Boğaziçililerin davası: Kabe resmini güvenlik astı

Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olarak atanan Melih Bulu'yu protesto ettikleri sırasında Kabe fotoğrafını yere serdikleri gerekçesiyle haklarında ‘halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme' suçundan 3 ‘er yıla kadar hapis istemiyle…

Özel Güvenlik İşçi Hakları

İstanbul 21. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanıklar Doğu Demirtaş ve Selahattin Can Uğuzeş ile diğer tutuksuz sanıklar geldi. Duruşmada öğrencilerin avukatları da hazır bulundu. CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile CHP’li Özgür Özel izleyici olarak duruşmaya geldi.

İddianamenin okunmasıyla başlayan duruşmada savunma yapan avukat Levent Pişkin, iddianamenin isnat edilen suç vasıflarını taşımadığına dikkat çekerek, “toplumda açık ve yakın bir tehlikenin meydana gelmediği bu nedenle eylemin ifade özgürlüğü kapsamında kaldığını belirterek derhal beraatlarını talep etti. Mahkeme bu talebi, iddianamenin mahkeme adına kabul edildiği gerekçesiyle reddetti.

“GÜVENLİK GÖREVLİSİ ASTI”

Daha sonra savunması alınan Doğu Demirtaş, “Boğaziçinde 4. Sınıfta okuyorum. Protestolar sırasında polis bize biber gazı ve plastik mermiyle müdahale etti, bunu protesto için sergi düzenledik. Hiçbir siyasi partiyle bağlantım yok, o resmi ben asmadım, resim anonim bir eser kimin gönderdiğini de bilmiyorum. Hiçbir kesimi nefrete tahrik, aşağılama gibi bir amacımız yoktu. Panoyu güvenlik görevlisi astı, telefonumdaki videoda resmi astığı an var mı bilmiyorum ama astıktan hemen sonraki anın olduğunu biliyorum” dedi.

Bunun üzerine hakim, ‘LGBTİ+ üyeliğin var mı’ diye sorması üzerine Demirtaş, “Hayır yok ama okulda arkadaşlarım var” cevabını verdi. Hakim, güvenlik uyarmadı mı, bunun içinde aşağılama mesajı var demedi mi diye sordu, Demirtaş ise kimsenin kendilerine bu yönde bir uyarıda bulunmadığını söyledi.

HAKİMDEN SANIĞA, ‘LGBT ÜYELİĞİN VAR MI?’

Sanıklardan Selahattin Can Uğuzeş da, “Rektör olaylarına karşı düzenlenmiş bir sergiydi. Buradaki sergi herhangi bir seçeneğe tabi tutulmamış bir sergiydi. Okula gittiğimde öğrenciler hatta güvenlik görevlileri de bir şeyler asıyorlardı. Ben de resim asmaya başladım ama hangi resimleri astığımı şu an hatırlamıyorum. O gün akşama kadar okuldaydım hiç kimse bize bir uyarıda bulunmadı bir kargaşaya da şahit olmadım. Ben eve gittikten sonra polisin beni aradığını arkadaşlarımdan öğrendim, bunun üzerine gidip ifade verdim. Orada ‘Resmi biz 4 arkadaş astık’ diye benim ağzımdan yazılmış bir tutanak verdiler önüme, ama imzalamadım.” dedi.

Hakim’in, LGBTİ+ ile bağlantın var mı sorusuna Uğuzeş ‘hayır' cevabını verdi.

 DAVA KONUSU RESİM SALONDA GÖSTERİLDİ

Sena Nur Baş da, “Bizler içinde bulunduğumuz durumu ifade etmek için Sanat Sergisi düzenledik. Bizler daha önce sergi düzenlememiş gençler olarak, ben bazı eserlerin yerde sergilenmesinden dolayı bir kesimin yaralanmasından üzüntü içindeyim. Biz orada çadır kuruyorduk ama güvenlik gelip çadırı kaldırdı, arbede çıktı. Biz de eserleri daha önce koyduğumuz basketbol sahasından alalım rektörlüğün önünde sergileyelim dedik. Biz orada özellikle bir eseri yerde sergileyelim demedik. Çok fazla eser vardı, bunu göz önünde bulundurun. Hangi eserlerin nereye asılacağı değil, eserleri nere asacağız diye düşünüyorduk. Eser de zaten kayboldu, ben de güvenliklere söyledim.” dedi.

Hakim, davaya konu resmi mahkeme salonunda kaldırarak gösterdi ve Sena Nur B.'ye, ‘Resim bu muydu” diye sordu. ‘Evet’ cevabını verdi.

EV HAPSİ KARARI KALDIRILDI

Daha sonra Sena Nur Baş'ın avukatı, “Son 1 yılda toplam 210 elektronik kelepçe takılmışken, son 1 ayda bu öğrencilere 40 kelepçe takıldı. Bu kelepçeler kadınlara karşı suç işleyen erkeklere takılsaydı en azından kadın cinayetleri azalırdı.” diye konuştu.

Savcı, Sena Nur Baş'nin haftada bir kez, bulunduğu yere yakın karakolda imza atması şeklinde adli kontrol uygulanmasını talep etti. Ara kararını açıklayan hakim, Sena Nur Baş hakkındaki ev hapsi adli kontrolünü kaldırdı. Dosya kapsamında kimsenin adli kontrolü kalmadı.