Sendika içi demokrasi nasıl sağlanır?
Özel Güvenlik İşçi Hakları
Sendikaların gücünü sadece üye sayısı belirlemez. Eğer üyelerin sendikaya bağlılığı, sendikayı üyenin özümsemesi güçlü değilse ve üye toplusözleşme düzeninde bir çıkar elde edemediği takdirde o sendikadan hemen istifaya ve başka sendikaya üye olmaya hazırsa o sendikanın güçlü bir sendika olduğu söylenemez. Sendika üye ilişkisinin gücünü belirleyen en önemli husus ise o sendikanın ne kadar demokrat, sendika içi demokrasinin ne kadar yaygın olduğuna bağlıdır.
ÜLKEMİZDE SENDİKA İÇİ DEMOKRASİ ÇOK ZAYIFTIR Sendika içi demokrasi sendika üyelerinin sendika yönetiminde söz sahibi olması demektir. Bunu sağlayacak bazı göstergeler vardır. Örneğin sendika yöneticilerinin seçimi, toplusözleşme düzeninin yönetimi, eğitim çalışmalarının nasıl yapılması konusunda üyelerin ne kadar etkili ve katılımcı olduğu sendika içi demokrasinin varlığını ve gücünü gösterir. 6356 sayılı yasa bu konuda belirleyici olan en önemli kaynaktır. Bu yasaya göre sendika üyelerinin sendika yönetimine katılımı delege sistemi üzerine kurgulanmış ve 14., 16. maddelerde delege seçiminin yargı gözetiminde yapılacağı hükme bağlanmıştır. Sendika yönetiminin ve işçilerin yönetim faaliyetlerine katılımını gerçekleştirecek olan bir başka önemli kurum sendika temsilciliğidir. Yasanın 27. maddesi bu konuda atama yöntemini kabul etmiş ve işyerlerinde çalışanlara söz hakkı tanımamıştır. Aynı maddenin 2. bendi sendikalara temsilci belirlenmesini seçimle yapmak hakkını da tanımıştır ama bu emredici değildir ve uygulaması da yaygınlaşmamıştır. Toplusözleşme düzeninde ise sendikalar genellikle üyelerin sözleşme kapsamına hangi konuların alınması konusunda anket yapmakta ve onların isteklerini sözleşme öncesi belirleme yoluna gitmektedirler. SENDİKALARDA DEMOKRASİ NASIL SAĞLANABİLİR? Siyasi partilerde, derneklerde ve sendikalarda yöneticileri delege yöntemi ile belirlemek sağlıklı bir yol değildir. Bir milyon üyeli bir partide, yüz bin üyeli bir sendikada seçilen delegeler tüm üyelerin düşüncesini, tercihini yönetici seçimi sonuçlarına yansıtamaz. Delegelerin kolay etkilenmesi, oylarının çıkar karşılığı yönlendirilmesi kolaydır. Bu nedenle tüm üyelerin seçimlere katılmasının kabul edilmesi üye ile parti veya sendika arasındaki ilişkiyi güçlendirir. Üye seçilenlerin ve onların yönetim biçiminden sorumluluk duyar ve parti ya da sendika ilişkisini sıcak ve güçlü tutmak zorunda hisseder kendini. Örneğin Amerika’da genellikle ulusal sendika seçimleri o işkolunda örgütlenmiş her işyerine sandık konarak tüm üyelerin katılımı ile yapılır. Böyle bir seçim sonucu, adam yerine konan ,üyenin sendikasına bağlılığı daha başka olacaktır. Sendika başkanlarının görev süresi de bir başka sorundur. Bizde sendika veya siyasi parti yöneticiliği, başkanlığı çok uzun süreli olabilmekte ve uzun süre iktidarda kalan başkan veya yönetici oligarşik bir yönetim anlayışı kurmakta, diktatöryal eğilimler sergilemekte bir sakınca görmemekte ve kendisini partinin, sendikanın önüne çıkararak parti içi ya da sendika içi demokrasiyi yok etmektedir. Uzun süre yöneticilik sendikal yada siyasal kültür ile yakından ilgilidir. Örneğin İsveç’te yasal bir zorunluluk olmadığı halde iki dönem sendika başkanlığı yapan bir daha aday olmamakta, seçimlerde partisinin oyu azalan parti başkanı hemen istifa etmektedir. ÜYELER SÖZLEŞME DÜZENİNE KATILMALI Üyelerin toplusözleşme taslağında bulunmasını istediklerini anket yolu ile belirlemek sendikal demokrasinin varlığı için yetmez. Almanya’da olduğu gibi işverenin nihaî tekliflerini kabul etmeye sözleşme müzakere heyeti değil o işyerinde veya işletmede çalışan işçiler karar vermelidir. Bu oran Almanya’da yüzde 75dir. Bu oranda üye evet derse sözleşme imzalanabilmektedir. Üye çoğunluğu kabul ederse sözleşme imzalanmalı etmezse grev kararını gene işçiler vermelidir. Ülkemizde sendika-üye ilişkisinin gevşekliği ve sendikaların üye sayısının düşüklüğü, sendikaların çoğu kez üyesinin eylemlere, grevlere katılması konusunda kuşkulu olması hep sendikal demokrasinin yokluğundandır. Sendikacılarımız, akademisyenlerimiz bu konuda yeni öneriler üretmelidir çünkü bugünkü anlayışla sendikalarımız uzun soluklu olamayacaktır.