Deprem hakkında doğru bilinen 6 yanlış
Sismik açıdan oldukça aktif bir ülke olan Türkiye, deprem kuşağında bulunuyor ve yüz ölçümünün B’si birinci derece deprem kuşağı üzerinde yer alıyor. Bulunduğu coğrafya nedeniyle deprem tehlikesi ile sürekli karşı…
Kamuoyunda deprem hakkında doğru olarak bilinen yanlışlar şu şekilde:
Deprem anında çoğu insan paniğe kapılarak asansöre ve merdivenlere doğru yönelir. Fakat asansörler ve merdivenler sanılanın aksine binadan daha güvensizdir. Binadan bağımsız olarak inşa edilen asansör ve merdivenler, sarsıntının en çok olduğu ve hasar görmesi en muhtemel yerlerdir.
Doğru sandığımız yanlışlardan bir diğeri de kapı yanı ya da altlarının sağlam sanılmasıdır. Aksine kapı yanları ve altları oldukça zayıf ve baskıya dayanıksız bölgelerdir. Kapı ne kadar sağlam olursa olsun aynı şey kapı boşluğu için geçerli değildir.
Beton ya da taş bloklar daha ağır ve daha yoğun yapıda oldukları için yıkımı daha güçlü ve hasar vericidir. Dolayısıyla deprem anında yıkım maddenin cinsi ile ilgili değil, yerin yapısı, kullanılan kaliteli malzeme ve esneklik ile ilgilidir.
Çoğu insan deprem olma olasılığını hava durumuyla bağdaştırır. Fakat bu oldukça yanlış bir yorumlamadır. Depremin aşırı sıcak ya da kuru havalarda veya gecenin açık renkte ya da yıldızların çok yakın görüldüğü zamanlarda olmasıyla ilgisi yoktur. Deprem yer kabuğundaki ortaya çıkan enerji sonucunda meydana gelir.
Deprem hakkında yanlış yorumlanan ve bilinen bilgilerden biride küçük ve çok sayıdaki depremlerin enerjiyi azalttığı düşüncesidir. Deprem, yer kabuğundaki ani enerjinin ortaya çıkmasıyla oluştuğu için, enerji başka depremler ile boşalmaz.
Toplumda deprem hakkında yanlış bilinen bilgilerin başında, bir şeylerin altına girmenin doğru olduğu sanılır. Ancak deprem anında yatak, masa, sandalye gibi nesnelerin altında daha güvende olunacağı bilgisi yanlıştır. Deprem anında koltuk, kanepe ya da devrilmeyecek büyük bir eşyanın yanında, dizleri ana rahmindeki gibi karına çekilerek durulması gerekir.