ÖĞÜT RAMSEY ÇALIŞANLARININ SENDİKA MÜCADELESİNİ TBMM’YE TAŞIDI
Özel Güvenlik İşçi Hakları
Ramsey işçilerinin sorunları TBMM gündemine taşındı. CHP’nin Karabük’ten sorumlu İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi.
Karabük-Kastamonu yolu üzerinde, Karıt köyü mevkiinde faaliyet gösteren Ramsey Üretim Fabrikalarında sendikalı olmak isteyen tekstil işçilerinin, işverenin karşı çıkması sonucu eylemlere başladığı haberlerinin kamuoyuna yansıdığını ifade eden Öğüt, Anayasal bir hak olan sendikalaşma hakkının şirket yetkililerince engellendiği iddiasının doğru olup olmadığını sordu.
Sendikalı olan 400 Ramsey çalışanından 9’unun işten atıldığını hatırlatan Öğüt, “İşten atılmalarının gerekçesi iddia edildiği gibi sendikalı olmaları mıdır; konunun araştırılması düşünülmekte midir?” diye sordu.
CHP’li öğüt ayrıca “Şirket çalışanları zor koşul ve düşük ücretlerle çalıştıklarını dile getirmektedir. Söz konusu işyerindeki çalışma koşullarının incelenmesi düşünülmekte midir?” sorusunu yöneltt.
İŞTE VERİLEN SORU ÖNERGESİ;
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Aşağıdaki sorularımın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Faruk Çelik tarafından yazılı olarak yanıtlanması için gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.
Kadir Gökmen ÖĞÜT
İstanbul Milletvekili
Karabük’te Karabük-Kastamonu yolu üzerinde, Karıt köyü mevkiinde faaliyet gösteren Ramsey Üretim Fabrikalarında sendikalı olmak isteyen tekstil işçilerinin, işverenin karşı çıkması sonucu eylemlere başladığı haberleri kamuoyuna yansımıştır.
Bu bağlamda;
1) Anayasal bir hak olan sendikalaşma hakkının şirket yetkililerince engellendiği doğru mudur?
2) Sendikalı olan 400 Ramsey çalışanından, 9’unun işten atıldığı bilinmektedir. İşten atılmalarının gerekçesi iddia edildiği gibi sendikalı olmaları mıdır; konunun araştırılması düşünülmekte midir?
3) Şirket çalışanları zor koşul ve düşük ücretlerle çalıştıklarını dile getirmektedir. Söz konusu işyerindeki çalışma koşullarının incelenmesi düşünülmekte midir?
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
TBMM, tatile çıkmadan önce çeşitli kanunlarda yapılan değişiklikleri içeren torba yasa tasarısını kabul etti.-
Cumhurbaşkanı’nın onayıyla da yapılan kanun değişiklikleri yürürlüğe girmiş oldu.
Kanunlarda, özellikle İş Kanunu’nda yapılan değişiklikle madenlerde ve yeraltında çalışan işçilere yeni sosyal haklar sağlandı.
Ancak torba yasa değişiklikleri içinde bulunan Sendikalar Kanunu’nda öyle bir değişiklik yapıldı ki, bu yapılan değişiklik bizi “sendikal ayrımcılık” konusunda örnek ülke durumuna getirdi.
Hikâye şöyle; 18.10.2012 tarihinde yürürlüğe giren Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun işkolu, işletme ve işyerinde yetkili sendika olmanın kurallarını düzenleyen 41. maddesinde yüzde 3 olarak belirlenen işkolu barajı, yine anılan yasanın geçici 6. maddesine göre Ekonomik Sosyal Konsey (ESK) üyesi konfederasyonlara üye sendikalar için kademeli olarak yükseltilmesi öngörülerek, 2016 yılına kadar yüzde 1, 2016-18 yılları arası yüzde 2 ve sonrası yıllar için yüzde 3 olarak düzenlenmişti.
Son olarak torba yasa ile Meclis’ten geçen yeni bir düzenlemeyle ESK üyesi işçi konfederasyonlarına üye olan sendikalara kademeli olarak uygulanan işkolu barajı yüzde 1 olarak ve hem de işçi konfederasyonların oluru ile kabul edildi.
Biraz daha açarsak ESK üyesi Türk-İş, Hak-İş ve DİSK’e bağlı işçi sendikaları işkolunda toplu iş sözleşmesi yetkisi alabilmek için bundan böyle faaliyette bulundukları işkolunda, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre çalışan işçilerin yüzde 1’ini üye yapmış olmaları yapılan yeni kanun düzenlemesiyle yeterli duruma getirilmiş oldu.
Yine devam edelim.
Daha önceki kanuni düzenleme olsun, yeni getirilen düzenleme olsun, eğer bir sendika ESK üyesi bir konfederasyona üye değilse veya bağımsız olarak faaliyetini sürdürmekte olan bir sendika ise bu durumda olan sendikalar için işkolu barajı yüzde 3 olarak uygulanacağı, kanundaki yerini korudu.
Örneğin bir sendika yeni kurulan ve ESK üyesi olmayan Aksiyon-İş Konfederasyonu’na üye ise veya yeni kurulacak olan bir konfederasyona üye olacaksa bu sendikalar için işkolu barajı yüzde 1 değil, yüzde 3 olarak uygulanacak.
Şimdi, sendikal hakların kullanılmasında yaratılan bu ayrımcılığın, başından beri Anayasa’nın ve hukukun “eşitlik ilkesine” aykırı olduğunun altını defalarca çizdik.
İşin arip tarafı da yapılan bu “sendikal ayrımcılığın”, hükümet ve işçi konfederasyonlarının işbirliği ile hayata geçirilmiş olmasıdır.
Kanunla getirilen bu düzenlemeye, gerek 87 ve 98 sayılı ILO sözleşmeleri ve gerekse Anayasa’nın 90. maddesi gereği itiraz edecek olan sendikaların, iç hukuk yolları ile veya sorunu AİHM’e taşıyarak olumlu sonuç alabileceklerini düşünüyorum.
Ayrıca CHP grubunun bu konuyu da itirazları arasına ekleyerek AYM’ye götüreceğini de öğrenmiş olduğumu burada belirteyim.
Oysaki AB müzakere sürecinde 19. Fasıl “Sosyal Politika ve İstihdam” faslının açılması için 2007 yılında Almanya’nın koymuş olduğu iki çekinceden biri olan sendikal hakların AB kriterleri ve ILO sözleşmeleri ile uyumlu duruma getirilmesi şartına rağmen sendikal haklarda olması gereken seviyelere bir türlü gelememiştik.
Yine bu çerçevede, faslın alt konuları arasında, iş hukuku, iş sağlığı ve güvenliği, kadın ve erkek arasında eşit muamele, ayrımcılıkla mücadele, sosyal diyalog, istihdam, sosyal içerme ve sosyal koruma yer almaktadır.
Şimdi Türkiye gerek sendikal haklar alanındaki yetersizlikleri ve ayrımcılık durumuyla ve gerekse iş güvenliğinde Avrupa birincisi ülke olmasıyla ve diğer sosyal sorunlarıyla 19. faslın müzakerelere açılmasını talep ediyor.
Türkiye’nin sendikal ve sosyal alanda içinde bulunduğu bu durum 19. faslın müzakerelere açılması için bence yeterli olmaz.