DİSK’ten Asıl burası çok önemli Kıdem tazminatı ve BES’i bırak işsizliğe bak!
Kıdem tazminatının fona devredilmesi ve BES’in zorunlu hale getirilmesi başta olmak üzere, krizin faturasının işçilerin sırtına yüklenmesini amaçlayan “hedefler” ve işsizlikteki hızlı yükseliş ile ilgili olarak DİSK acıklama yaptı
Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesinde düzenlenen basın toplantısına DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Genel Sekreteri Cafer Konca, DİSK Yönetim Kurulu üyesi Kanber Saygılı, DİSK üyesi sendikaların Genel Başkanları, Genel Merkez ve Şube yöneticileri ve DİSK’li işçiler katıldı.
Açılış konuşmasını yapan DİSK Genel Sekreteri Cafer Konca, kriz ile beraber yükselen işsizliğe dikkat çekerek, “Kıdem tazminatının fona devri işsizlik sorununu daha da büyütür” dedi.
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu yaptığı açıklamada ekonomik krizin başladığı Ağustos 2018 ile Ocak 2019 arasında istihdamdaki kaybın 2 milyon 161 kişi olduğuna dikkat çekerek “Türkiye’nin sorunu kıdem tazminatı değil, işsizliktir. Kıdem tazminatı sorun değil haktır. Kıdem tazminatının fona devri DİSK ve işçi sendikalarının ezici çoğunluğu açısından kapanmış bir tartışmadır. Yeniden gündeme getirilmesi kabul edilemez. Tartışmayacağız!” dedi.
BES’in zorunlu hale getirilmesi planlarına ve EYT’lilerin sorunlarının çözülmemesine de tepki gösteren DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu “İşçiler kriz koşullarında giderek ağırlaşan bir yaşam mücadelesi verirken, işsizlik yangını memleketi sarmışken, kıdem tazminatına ve işçilerin cebine el uzatmanın karşısında her türlü demokratik direniş meşru bir hak olacaktır” diye konuştu ve 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma gününe çağrı yaptı.
DİSK Yönetim Kurulu adına Genel Başkanımız Arzu Çerkezoğlu’nun açıklamasının tam metni şöyle:
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından dün (15 Nisan 2019) tarihinde açıklanan veriler işsizlikte ve istihdamda tablonun bir felakete doğru gittiğini gösteriyor.
İşsizlik ve istihdamda ürkütücü bir tablo vardır ve bütün göstergeler bu tablonun daha da vahim hale geleceğini göstermektedir.
Türkiye bir yandan yüksek enflasyon ve diğer yandan yüksek işsizliğin birlikte görüldüğü bir ekonomik kriz yaşıyor.
Ekonomik krizin istihdamda yarattığı tahribat giderek çok daha net biçimde görülüyor.
Sanayi üretiminde ve büyümede yaşanan gerilemenin sonucu olarak işsizlikte sert bir tırmanış yaşanıyor. Son bir yılda işsiz sayısı 1 milyon 259 bin artarken, istihdam 872 bin kişi azaldı.
TÜİK’e göre Ocak 2018 döneminde yüzde 10,8 olan dar tanımlı (standart) işsizlik 3,9 puan artarak Ocak 2019’da yüzde 14,7’ye yükseldi.
Ocak 2018’de 3 milyon 409 bin olan dar tanımlı işsiz sayısı bir önceki yıla göre 1 milyon 259 bin kişi artarak 4 milyon 668 bin oldu.
DİSK-AR tarafından hesaplanan geniş̧ tanımlı işsiz sayısı 7 milyon 552 bine yükselirken, geniş̧ tanımlı işsizlik oranı ise yüzde 22,1 olarak hesaplandı. Ocak 2018’den Ocak 2019’a geniş̧ tanımlı işsiz sayısı 1 milyon 150 bin arttı.
Sanayi üretimi ve büyümedeki büyük daralmaya paralel olarak istihdamda da daralma devam ediyor. Türkiye ekonomisinin yıllık yeni istihdam yaratma kapasitesi krizle birlikte ciddi biçimde geriledi.
Ocak 2018’de 28 milyon 29 bin olan bin olan toplam istihdam 872 bin kişi azalarak Ocak 2019’da 27 milyon 157 bine geriledi. Krizin başladığı Ağustos 2018 ile Ocak 2019 arasında istihdamdaki kayıp ise 2 milyon 161 olarak gerçekleşti. Bu ölçüde bir kayıp şimdiye kadar görülmedik bir durumdur.
İşsizlik açısından öncelikle dikkate alınması gereken tarım dışı işsizlik oranı da geçen yılın aynı dönemine göre 4,1 puan artarak yüzde 12,7’den yüzde 16,8’e yükseldi.
Geçen yılın aynı dönemine göre en fazla artış genç işsizliği ve genç kadın işsizliğinde gerçekleşti. Genç işsizliği 6,8 puan artarak yüzde 19,9’dan yüzde 26,7’ye yükselirken, kadın işsizliği 3,1 puan artarak yüzde 13,4’ten yüzde 16,5 seviyesine yükseldi. Tarım dışı kadın işsizliği ise yüzde 20’ye tırmandı.
Maalesef işsizlik oranları önümüzdeki aylarda da artmaya devam edecektir. İşsizlik ödeneği alanların sayısındaki patlama Şubat ayı işsizlik verilerinin verilerin de oldukça olumsuz geleceğini bugünden göstermektedir. İşsizlik ödeneği alanların sayısı Şubat 2018’de 436 bin iken Şubat 2019’da 677 bine ulaştı. Yani işsizlik verileri açısından Şubat Ocak’tan da kötü olacaktır.
Dar tanımlı işsizlik önümüzdeki aylarda yüzde 16-17 civarına, işsiz sayısı ise 5 milyona yükselebilir.
İşsizlik ateşi toplumu yakarken, hükümet kıdem tazminatına ve işçi ücretlerinden yapılacak yeni kesintilere göz dikmiş durumda. Kriz karşısında işsizliğe çözüm bulmak yerine kıdem tazminatına fona devretmeyi, BES’i zorunlu hale getirmeyi ve ikisini birleştirerek kıdem tazminatını yok etmek istiyorlar.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından 10 Nisan 2019 günü yapılan “Yeni Ekonomik Program Yapısal Dönüşüm Adımları 2019” başlıklı sunum ülkemizin içinde bulunduğu derin ekonomik krizden çıkış için umut vaat etmiyor.
Tersine krizin faturasını çalışanların, emeği ile geçinenlerin sırtına yüklemeyi hedefleyen ciddi tehlikeler içeriyor.
Bakan Albayrak tarafından yapılan ve toplam 9 slayttan oluşan sunum, yaşadığımız derin ekonomik krizden çıkış için gerekli olan köklü demokratik, hukuksal ve ekonomik dönüşüm konularında hiçbir somut adıma ve hedefe yer vermiyor.
Bakan Albayrak tarafından yapılan Yapısal Dönüşüm Adımları 2019 sunumu işçi sınıfı için çözüm değil daha fazla sorun anlamına geliyor.
Dönüşüm Adımları adlı sunuma göre kıdem tazminatı reformunun gerçekleştirilmesi ve kıdem tazminatı ile Bireysel Emeklilik Sistemi’nin entegre edilmesi planlanmaktadır. Kıdem tazminatı fonu kurulması ve bu fonun zorunlu hale getirilecek olan BES ile bütünleştirilmesi hedefleniyor.
Türkiye’nin sorunu kıdem tazminatı değildir. Türkiye’nin sorunu işsizliktir. Kıdem tazminatı sorun değil haktır.
Kıdem tazminatının fona devri DİSK ve işçi sendikalarının ezici çoğunluğu açısından kapanmış bir tartışmadır. Yeniden gündeme getirilmesi kabul edilemez. Kıdem tazminatının fona devri kıdem tazminatının miktarını düşürecek, ödemesini zorlaştıracak ve işçilerin iş güvencesini azaltacaktır. Hükümeti kapanmış bir tartışmayı açmaması için uyarıyoruz. Kıdem tazminatı kırmızıçizgimizdir. Tartışmayacağız ve kabul etmeyeceğiz.
Kıdem tazminatının BES ile entegre edilmesi kıdem tazminatının emekli ikramiyesine dönüştürülmesi anlamına gelmektedir. BES ile entegre kıdem tazminatı, işçilerden kıdem tazminatı için kesinti yapılması anlamına gelmektedir.
Kıdem tazminatının yok edilmesine sesiz kalmayacağız. Kıdem tazminatında bir adım dahi geriye gitmeyeceğiz.
BES’in zorunlu hale getirilmesi de asla kabul edilemez. BES’in zorunlu olması ücretler üzerinde yeni bir yük anlamına gelecektir. Zorunlu BES düşük ve orta gelirli çalışanlar için gelir kaybı demektir. Kriz koşullarında artan geçim sıkıntısının daha da artması anlamına gelecektir. Bakan Albayrak’ın “emeklilerin geçim kaygısı olmayacak” diye sunduğu zorunlu BES, işçilerin gelirlerinin tırpanlanması anlamına gelmektedir.
Bakanın sunumu Emeklilikte Yaşa Takınılanlar (EYT) sorununun çözümünün reddi anlamına da gelmektedir. Bakan Albayrak EYT sorununu çözmek yerine emekliliği zorlaştıracak girişler peşindedir.
Bakan Albayrak’ın sunduğu program krizden çıkış için gerçekçi ve adil hedefler içermek bir yana krizin faturasını emekçilere ve halka yüklemeyi öngörmektedir. Hükümeti kıdem tazminatının fona devri, zorunlu BES ve reform adı altında sosyal güvenlik haklarını kısıtlayacak adımlar atmaması konusunda uyarıyoruz.
Ekonomik krizden çıkış için öncelikle demokratik hukuk devletini tesis edecek adımların atılması krize karşı emeğin haklarını koruyacak sosyal politika önlemlerinin alınması gerekiyor.
Kıdem tazminatımızı ve sosyal güvenlik haklarımızı sonuna kadar savunacağız.
Ülke yangın yerine dönmüştür.
Ülkenin en acil gündemi işsizliktir. Hükümet kıdem tazminatına göz dikmeyi bırakıp işsizliğe odaklanmalıdır.
Krizden çıkış için ilk adım demokratik hukuk devleti ilkelerine dönülmesidir. Hukukun olmadığı yerde, adaletin olmadığı yerde krizden çıkış mümkün değildir.
Krizden çıkış için, işsizlikle mücadele için sosyal politikalara ihtiyaç vardır.
Hükümeti uyarıyoruz: İşçiler kriz koşullarında giderek ağırlaşan bir yaşam mücadelesi verirken, işsizlik yangını memleketi sarmışken, kıdem tazminatına ve işçilerin cebine el uzatmanın karşısında her türlü demokratik direniş meşru bir hak olacaktır.
İşsizliğe, zamlara, kıdem tazminatının gaspına ve zorunlu BES’e karşı haydi 1 Mayıs’a!