Havalimanı'nda görev yapan çalışanlarının olumsuz çalışma koşulları devam ediyor.

İstanbul Havalimanı'nda hiçbir şey toz pembe değil İstanbul Havalimanı'nda görev yapan TGS çalışanlarının olumsuz çalışma koşulları devam ediyor. Hava-Sen yaptığı açıklamada, yetkili sendika olmadıkları halde çalışanları düşünmek zorunda olduğunu belirterek…

Özel Güvenlik İşçi Hakları

İstanbul Havalimanı'nda görev yapan Turkish Groud Service (TGS) çalışanlarının olumsuz çalışma koşulları devam ediyor. Havalimanının yerleşim yerlerine uzaklığı nedeniyle ulaşımda geçirilen sürelerin ve servis saatlerinin uzaması personeli mutsuz ederken, konuyla ilgili olarak dikkat çeken bir açıklama geldi.

Havayolu Çalışanları Sendikası (Hava-Sen) yaptığı açıklamada, yetkili sendika olmadıkları halde çalışanları düşünmek zorunda olduğunu belirterek söz konusu çalışma koşullarıyla ilgili birtakım maddeler sıraladı.

İstanbul Havalimanı'nda "Sömürü devam etmektedir ve yetkili sendikadan ses çıkmamaktadır" diye belirtilen açıklamada, "TGS de çalışan arkadaşlar inanılmaz bir baskı ve yorgunluk içinde olduklarını ifade ediyorlar. TGS’nin yapısını manejman ve ekonomi politikalarını sorgulamıyoruz. Ancak yaptıkları iş THY açısından son derece önemli ve değerlidir. Buna rağmen her ay yüzün üzerinde personel işten çıkarılıyor ve diğerleri ekmek parası uğruna her türlü olumsuz muameleye katlanmak zorunda bırakılıyor" denildi.

Sendika tarafından yapılan açıklamada, "Yöneticilerini insani ve kanuni değerlerde düşünmeye davet ediyoruz" diye ifade edildi.

Hava-Sen'den yapılan açıklama şu şekilde:

"Sayın Sivil Havacılık Çalışanları,

Hazırlanışını ve onaylanma sürecini çok iyi bildiğiniz 26.TİS’in, imzalandıktan sonra, tüm eksik ve yanlışlarına rağmen, uygulanamasını bir süre izlemeye aldık. TİS çalışanların hak ve menfaatlerini koruyan en önemli belgedir. Uygulama iradesi çok önemlidir. Tek taraflı veya gizli protokollerle değiştirilemez. 26. TİS içinde yer almayıp daha sonra protokollerle düzenleneceği belirtilen konuların ne durumda olduğunu araştırdık. Gerçekleri öğrenebilmeniz için sonuçları sizlerle paylaşmak istedik.

1. Yeni Meydana taşınmanın çalışan üzerine getirdiği zorlukların çözümleri, tüm uyarılarımıza rağmen 26. TİS içinde hiç bir şekilde yer almadı. Şimdi görüyoruz ki maalesef biz haklıymışız. Hala mesaiye gidiş gelişlerde büyük sıkıntılar var. Servisler çalışana bir kolaylık sağlamadığı gibi kendi imkanları ile mesaiye gidenler büyük zorluklarla karşılaşıyor. 9 saatlik bir mesai 13 saatlik bir zaman alıyor. Çalışanlar kendi başlarının çaresine bakmak durumundalar. Servis şoförleri ise ayrı bir problem konusu. Mesai yolunda daha kaç arkadaşımızı kaybedeceğimizi, kaç arkadaşımızın kaza yapacağını kestiremiyoruz. Devasa boyutlardaki meydan terminal sahasında görev yapan yer personelinin günlük yürüyüş mesafeleri de 4-5 kat arttı. personelin yemek ve tuvalet sorunları ile Uçucu ekiplerin, ekip odaları, terminal sahası, giriş çıkış kapıları ve uçak başı arasında ulaşımları yeterince çözülemedi.

2. 26.TİS’ de daha sonra çözüme kavuşturulacağı vaat edilen önemli konulardan birisi de “ekip üyelerinin görev ve dinlenme kurallarını ” içeren 95. maddedir.Yetkili sendika bu hususda ” komisyon kurduk, üzerinde çalışıyoruz” söyleminden başka bir adım öteye gidememiştir. HAVA-SEN olarak aylık SHT-FTL seminerlerimize devam ediyoruz.Uçucu ekiplerin mesai ve dinlenmelerinde düzenlenmesi gereken elzem konular zaten bellidir. SHT-FTL’in avantajlarını ve dezavantajlarını tespit ederek çalışan yararına 95. madde hükümleri oluşturmak için yetkili sendika gereken çabayı göstermemektedir. Kaybedilen en temel haklarımızdan olan “yerel saatle 03:00 ve sonrası mesai kapanışlarında aynı gün tekrar göreve başlamama”, “boş günlerin ana üs dışında verilememesi” ve yine , ardışık boş günlerin bitiminden (00:00 lokal) hemen sonra göreve başlatılamaması” gibi önemli haklarımıza 26. dönem Tis’de yer verilmedi. Bu şekilde kazanılmış hakların kaybedilmesi sendikacılığın ruhuna bütünüyle tersdir. Sendika kaybettirmemeli, kazandırmalıdır. Uçucu ekiplerin elinden alınan hakların zaman kaybetmeden düzenlenecek olan protokolle geri iadesi için çağrıda bulunuyoruz.

3. Her ay 500-700 kabin personeli uzmanlık eğitimi adı altında uçuştan alınıyor ve onlara verilmeyen uçuş tazminatları ile şirket zararı telafi edilmeye çalışılıyor. Ama aynı dönemde 700 kabin memuru alımı için ilan veriliyor. Çelişki gibi görünen bu durum gösteriyor ki amaç tecrübeli personeli en kısa zamanda bünyeden çıkarmak,yerine A0 kadrosundan eleman almak, maaş giderlerini düşürmek. Şirkette liyakata dayalı bir görevlendirme sistemi olmadığı için havacılığın kanla yazıldığını anlamıyorlar. Kıdem ve tecrübenin ne anlama geldiğini bilmiyorlar. Malum sendika da buna çanak tutuyor. Hatta, girişimleri ile hazırlanan kabin sinyorite listesinde mantıklı gerekçeler değil kayırma ve atlatmalarının kokusu yer alıyor.

4. Şirket pilot alımını durdurdu. 24 adet MAX’ın uçmaması elbette bir neden ama 2020 ‘nin ilk aylarından itibaren uçacağı değerlendiriliyor. Eğitim mutlaka zaman alır. Ama daha önce de gördüğümüz gibi önce uçaklar gelir sonra ekipler ayarlanır. Yetmeyince dışarıdan pilot alınır. Dünya sivil havacılığında Thomas Cook, Jet Airways, Germania, gibi şirketler battı. Ryan Air sallanıyor. Yani piyasaya çok miktarda yabancı pilot arzı var. Açığı kapatmak daha kolay. Ancak işsiz genç Türk pilotlarına şans tanınması uzun vadeli akılcı bir çözüm olurdu. En azından elemeleri aşıp sözleşme yapma safhasına gelmiş pilotlara şans tanınmalıydı.

Bir başka konu ise Akademi mezunlarının ödemelerinin bir yığın göstermelik vaatlere ve çalışmalara rağmen gündeme bile getirilmemesi acıdır. Sömürü devam etmektedir ve yetkili sendikadan ses çıkmamaktadır.

5. Hatırlanacağı gibi 29 Mayıs 2019 tarihinde yaptığımız bir basın duyurusunda taşınmanın maliyeti, yeni meydanın zorlukları, azalan yolcu ve konjonktürdeki gelişmeler sonucu finansal zorluk yaşanması durumunda daha önce yapıldığı gibi, ya 1500 uçucuyu atacağız ya da maaş zamlarını düşüreceğiz noktasına gelinmeden tedbirler alınması uyarısını yapmıştık. Bunun içinde yetkili sendika sahte kamu oyu araştırmaları sonucu personelin razı olduğunu söyleyerek zamları düşürmüştü. Şimdi aynı noktaya geliyoruz. Malum sendikadan bir temsilci bu konuda çalışma yaptıklarını ifade etti. Biz para konusuna bu güne kadar hiç girmedik. Yaratılan katma değerin karşılığının verileceğini düşündük. Ancak malum sendikayı ‘ekmeğin bekası’ diyerek işverene şirin görünmek için aynı yola girmemesi için tekrar uyarıyoruz. Zaten zayıflayan aidiyet ve güven duygusu tamamen kaybolur. Şirketimize getirisi kar değil zarar olacaktır. Giderleri azaltmanın yolu personel maaşlarına göz dikmek değildir. Sendika bu hataları önlemek için vardır, çalışana zarar veren uygulamalara alet olmak için değil.

6. TGS de çalışan arkadaşlar inanılmaz bir baskı ve yorgunluk içinde olduklarını ifade ediyorlar. TGS’nin yapısını manejman ve ekonomi politikalarını sorgulamıyoruz. Ancak yaptıkları iş THY açısından son derece önemli ve değerlidir. Buna rağmen her ay yüzün üzerinde personel işten çıkarılıyor ve diğerleri ekmek parası uğruna her türlü olumsuz muameleye katlanmak zorunda bırakılıyor. Kanunların hükümleri maalesef askıda, isteyene git hakkını ara, ama ‘’kapının dışında’’ deniliyor. Bu şartlarda verilen hizmetin kalitesi sorgulanmalıdır. Bizim açımızdan uçuşun güvenliği ve emniyeti her bireyin doğrudan katkısı ile sağlanabilir. ‘Swiss Chese’ teorisindeki katmanlardan birisi de TGS’dir. Yöneticilerini insani ve kanuni değerlerde düşünmeye davet ediyoruz.

Sevgili çalışanlar, yetkili sendika olmadığımız halde varlığımızla size yardımcı olmaya devam ediyoruz. Durum muhakemesi yaparak gerçekleri önünüze getirmek bizim görevimiz. Hakkınızın ve hukukunuzun korunması için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Gelecekte yaşanacak konjonktürel gelişmeler bizim önem ve değerimizi artıracaktır. Bu nedenle size yakışan sendikada olmanızı bekliyoruz.

SEN’in Sendikan."

Odatv.com