İş mahkemeleri kanunu tasarısı meclise geliyor!
Taşerona kadro yalanıyla 'Özel Sözleşmeli Personel', kiralık işçilik ve Özel İstihdam Büroları ve kıdem tazminatının fona devredilmesi derken şimdi de yeni bir saldırı geliyor; İş mahkemelerinin yeniden düzenlenmesi
İş mahkemelerindeki yoğunluk ve uzayan süreçler bahane gösterilerek; İş mahkemelerinde sermaye lehine yapılması planlanan değişiklikler, çalışma yasalarında yapılan diğer değişikliklerle birleşince, işçinin haklarının tamamen gasp edileceği ve hak arama yollarının tıkanacağı yeni bir sürecin başlayacağını gösteriyor. Öyle ki işçilerin hak arama özgürlüğü engelleniyor, dava açma hakkı bürokratik işlemlerde boğularak ortadan kaldırılıyor ve işçilerin yıllarca mücadele ederek kazandığı hakları elinden alınıyor.
İş Mahkemeleri Kanunu tasarısında yer alan ve işçilere karşı yapılan yeni saldırılarının özeti şu şekilde;
- Zorunlu arabulucuk; iş mahkemelerinde açılacak her türlü alacak davası ve işe iade davası için dava açmadan önce arabulucuya başvurmak zorunlu hale getirilecek.
- İşe iade davası için 1 ay içinde arabulucuya başvurma, anlaşma olmazsa 2 hafta içinde dava açma şeklinde düzenlenmiştir. Yani işe iade davası açma süreci 1 aydan 2 haftaya düşürülmüştür.
- İşe iade davası açıldığında 4 aylık SGK primi ödeme zorunluluğu ortadan kalkacak. İşe iade mahkemelerinin alacak davasına dönmesiyle Kıdem ve ihbar tazminatının farklarının ödenmesi, işe başlatmama tazminatının işçi ücretlerindeki artış miktarı üzerinden hesaplanması da ortadan kalkmış olacak.
- Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarını vs. için dava açma süresi 10 yıldan 2 yıla indirilecek.
SGK’YA AÇILACAK DAVALAR ÖNCESİ SGK’YA BAŞVURMAK ZORUNLU HALE GETİRİLECEK.
- İşverenin yazılı bir belge ile işten çıkarma zorunluluğu ortadan kalkacak. Böylece işe iade davalarında işçinin elindeki en önemli delil ortadan kaldırılmış olacak, patronun keyfi işten çıkarmalarının önü açılacak.
ZORUNLU ARABULUCUKDA, İŞÇİ NE TÜR BİR DAVA AÇARSA AÇSIN ARABULUCUYA BAŞVURMAK ZORUNDA. İş kazası da olsa, mobbing de uygulansa arabulucuya başvurup patronla yüz yüze gelmek zorunda kalacak. Dahası arabulucu parası ilk iki saatten sonra da işçinin de cebinden çıkacak. İşe iade davalarının arabulucuya bağlanması, dava açma süresinin kısaltılması, işe iade davasında işçinin lehine sonuçlandığında bunun bir alacak davasına dönüştürülerek, 4 aylık sigorta primlerinin ödenmemesinden tutun kıdem ve ihbar tazminatlarının farklarının ortadan kalkmasına, yine KIDEM VE İHBAR TAZMİNATI VS. AÇMA İÇİN ZAMAN AŞIMININ 2 YILA İNDİRİLMESİNE kadar birçok hak gaspı yeni tasarı ile birlikte gündeme geliyor.
Sözde iş mahkemelerindeki yoğunluk ve davaların uzaması bahane edilerek, işçi sınıfa karşı bugüne kadar yapılan saldırıların devamı olarak işçilerin hak aramasının önünü kesip haklarını gasp ederken onu bürokrasiye boğarak sermayenin hareket alanını genişletecek. Bütün bu saldırılar karşısında imza toplamaktan, birkaç fabrikada eylem yapmaktan öteye geçemeyen sendikaların basiretsizliği devam ediyor. Oysa dünyada Fransa başta olmak üzere birçok ülkede işçi sınıfının haklarını gasp eden çalışma yasalarına karşı hayat duruyor.
İşçi sınıfının haklarına yönelik yapılan her saldırı, yeterli tepkiyi bulmadığında bir sonraki saldırıya da davet çıkarıyor!