'Ekonomide ciddi bir sorun var, taksit sayısını arttırmakla çözülmez'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Anayasa'ya aykırı olduğunu düşündüğü KHK bölümlerini Anayasa Mahkemesi'ne taşınacağını söyledi. Kredi kartının taksit sayısının 12 aya çıkartılması konusuna da değinen Kılıçdaroğlu, “Ekonomide ciddi bir sorun…

Özel Güvenlik İşçi Hakları

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gaziler Haftası münasebetiyle gazilerle bir araya geldi. Akşam bulunur programı öncesinde basın mensuplarının sorularını Mustafa Kemal Kılıçdaroğlu, "Gazilere saygı göstermek sadece CHP'nin değil, sadece bir gurubun değil aslında toplumun kesimin ortak görevidir. Zaman zaman değerlerimizden ve ortak paydadan söz ederiz, bu ortak paydayı oluşturan temel ögelerden birisi de gazilerimizdir. Bu hafta gazilerimizi kucaklayacağız. En azından onların sorunlarını dinleyeceğiz, onların sorunları nedir, bizlerle ilgili beklentileri nelerdir, onlar anlatacak bizlerde dinleyeceğiz" diye konuştu. "TÜRKİYE DİŞARİYA İYİ BİR TABLO ÇİZMİYOR" Başbakan Binali Yıldırım da açıkladığı 9 ay olan kredi kartı taksit sayısının 12 aya çıkarılması konusuna da değinen Kılıçdaroğlu, "Ekonomide ciddi bir sorun var. Bu sorun aşılmaya çalışılıyor. Ama bu taksit sayısını arttırmakla veya bazı alacakları daha uzun süreli takside bağlamakla çözülecek bir şey değil. Çünkü olayı temelden ele almak, gerekli reformları yapmak, halka umut vermek, toplumda olağan döneme geçtik diye bir algı yaratmak gerekiyor. Bu olağan üstü koşullarda iş dünyasında pek çok kişinin mal varlığına el konulurken, bankalara talimat verildi, bir de kredi açmayın diye. Bu şekilde düzelme olmaz. Sadece içeride değil. Dışarıda da Türkiye ye karşı farklı bir bakış var. Yasa çıkardılar ve yurtdışındaki kara paranın safra Türkiye ye gelip aklanmasına imkan sağladılar. Ona rağmen beklenen olmuyor. Çünkü Türkiye dışarıya pek iyi bir tablo çizmiyor" dedi. "11 BİN ÖĞRETMEN AÇİĞA ALİNDİ, ŞİMDİ PARÇA PARÇA İADE ETMEK İSTİYORLAR" Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise yedek vekil önerisi hakkında sorulan bir soruyu ıse "Bunları tartışmanın bir anlamı yok. Türkiye'nin gündemi çok daha farklı. İşsizlik aldı başını gidiyor. Yedek vekilliğin tartışılması ne kazandırır? Türkiye'nin dünya kadar dil sorunu var. İşsizlik var. Anneler babalar çocuklarını hangi okula göndereceklerini safra bilmiyorlar. Üniversiteleri kapatılan pek çok gencimiz var, bu çocuklar hangi üniversitelere gidecekler. İş dünyası da büyük bir karamsarlık içerisinde. Bunların düşünülmesi lazım. 11 bin öğretmen açığa alındı. Şimdi parça parça iade etmek istiyorlar. Peki bu öğretmenleri neden açığa aldınız? Terör örgütüne destek verdiklerini söylüyorlar. Peki bugüne kadar siz neredeydiniz? Yani bunlar terör örgütüne destek verirken, siz bu ülkeyi yönetmiyor muydunuz? Bunları sormaktan bende alamıyorum. Birisi teröre destek vermişse bu ülkenin savcısı, için genel, mahkemesi var. Çıkarır yargılarsın. Birden bire KHK ile alıyorsunuz, bir süre sonra "var galiba yanlış yaptık tekrar iade edelim" diyorsunuz. Bu insanlara yazık günah değil mi? Toplum bu öğretmenlere nasıl bakacak? Öğretmenlerimizi baş tacı edelim derken bunu, "Sen sendikalısın, mutlaka terör örgütüne destek vermişsindir, seni açığa alacağım" diyerek olmuyor. Nerede hukuk devleti, nerede adil yargılama" diye cevapladı. "OLAĞAN ÜSTÜ HUKUK, ANAYASAYA AYKİRİ şey olamaz" Anayasaya aykırı olduğunu düşündüğü Kanun Hükmünde Kararname (KHK) bölümlerini Anayasa Mahkemesi'ne taşınacağını belirten Kılıçdaroğlu, MHP Tebliğe göre, Kanun Hükmünde Kararnamelerin Anayasa Mahkemesi'ne götürülmesine itiraz etmesini de değerlendirdi. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "MHP itiraz edebilir 1990'larda iki kez gitmiş Anayasa Mahkemesi'ne, iki kez karar verilmiş. Anayasa da değiştirilmesi dahi teklif edilemeyen maddeleri var, Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik, sosyal hukuk devletidir. OHAL bu hukuk devleti içinde yapılmak zorundadır. OHAL'e ihtiyaç duyulmasının sebebi, Türkiye'nin olağan üstü bir dönem yaşaması ve bu dönemi aşmak için olağan üstü hukuka ihtiyacı üzerinde. Ama bu hukuk, anayasaya aykırı şey olamaz. Olağanüstü Hal yetkisi alıp OHAL sonrası dönemleri de düzenlerim demek, anayasaya aykırıdır. Çünkü böylelikle parlamentoyu devre dışı bırakmış oluyorsunuz. Diyelim ki herhangi bir bakanlık, şube veya yeni bir tüzel kişilik kamuda oluşturulacak. Bunun adresi TBMM'dir. Yeni bir bakanlık kurulursa meclis kurulacak. Yeni bir mahkeme oluşturulacaksa, yargıyla ilgili kurallar konulacaksa, bu meclisin işidir. Ama OHAL dönemlerinde yürütme organına buna yer kaplayıcı deniyor ki, "Bu dönemi öyle kullanacaksın ki, kısa süre içerisinde Türkiye'yi olağan sürece taşıyacaksın. Ama olağan sürece taşırken olağan üstü hukuku da olağan sürece taşımayacaksın. Anayasanın temel kuralıdır bu. Bu yüzden Anayasa Mahkemesi'ne taşıyoruz."