Karamollaoğlu: Böyle büyümeye obezite diyorum

SAADET Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, iktidarın ekonomi anlayışını anlamadıklarını söyleyerek, "Bazen rakamlar büyür ama o kalkınma manasına gelmez. Onun için böyle büyümeye ben obezite diyorum. Maalesef kendi ihtiyaçlarımızı…

Özel Güvenlik İşçi Hakları

SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu partisinin İzmit'te yeni parti binasının açılışına katıldı. Partililer, Temel Karamollaoğlu'nu TEM yolu Kandıra gişelerinin önünde karşıladı. Karamollaoğlu bina açılışı öncesi Sabancı Kültür Merkezi'nde yapılan partisinin Kasım ayı il divan toplantısına katıldı. Mollaoğlu ekonomik büyümenin sadece rakamlarla büyüme anlamına gelmediğini belirterek, şunları söyledi: "Biz ekonomi dediğiniz zaman bugünkü iktidarın anladığı ekonomiyi anlamıyoruz. Biz kalkınma dediğimiz zaman sadece bir ülkenin rakamlarla büyüdüğünü anlamıyoruz. Bazen rakamlar büyür ama o kalkınma manasına gelmez. Onun için böyle büyümeye ben obezite diyorum. İnsanlar bugün dünyada obezite hastalığına yakalanıyorlar. Bugün Türkiye'mizde maalesef bir obezite hastalığı var. Şişmanladık, kilo aldık. Yollarımız gelişti. Hızlı trenlerimiz yavaş yavaş devreye sokuluyor, havaalanlarımız var, hastanelerimiz arttı, binalarımız yükseldi. Yarın herhangi bir şekilde bize bir yerden saldırı olsa o saldırının karşısında kendimizi neyle savunacağız? Yolla mı, havaalanıyla mı, tüp geçitle mi, yüksek binalarla mı? Biz bugün maalesef kendi ihtiyaçlarımızı karşılayacak bir sanayiye, tarıma sahip değiliz. Bu arkadaşlarımız bizden ayrıldıkları zaman Avrupa Birliği'ni medeniyet projesi olarak gördüklerini, Avrupa Birliği'nin üyesi olabilmek için bütün güçleriyle çalışacaklarını söylediler. Halbuki biz onun karşısında İslam birliğinin ancak bizi ayaklandırabileceğini söylemiştik. Bugün geldikleri noktada duvara tosladılar. Ne diyorlar? 'Bu Avrupa Birliği'yle bir yere gidemeyiz' Günaydın. Elbette gidemezsiniz." Türkiye'nin kalkınmasının yolunun milli bir ekonomiden geçtiğini savunan Mollaoğlu sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye'nin bütün ülke safında güçlenerek kalkınmasını ihtiyacımız olan ne varsa iğneden ipliğe, tanktan tüfekten uçağa kadar her şeyi biz kendimiz imal etmeli, üretmeliyiz. Böylece ülkemizde işsiz insan kalmamalı. Ama aynı zamanda da dışarıya muhtaç olmamalıyız dediğimiz halde bu arkadaşlarımız gittiler 'biz faizci, liberal, kapitalist sistemi benimsiyoruz' dediler. Duvara tosladılar. Bundan sonra doların ilerlemesini yükselmesini durduramazlar. Bundan sonra bu borçlar ödenmeye geldiği zaman ne yapacaklarını şaşırdılar. Elin oğlu borç verir size. Sizi destekler, kendi belirlediği yolda yürürseniz. Borç ödeme zamanı geldiğinde de işte dananın kuyruğu o zaman kopar. Eğer sizden bir takım tavizleri almazsa ekonomik olarak canınızı okurlar. Atalarımız ne demiş, borç alan emir alır. Evet devletin borcu azaldı, doğru. Peki özel sektörün aldığı borcun tamamını kim taahhüt ediyor? Yine devlet. O halde bu milleti yanıltmaya kimsenin hakkı yoktur. Bu politikalar değişmediği müddetçe Türkiye hakiki kalkınma modelini benimsemediği müddetçe, doğu ve batı arasında kalkınma yönünden bir fark bırakmayacak bir sistem tesis edilip benimsenmediği müddetçe geleceğimiz pek de aydınlık gözükmüyor." "Bizim en önemli meselelerimizden biri şu akan kanın durdurulması olacaktır" diyen Mollaoğlu konuşmasını şöyle tamamladı: "Hem memleketimizde, hem de bütün dünyada. Şu 15 yıla bir bakın. 15 yılın içinde İslam alemi kana bulandı. Nerede bir kan ve gözyaşı varsa orada Müslümanların maalesef kanı akıtılıyor, gözyaşını Müslümanlar döküyor. Buna birisinin dur demesi lazım. Efendim nasıl diyeceğiz? Bir defa bunun kararını ver. Ben bu kanı durduracağım de, ondan sonra da yolunu ara."