Erdoğan, Atlantik Konseyi Zirvesi'ne katıldı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da düzenlenen Atlantik Konseyi Zirvesi'ne katıldı. ABD'nin Ankara Büyükelçisi John Bass ve Irak Kürt Bölgesel Yönetemi (IKBY) Başbakan Neçirvan Barzani'nin de dinleyici olarak yer aldığı zirvede…
"DOSTLARIMIZ BUNU BİZDEN ÖĞRENMELİ" Suriye'deki gelişmelere değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sırf DEAŞ ile mücadele ediyor diye PKK, YPG gibi terör yapılarının etnik temizlik faaliyetlerine, bölgede işlediği cinayetlere tepkisiz kalmak, yeni insanlık suçlarına davetiye çıkarmaktır. PYD'yi biz tanırız, YPG'yi biz tanırız. Bizdeki PKK terör örgütünün bunlar düşük çocuklarıdır. Onların yetiştirmesidir. Bunları gayet iyi biliriz ve bu bölgede kim kimdir bunu bilen birisi biziz. Bu, bize sorulmalı. Dostlarımız bunu bizden öğrenmeli. Yoksa yanlış bilgiler üzerine geleceğe yönelik yanlış adımlar atılıyor ve bölge bir çöküşün içerisinde. Medeniyetler çöküyor, insanlar ölüme mahkum ediliyor" dedi. "ÇÜNKÜ SURİYE'NİN BÖLÜNMESİNE KARŞIYIZ" "Türkiye'nin uluslararası hukuktan doğan haklarını kullanması kadar doğal bir şey yoktur" diyen Erdoğan, "Biz bir hukuk devletiyiz, haklarımız neyse bunu kullanıyoruz ve kullanmaya devam edeceğiz. Tehditler sürdüğü müddetçe gereken her türlü tedbiri alacağız. Güney sınırımız boyunca bir terör koridorunun oluşmasına asla izin vermeyeceğiz. Hele hele Kuzey Suriye'de bir devlet kurma teşebbüsü içerisine giren malum bazı cahiller var, 'Cahil cesur olur' diyorlar ya o da o havalarda, kendine göre bakanlar kurulu oluşturuyor vesaire... Biz bunları karşılıksız bırakmayız ve Kuzey Suriye'de böyle bir devlet kuruluşuna da asla müsaade etmeyiz. Çünkü Suriye'nin bölünmesine karşıyız, Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunmasından yanayız. Terörle mücadeleyi sınırlarımız içinde ve dışında sürdürmekte kararlıyız. Bu konuda tüm dost ve müttefiklerimizden dayanışma bekliyoruz" diye konuştu "ŞİDDET, HİÇBİR SORUNA ÇARE OLAMAZ" Makedonya'daki son gelişmelere de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dün Makedonya'da yaşananları hep birlikte takip ettik, gördük. Ülkede meclis başkanlığı seçiminin ardından yaşanan hadiseler endişe vericidir. Şiddet, hiçbir soruna çare olamaz. Olaylarda zarar gören herkese ülkem adına 'geçmiş olsun' diyorum. En başından beri hadiselerden uzak duran Makedonya'daki Türk toplumundan itidalli tavırlarını korumalarını özellikle bekliyoruz. Dost ve kardeş Makedonya'nın bir an önce huzura ve istikrara kavuşmasını da arzu ediyoruz" dedi. MEVCUT YAPIDAN NEMALANAN ÜLKELER... Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve Avrupa Birliği gibi platformların birkaç ülkenin kısa vadeli çıkar hesaplarına kurban edildiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, " Çözüm için kurulan mekanizmalar, değişim ihtiyacına cevap veremedikleri için, artık daha ziyade sorun üretir hâle gelmiştir. İkinci Dünya Savaşı sonrasında tesis edilen, Soğuk Savaş sonrasında ise küçük değişikliklerle tahkim edilen mevcut yapı, bundan nemalanan ülkeler tarafından, aynen korunmaya çalışılmaktadır" dedi. "DÜNYAMIZ ÇALKANTILI BİR DÖNEMDEN GEÇİYOR" Katılımcılara zirveye iştiraklerinden dolayı teşekkür eden ve zirvenin, üye ülkeler ve tüm insanlık için hayırlara vesile olması temennisinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yılki zirvenin ana temasının 'Çalkantılı Bir Bölgeye Yönelik Trans-Atlantik Angajmanın Güçlendirilmesi' olarak belirlenmesini isabetli bulduğunu söyledi. Dünyamız gerçekten de çalkantılı bir dönemden geçtiğine işaret ederek, karşı karşıya kalınan belirsizlikler sebebiyle, küresel geleceğin kestirilmesi ve yarına dair tahminleri yapılmasında zorlanıldığını belirten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bilhassa son yıllarda yaşadığımız sorunlar karşısında sergilenen atalet, tıkanıklık ve acziyet geleceğe dair karamsarlığı daha da körüklüyor. Küresel müesses nizam, coğrafyamızda meydana gelen krizler başta olmak üzere, bizleri doğrudan etkileyen meseleler karşısında etkinliğini yitiriyor" diye konuştu. "ÇÖZÜMSÜZLÜK ÜRETEN SİSTEME SUNİ TENEFFÜS YAPMAYA DEVAM EDEMEYİZ" Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve Avrupa Birliği gibi platformların itibarının ise, buralardaki söz sahibi birkaç ülkenin kısa vadeli çıkar hesaplarına kurban edildiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çözüm için kurulan mekanizmalar, değişim ihtiyacına cevap veremedikleri için, artık daha ziyade sorun üretir hâle gelmiştir. İkinci Dünya Savaşı sonrasında tesis edilen, Soğuk Savaş sonrasında ise küçük değişikliklerle tahkim edilen mevcut yapı, bundan nemalanan ülkeler tarafından, aynen korunmaya çalışılmaktadır" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şu gerçeklerin artık idrak edilmesi gerektiğine inanıyorum. Ya mevcut mekanizmalara format atacak, ya da 'karamsarlık virüsünün' bünyemizi daha çok sarmasını seyredeceğiz. Ya yeni aktörlerin talep ve önerilerine daha çok kulak kesilecek, ya da çözümsüzlük üreten sisteme suni teneffüs yapmaya devam edeceğiz. Ya tabandan gelen değişim rüzgârını yönetecek, ya da bu rüzgârın kasırgaya dönüşüp bizleri yok etmesini bekleyeceğiz. Önümüzdeki seçenekler bu kadar açık ve nettir. Hiç şüphesiz, karşımızdaki bu olumsuz tabloyu olumluya dönüştürmek, krizi fırsata çevirmek bizlerin elindedir. Yıkıcı rekabetin yerine iş birliğini, çatışmanın yerine dayanışmayı, gerilimin yerine uzlaşmayı ikame ettiğimizde, farklı bir sürecin kapılarını aralayacağımızı düşünüyorum" ifadesini kullandı. MAKEDONYA'DA MECLİS BAŞKANLIĞI SEÇİMİNİN ARDINDAN YAŞANAN OLAYLAR Ne kadar uzakta olursa olsun, başka bölge ve ülkelerde ortaya çıkan sorunlardan muaf olunamayacağını vurgulayarak, Makedonya'da yaşananlara işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkede meclis başkanlığı seçiminin ardından yaşanan olayları 'endişe verici' olarak nitelendirdi ve şiddetin hiçbir soruna çare olamayacağını söyledi. Makedonya'daki Türk toplumundan, itidalli tavırlarını korumalarını beklediklerini, dost ve kardeş Makedonya'nın bir an önce huzura ve istikrara kavuşmasını arzu ettiklerini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye olarak, kadim tarihî ve kültürel ilişkilerimizin bulunduğu coğrafyalardaki kardeşlerimizin tamamının güvenli ve müreffeh geleceği için her türlü çabayı göstermeyi sürdüreceğiz. Tabii bu bir şeyi daha gösteriyor: Demokrasiye inanıyorsak, demokrasinin sandıklardan çıkan neticenin kabulü olduğuna inanıyorsak, istenilen neticeyi alsak da almasak da seçimin bir galibi olacaktır, bir mağlubu olacaktır. Öyleyse mağlup olanlar da galip olanları takdir etmesi gerekir, saygıyla karşılaması gerekir ki ülkenin huzuru bozulmasın" şeklinde konuştu. "GÜÇLÜNÜN ÇIKARLARINI, MAZLUMUN HAKLARININ ÖNÜNE KOYAN BİR YAPI, GÜVENLİK VE İSTİKRARI TESİS EDEMEZ" İyi ve kötü tüm gelişmelerden herkesin etkilendiği bir dünyada el ele vermeden, sorumluluk bilinciyle hareket etmeden meselelerin çözülemeyeceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adil olmayan bir sistem, sürdürülebilir de değildir. Güçlünün çıkarlarını, mazlumun haklarının önüne koyan bir yapı, güvenlik ve istikrarı tesis edemez" ifadelerini kullandı. "KATİL ESED DEVLET TERÖRÜ ESTİRMEKTEDİR" Cumhurbaşkanı Erdoğan,Elimizi vicdanımıza koyup şu sorulara samimiyetle cevap vermemiz gerekiyor: Şayet, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi başta olmak üzere uluslararası toplum Suriye konusunda dirayetli davransaydı, rejim yeni kimyasal silah saldırılarıyla, aynı zamanda konvansiyonel silah saldırılarıyla bu zulmü gerçekleştirebilir miydi? Bu benim 6 yıldır işlediğim bir konudur. Uluslararası toplantılarda, G20 zirvelerinde, dostlarla ikili görüşmelerde işlediğimiz bir konudur. Ama sadece kendim söyledim, kendim dinledim, bir netice alamadık. Esed rejiminin kendi halkını pervasızca katletmeye devam etmesinin sebebi, geçmişte işlediği suçların yanına kâr kalması değil midir? Ben devlet terörünü anlamakta zorlanıyorum. Devlet terörü bundan başka daha nasıl olabilir? Katil Esed bir devlet terörü estirmektedir. Eğer insanlık ve siyasi liderler, dünyada devlet terörüne karşı ise, karşı olmaları gereken en önemli ülke ve lider Suriye'dir. Eğer bununla ilgili kararlı adım atmış olsaydık, bugün 1 milyona yakın insan Suriye'de ölmezdi, 3 milyona yakın Suriyeli benim ülkeme, 1,5 milyona yakın insan Lübnan'a, 1 milyona yakın insan Ürdün'e iltica etmezdi. Ama bu insanlar şimdi kendi topraklarının dışında farklı ülkelerde kendilerine hayat bulmaya çalışıyorlar. Nerede? Varsa çadırlarda, konteynerlerde. Bu bizim insani sorumluluğumuzu ortadan kaldırmıyor. Öyleyse insani sorumluluğumuzun gereğini hep birlikte yerine getirmek durumundayız" ifadesini kullandı. "YA BİR YOL BULACAĞIZ, YA BİR YOL AÇACAĞIZ" Yabancı terörist savaşçılar konusunda gereken iş birliği sağlansaydı, geçen yılki Brüksel saldırıları gerçekleşebilir miydi? Terör örgütleri arasında ayrıma gidilmeden ilkeli bir duruş sergilenseydi, bu katil sürüleri şu andaki kadar palazlanabilir miydi? Şayet 2011 yılında Somali'deki kuraklık karşısında uluslararası toplum, Türkiye gibi yardım elini uzatsaydı, bu yıl milyonlarca insan benzer sorunlarla karşılaşır mıydı?ö sorularını soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu soruların cevabını herkesin çok iyi bildiğini söyledi ve Güvenliğimizi, geleceğimizi ve insan hayatını ilgilendiren böylesine önemli meselelerde şahit olduğumuz çifte standart, eminim, benim gibi sizleri de yaralıyor" sözlerine yer verdi. "YOL AÇACAĞIZ" Bu manzara karşısında yapılması gerekenin belli olduğunu ifade ederek, "Ya bir yol bulacağız, ya bir yol açacağız, başka çare yok" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sorunların büyüklüğü karşısında asla ümitsizliğe kapılmayıp 'böyle gelmiş böyle gider' demeyeceklerini söyledi . Erdoğan, Unutmayalım ki; taşı delen suyun gücü değildir, damlaların sürekliliğidir. İnisiyatif alacak, bıkmadan-usanmadan insani değerlere, çözüme, dayanışma ve iş birliğine vurgu yapmayı sürdüreceğiz. Ülke olarak, son 14 yıldır işte bunun mücadelesini veriyoruz. Türkiye, vicdanının sesini dinleyip, girişimci ve insani diplomasisiyle sorunlara çözüm bulmak için elini taşın altına koyuyor" diye ekledi. SORULARI YANITLADI Toplantının son bölümünde Cumhurbaşkanı Erdoğan katılımcılardan gelen soruları yanıtladı. İlk soru Trump'la yapacağı görüşmenin gündeminin ne olacağına ilişkindi. Görüşmeden ağırlıklı gündemin Suriye olacağını söyleyen Erdoğan, " Trump'dan beklediğimiz, biz hedefi sadece DEAŞ'a mı vereceğiz ? Yoksa tüm terör örgütlerine mi kilitleyeceğiz ? Eğer sadece DEAŞ'a bunu kilitleyecek olursak, yanılırız. Bir terör örgütünü yok ederken, diğer taraftan diğer terör örgütlerini orada güçlendirmiş oluruz. Çünkü onlara ne yazıkki siyah yardımları geliyor. Onlara gelen silah yardımlarını DEAŞ'la paylaşıyor. Elimizde tüm belgeler var. Görüntülü var. Kayıtlar var. Bunları gayet iyi biliyoruz. Bunları sağa sola kaçırmanın hiçbir anlamı yok. Ve bunu benim sayın Trump'a anlatmam lazım" dedi. TRUMP'A BUNLARI ANLATIRIZ, BİRLİKTE ÇARESİNİ BULURUZ Obama döneminde bunları defalarca anlatmama rağmen, kendisini ikna edemediklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şimdi sayın Trump'la yeni bir dönem başlıyor. Temennim odur ki, sayın Trump'a bunları anlatırız, birlikte çaresini buluruz. Biz bir terör örgütüyle, bir başka terör örgütü vasıtasıyla mücadele etmedik. İşte bakın Cerablus'tan bir DEAŞ'ı attık. YPG ile beraber atmadık. PYD ile beraber atmadık. Ne yaptık ? Özgür Suriye Ordusu'yla beraber dayanışma içinde Cerablus'u DEAŞ'dan temizledik. El Bab biraz uzun sürdü ama orayı da boşalttık.Ha şimdi iki önemli yer kaldı. Biri Münbiç. Sayın Obama'ya defahatle söyledik. 'Bakın Münbiç Arapların toprağıdır'. Münpiç PYD'nin YPG'nin değildir.Ama buradan Araplar boşaltıldı. Buraya PYD ve YPG yerleştirildi. ' Bizim sizden bir isteğimiz var'dedim. Bunlar Fırat'ın doğusu'na gönderilmelidir. Söz verdi, göndereceğiz" hiç endişe etmeyin. Ne yazıkki gönderilmediler. Bunlar hala orada duruyor. Bizim Münbiç'i onlardan temizlememiz lazım. Münbiç'i oradan temizledikten sonra asıl merkez neresidir ? Rakka." dedi. HEP BİRLİKTE TEMİZLERİZ YAHU... Rakka'da DEAŞ'ın 2500-5000 civarında militanı olduğunu söyleyen Erdoğan, "Başını ABD'nin çektiği koalisyon güçleriyle Türkiye , ÖSO biz hep birlikte temizleriz yahu. Bu bizim için zor birşey değil. Biz bu işi başarırız. Bunu biz ispat ettik. Eğer biz, ABD koalisyon güçleri bunu başaramayacaksa bizi niye varız. Ben bunu başaracağımıza inanıyorum. Bunu sayın Trump'a da anlatacağım. Gelin bunu beraber halledelim. ve terör örgütlerinden burayı temizleyelim" dedi. EKONOMİK İLİŞKİLER Türkiye ABD arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin daha da yükselmesi gerektiğini söyleyen Erdoğan, " Biz 17 Milyar Dolarlık hacmi çok çok düşük buluyoruz. Bunun yükselmesi lazım. Bunun için neler yapabiliriz ? Bunu kendileriyle konuşmak istiyorum. Bunun için de en önemli kalem de nedir ? Savunma Sanayi ile ilgili bizim ABD ile müşterek atmamız gereken adımlar var. Bugüne kadar bunlar Kongre tarafından hep engellenmiştir. Temenni ederimki bundan sonraki dönemde, kongre bunun önünü açar, ve Türkiye ile ABD arasında iki NATO üyesi olarak savunma sanayinde farklı adımları biz atabiliriz diye düşünüyorum. Enerji alanında da yine bizim Doğu Akdeniz'den ABD ile beraber yapabileceğimiz birçok şeyler olduğu gibi, diğer bölgelerde de müşterek birçok adımları atmamız mümkün. Ve bu konuların dışında da gelişmelere yönelik olarak tabi ki bazı birimlerimizin müşterek çalışmalarını güçlendirmemizdir. Başta tabi Dışişleri bakanlıklarımız bunan yanında istihbarat örgütlerimizin müşterek çalışmaları bölgenin huzuru için güven ifade etmektedir" diye konuştu. REFERANDUM SONUÇLARI Diğer soru da referandum sonuçlarıyla ilgiliydi. Erdoğan'a yakın sonuç çıkmasının sonuçları soruldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan soruya ABD seçimlerini örnek göstererek şu yanıtı verdi: Referandumla ilgili etkinin bir defa Türkiye'ye, tüm girişimciler açısından yeni bir dönemin başladığı, nitekim şurada birkaç gün içerisinde ekonomideki sıçramanın özellikle yatırım alanlarının açılmasına yönelik atılan adımlarının; Türkiye'nin bir güvenli liman olarak görülmesi bu seçim neticesinin nereye vardığını gösteriyor. Biz dünyadaki dostlarımıza şunu hatırlatmak istiyoruz. Bakın, ABD'deki seçimlere bakınız. Bütün seçimlerde ne görürsünüz ? Bakarsınız yüzde 51, yüzde 52 buralarda alınmış neticeler görürsünüz. Ve bu neticeyle orada bir seçim kazanılır. Kaldı ki bu seçimleri sayın Trump, sizin sisteminiz gereği, Clinton'dan daha az oy alarak kazanmıştır. Ne oldu ? Birileri sokaklara döküldü. Bağırdılar, çağırdılar, bazı yerleri yaktılar, yıktılar ama asıl olan duruştur. Sayın Trump duruşunu gösterdi. Şuanda ABD'de yönetim devam ediyor mu ? Devam ediyor. Türkiye'de bizim sistemimizdeyse, bizim sistemimizde en çok oyu yüzde 51 oyla şuanda evet diyenler kazanmıştır. Dün YSK neticeyi açıklamıştır, Diğeri 48.6 almıştır. Hayır diyenler. Bu şu demek değildir; bizler evet diyenler, hayır diyenleri dışlayacağız. Öteleyeceğiz. Onları görmezden geleceğiz. Asla böyle bir şey olamaz. Niye, onlar da benim ülkemin insanlarıdır. Eğer hizmetse biz zaten hizmeti ülkemizin dört bir yanına veriyoruz. HAYIR KAMPANYASINA DESTEĞE RAĞMEN KAPIMIZ AÇIK 15 yılda daha önceki dönemlerde yapılmayan yatırımlar yaptıklarını söyleyen Erdoğan, "Dışarıda yapılan bu yalan yanlış kampanyalara kimse prim vermesin ben bu kampanyaları yapanlara sesleniyorum. Siz önce teröristleri ülkenizde gizlemekten, saklamaktan önce vazgeçin. Özellikle Avrupa, bunlardan vazgeçin. Tamam, Hayır kampanyasına destek verdiniz, kaybettiniz. Şimdi bundan sonra o defteri kapayın da Türkiye ile münasebetleri nasıl geliştireceğiz, buna gayret edin. Biz o kampanyayı yapmanıza rağmen kapımızı açıyoruz" ifadesini kullandı KATILIMCILAR... Merkezi ABD'de bulunan düşünce kuruluşu Atlantik Konseyi'nin bu yıl 8'incisini düzenlediği zirveye bazı bakanların yanı sıra; ekonomi, enerji, yatırım ve dış politika alanlarında dünyanın çeşitli ülkelerinden yetkili isimler, BP, Dana Gas, Delek Drilling, Noble Energy, Cheniere, Naftogaz ve EWT gibi uluslararası büyük enerji şirketlerinin yöneticileri de katıldı. GİNE CUMHURBAŞKANIYLA ÖNCE CUMA NAMAZI ARDINDAN ÖĞLE YEMEĞİ Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Gine Cumhurbaşkanı Alpha Conde ile birlikte Dolmabahçe Bezm-i Alem Valide Sultan Camii'ne gelip Cuma namazı kıldı. İki cumhurbaşkanı geldikleri yine aynı makam aracından Mabeyn Köşküne geçti. Cumhurbaşkanı Erdoğan burada konuk Cumhurbaşkanı onuruna öğle yemeği verdi.