HDP'den Diyarbakır saldırısıyla ilgili açıklama
HDP Genel Merkezi'nden dün Diyarbakır'da Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü binasına bomba yüklü araçla düzenlenen saldırıyla ilgili yapılan açıklamada, "Daha yıkıcı olması planlandığı açık olan ancak amacına ulaşamamış bu bombalı saldırıya…
HDP Basın Bürosu'ndan yapılan açıklamada, Diyarbakır'daki saldırının DEAŞ (IŞİD) tarafından gerçekleştirildiği de belirtildi. HDP Genel Merkezi'nin saldırıya ilişkin yazılı açıklaması, şöyle: "IŞİD'in dün sabah saat 08:00 sularında saldırı düzenlediği yer daha önce polis okulu olan, ancak on yıldan fazladır Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü'nün ek hizmet binası olarak kullanılan, merkez Bağlar ilçesinde bulunan, içinde Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nün de yer aldığı bir kaç binadan oluşan bir komplekstir. Evlerinden alınarak Diyarbakır'a getirilen Eş Genel Başkanlarımız Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş ile milletvekillerimiz Gülser Yıldırım, Nursel Aydoğan, Sırrı Süreyya Önder ve Ziya Pir'in mahkemeye çıkarılmadan önce burada bekletilmişlerdir. Bu komplekste yer alan spor salonunda da, daha önce alınan Diyarbakır ve ilçelerinin HDP ve DBP'li il-ilçe eşbaşkanları ve üyeleri tutulmaktadır. Hatırlanacağı üzere bu kişilerle ilgili Demirtaş 19 Ekim 2016'da, Diyarbakır il binamızda bir basın toplantısı düzenlemişti. Nitekim dün meydana gelen saldırı sonucu, burada tutulan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Çüngüş İlçe Eşbaşkanı Recai Altay da yaşamını yitirmiştir. Sabah 08:00'de meydana gelen saldırıdan yaklaşık iki saat kadar önce, Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş ve Diyarbakır milletvekilimiz Ziya Pir mahkemeye götürülmek üzere oradan birlikte çıkarılmıştır. Bombalı saldırı olduğu sırada, söz konusu komplekste Eş Genel Başkanımız Figen Yüksekdağ ve Ankara milletvekilimiz Sırrı Süreyya Önder tutuluyordu. Basına yansıdığı üzere bomba yüklü minibüs, yolda bir ticari taksiyle çarpışmıştır. Minibüs durmayıp yoluna devam edince, taksi onu kovalayıp yolunu kesmiştir. Aracından inen taksi şoförü minibüste bomba olduğunu görünce 'Bomba var' diye bağırarak kaçmış, tanık anlatımlarına göre patlama da bu esnada olmuştur. Yani bomba yüklü minibüs hedefine ulaşamadan patlamıştır. Şayet taksi ile minibüs çarpışması olmasa, bombalı minibüs hedefine ulaşacaktı. Bütün bu gerçekleri bilmesine rağmen Diyarbakır Valiliği failler ile ilgili kamuoyunu yanıltıcı, açıkça yalan beyanda bulunmaktadır. Bir takım 'medya' organları da, IŞİD'in bu saldırısı üzerinden partimizi ve alınan eş genel başkanlarımızı ile milletvekillerimizi hedef göstermeye devam etmektedir. Daha yıkıcı olması planlandığı açık olan ancak amacına ulaşamamış bu bombalı saldırıya ilişkin tüm gerçekler açığa çıkarılmalıdır."