Özel Güvenlik şirketin Devlet işlerine son verdi
Akdeniz Güvenlik Şirketi hiç tartışılmamıştı. Çünkü Kiraz cinayetinden 4 ay önce Akdeniz Güvenlik’in sahibi Necmettin Şimşek, ASKON’un “Asil Duruş” ana temalı genel kurulunda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan ödül almıştı.
Hükümete yakın Sabah gazetesi “Havaalanında FETÖ’cü güvenlikçi temizliği” başlığıyla bir haber geçti. Barış Şimşek imzalı haberde, Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü’nün 45 havaalanının güvenliğini sağlayan Akdeniz Güvenlik Şirketi ile yolları ayırdığı, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yapılan soruşturmada havalimanlarında şuan görevli 2 bin 850 güvenlikçiden 72'sinin FETÖ ile irtibatlı olduğu, FETÖ'cülerin özellikle Türkiye'nin dışarıya açılan kapıları olan İstanbul Atatürk Havalimanı ve Ankara Esenboğa Havalimanları'nda konuşlanarak kendilerini gizledikleri ve görevden uzaklaştırılan FETÖ'cülerin yoğunlukla X-Ray, kapı tipi ve el tipi metal arama detektörlerinin kontrol işlemlerinde görevli oldukları kaydedildi.
Yandaş mahallenin yeni yazdığı, emniyetin, DHMİ’nin, Ulaştırma Bakanlığı’nın daha yeni aldığı bu önlem öncesinde neler olmuştu?
AKDENİZ GÜVENLİK İSMİ İLK KEZ HANGİ OLAYLA GÜNDEME GELDİ
Tarih 31 Mart 2015.
İstanbul Çağlayan Adliyesi’ne kendilerine avukat süsü vererek girenler, Savcı Mehmet Selim Kiraz’ı öldürdüler. Adliye baskını sonrasında Odatv, devletin yeni fark ettiği Akdeniz Güvenlik’i işaret etmişti. Savcı Kiraz’ı öldürenler adliyeye kendilerine avukat süsü vererek girmişlerdi.
Odatv, Savcı Kiraz cinayetinden iki gün sonra sayfasına taşıdığı haberinde şu ifadeleri kullanmıştı:
Avukat kimlikleri üzerinde bir cip bulunuyor. Avukatlar adliye içersindeki güvenlikten geçerken bu kimliklerini okutuyorlar ve bu sayede o kişinin avukat olup olmadığı ortaya çıkıyor. Yani 31 Mart’ta adliyedeki özel güvenlikler, savcıyı rehin alanların kimliklerini okutmasını isteselerdi, sahtecilik ortaya çıkacak ve o isimlerin avukat olmadığı ortaya çıkacaktı. Bu yolla Savcı Kiraz’ın öldürülmesinin önüne de geçecekti.”
Evet… Savcı Selim Kiraz’ın öldürüldüğü Çağlayan Adliyesi’nin güvenliğini de Akdeniz Güvenlik sağlıyordu. Cinayet sonrasında adliyenin güvenliğinden sorumlu Akdeniz Güvenlik Şirketi hiç tartışılmamıştı. Çünkü Kiraz cinayetinden 4 ay önce Akdeniz Güvenlik’in sahibi Necmettin Şimşek, ASKON’un “Asil Duruş” ana temalı genel kurulunda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan ödül almıştı.
DARBE SONRASINDA SONER YALÇIN UYARDI
Gülen Cemaati’nin 15 Temmuz darbe girişiminin ardından konuya ilişkin Gazeteci / Yazar Soner Yalçın da çarpıcı bir yazı kaleme almıştı.
Soner Yalçın 16 Eylül 2016 tarihinde Sözcü gazetesindeki köşesinde Akdeniz Güvenlik’e işaret etmişti.
Yalçın yazısına “Adliye'den savcıyı, hakimi ve hatta mübaşiri bile FETÖ mensubu diye atıyorsun, gözaltına alıyorsun ve hatta tutukluyorsun.
Peki…
Adliye'nin güvenlikçileri kim, biliyor musun? Yani… Adliye Sarayı'na savcıyı, hakimi, mübaşiri ve hatta çaycıyı bile yerleştiren FETÖ'nün güvenlik görevlisi meselesini atladığını mı düşünüyorsun?” şeklindeki soruları sorarak başlamıştı.
Yazısına “Bu FETÖ'nün özel güvenlik şirketleri olmadığını mı sanıyorsun?” şeklindeki soruyla devam eden Soner Yalçın, şöyle devam etmişti:
Tehlikenin farkında değilsin ne yazık ki! Bir örnek vereyim:
Devlet Hava Meydanları güvenliği bunlara emanet. Yani…
Havaalanının çevre ve tel örgü emniyeti;
Havaalanının haberleşme, santral, elektrik santrali, seyrüsefer sistemi emniyeti;
Havaalanının yakıt ikmal depolarının emniyeti;
Havaalanının apron giriş ve çıkış kontrol noktalarının emniyeti;
Kişilerin usulüne uygun X-Ray, kapı tipi ve el tipi metal arama dedektörlerine yönlendirilmesi, X-Ray görüntüleme sistemleri ile bagaj arama, arındırılmış salona giriş kontrol hizmeti, yolcu ve bagaj kontrol işlemi ile şüpheli bagajların tarama işlemleri, araç park yerleri, idari büro katları gibi tüm güvenlik emniyeti bunlara emanet!
Özel güvenlik şirketleri her yerdeler: Örneğin…
Türk Telekom gibi hassas kurumların güvenliği bunlara emanet.
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası gibi hassas kurumların güvenliği bunlara emanet.”
Soner Yalçın yazısının son bölümünde Akdeniz Güvenlik ile AKP milletvekili ve Meclis’in 15 Temmuz darbesini araştırmak için oluşturduğu komisyonun başkanı olan Reşat Petek bağlantısına dikkat çekmişti.
Ergenekon, Balyoz ve benzeri davalarda Gülen Cemaati’nin tezlerini kanal kanal gezerek anlatan Reşat Petek’e vurgu yapan Yalçın, Akdeniz Güvenlik’e ilişkin yazısını şöyle bitirmişti:
FETÖ, kargaşalık çıkarmak için özel güvenlik şirketlerine emanet edilen nerelerde, ne tür eylemler yaptırabilir? Bu olasılık neden gözden kaçırılıyor?
Hiç kusura bakmasınlar; AKP tarihi çabucak kandırıldıklarının örnekleriyle doludur.
AKP hep şaşırtır. Örneğin…
TBMM'de kurulan, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi ve faaliyetlerini araştırma komisyona atadığı isimlerden biri AKP Burdur Milletvekili Reşat Petek'dir.
17-25 Aralık'tan önce eski savcı Petek'in Fethullah Gülen'e nasıl güzellemeler yaptığını tv ekranlarından duymayan kaldı mı?
Sahi Ergenekon- Balyoz kumpaslarına halkı ikna etmek için Reşat Petek'i kimler ekrana sürdü? Öyle ya binlerce emekli savcı varken neden Reşat Petek? Neyse…
Böyle birini AKP, araştırma komisyonuna nasıl atar?
Şundan olabilir mi:
Reşat Petek'in eşi Şerife Petek güvenlik işleriyle uğraşıyor. Şerife Petek, AKP Antalya Milletvekili Mustafa Köse'nin kardeşi Osman Köse ile ortak Tempo Güvenlik Hizmetleri Limited Şirketi'ni kurdu.
Reşat Petek'in yeğeni Necmettin Şimşek Türkiye'nin en büyük özel güvenlik şirketi, Akdeniz Güvenlik Hizmetleri A.Ş sahibi.
Herhalde…
Aile yakınları özel güvenlik şirketi sahibi olan Reşat Petek, bu sebeple FETÖ'yü araştırma komisyonuna gönderildi! Başka sebep göremiyorum!..”
Evet…
Cemaat’in özel güvenlik şirketlerine ilişkin bağlantıları ilk kez Odatv aylar önce gündeme getirdi.
Bugün ise devlet, özel güvenlik şirketleri içerisindeki Gülen Cemaatçilerine karşı önlemler alıyor.
Ne diyelim…
Koca bir günaydın…Odatv.com