınırlarının başka ülkeler tarafından çizilebilir olması çok üzücü.
Haftanın düşmanı panosuna her hafta yeni birilerini yazarak dış politika yapamazsınız.
Bu yalnızlaşmanın bedelini bu ilke ağır ödedi, ödüyor. Dış yatırımların azalmasıyla ödüyor. Çalışan vatandaşlarımızın fakirleştiğini görüyorsak bunun sebeplerinden biri yanlış dış işleridir.
Sanki Türkiye Mısır'ın eline düşmüş gibi bir tablo oluştu. Türkiye'deki Mısırlı muhalif medyayı susturmaya çalışıyorlar. Zaten alışkanlık var bizim yerli medyamızı da susturmaya alışık oldukları için.
Sayın Erdoğan darbeci Sisi diye meydanlarda sesleniyordu, onun olduğu salona girmem diyordu.
Diplomasi yürütülmeye çalışılıyor şu anda. Kamuoyunu hazırlamaya çalışıyorlar.
Bu keskin U dönüşlerine bu millet yetişemiyor. Keskin sirke küpüne zarar. Hükümete soruyorum Doğu Akdeniz'deki ülkelerle ilişkileri bozarken aklınız neredeydi?
Madem beceremiyorsunuz, işi bilenlere bırakın. Bu ülkeye daha fazla yazık etmeyin.
Biliyorsunuz Çin'le olan ilişkilerde başka önemli bir konu var: Doğu Türkistan'daki gelişmeler.
Bu insan hakları ihlallerine ne Erdoğan ne Bahçeli bir şey diyemediler.
Lafa gelince dinimizin kutsallarını siyasete alet ederler. Çeşitli ülkeler soykırım ifadelerini kullanırken maalesef burada derin bir sessizlik var. Fransa dahi Çin'e haykırıyor bu kadar da olmaz diyor. Fransa çıkıp haykırıyor bunlar sessiz. Bu sessizlik bizi çok üzüyor.
Nerede o ezilenlerin gür sesi? Lafa gelince tamam bol bol konuşuyorlar uygulamaya gelince niye susuyorsunuz. Bir 'Eyy' de Doğu Türkistan'da zulüm gören kardeşlerimiz için neden çekmiyorlar?
Bunların gücü gazetecilere, aydınlara, onları işten kovdurdukları patronlarına yetiyor. Uygur Türkleri için neden tek bir kelime etmiyorsunuz?
Erdoğan, Bahçeli sizlere ne oluyor biz sizi böyle bilmezdik. Savunduğunuz başka bu konudaki duruşunuz başka. Çin ile ilişkilerde bilmediğimiz bir şey mi var konuşmuyorlar diye aklımıza gelmiyor değil.
Doğu Türkistan'da yaşanan zulme karşı lal oldunuz.
DEVA Partisinin rotası AB'ye tam üyelik kriterleridir.
Günün birinde biz üye oluruz olmayız o ayrı o önemli değil ama o kriterler önemli.
Kaybedecek hiçbir şeyimiz yok ama kazanacak çok şeyimiz var. Demokrasi kriterleri, insan hakları kriterleri bunlar bizim halkımızın faydasına.
Biz 2001-2002 de ne söylüyorsak AB konusunda çizgimiz hiç değişmedi.
Çiftçimizin daha fazla mağdur edilmesine izin vermeyeceğiz. İşletme ortaklığı modelleri geliştirip sözleşmeli çiftçiliği destekleyeceğiz.
Kırklareli'nin turizmden daha fazla pay alması gerektiğini düşünüyoruz. Kırklareli'nin demokrasiye, atılıma ihtiyacı var biz DEVA Partisi olarak hazırız.
Bizler il il ilçe ilçe gezeceğiz hakikatin sesi olacağız.
Biz DEVA Partisi olarak bu milletin tek umudu olduğumuz bilinciyle çalışıyoruz.
Çözüm haritamız belli, çözümün sözcüsü biz olacağız.
Hep beraber Türkiye'nin yaralarını saracağız. Türkiye'nin DEVA'sı var. Kırklareli'nin DEVA'sı var.”