Türk askerlerinin esir tutulduğu nargin adası

Birinci Dünya Savaşı'nda Rusların işgali sırasında 10 binin üzerinde Türk askerinin esir tutulduğu Hazar Denizi'ndeki Büyük Zire Adası (Nargin adası) ilk kez Türkiye'nin Bakü Büyükelçisi Erkan Özoral ve beraberindekiler tarafından…

Özel Güvenlik İşçi Hakları

 

Adada Türk pilot Vecihi Hürkuş da esir tutulmuş, yöre halkının yardımlarıyla kurtulmuştu. Ziyaretin resmi düzeyde bir ilk olduğu belirtiliyor.

Ziyaret Azerbaycan Deniz Kuvvetleri'ne ait askeri gemiyle dün gerçekleştirildi. Ziyarete Askeri Ateşe Tuğgeneral Zafer Ocak, Azerbaycan Deniz Kuvvetleri Komutan Yardımcısı Natig Bağırov, Kars Serhat Boyları Derneği Başkanı Muharrem Yıldız, büyükelçilik çalışanları ve basın mensupları katıldı.

Bakü açıklarında sahile yaklaşık 11 kilometre mesafede bulunan adaya giden büyükelçi ve beraberindekileri askeri yetkililer karşıladı. Duygusal anların yaşandığı alanda şehitler için karanfil bırakılarak, dualar edildi.

Öte yandan Kars Serhat Boyları Derneği Başkanı Muharrem Yıldız da Sarıkamış şehitliğine götürmek bölgeden bir miktar toprak aldı.

Türkiyenin Bakü Büyükelçisi Erkan Özoral "Burası Hazar denizinin ortasındaki Bakü açıklarındaki Nargin adası. Nargin Adası, 1'nci Dünya Savaşı sırasında Ruslar tarafından Anadolu'dan esir alınan ama özellikle Sarıkamış'ta donarak şehit olmaktan kurtulup da Rusların eline esir düşen askerlerimizin getirilip esir tutuldukları bir kamp.

Şu anda da askerlerimizin toplu olarak büyük ihtimalle öldürüldükleri bir sahada bulunuyoruz. Buraya 12 bin ile 20 bin arasında esirin getirildiği söyleniyor. Bizlerin tarihten büyük dersler çıkarmamız lazım. Dersi çıkartmak için de neler yaşadığımızı bilmek lazım.

Sarıkamış'tan alınan askerlerin buraya getirilmelerini hatta buradan bir kısmının Sibirya'ya götürülmelerini maalesef biz yeterince bilmiyoruz. Özellikle genç kuşakların bu yaşananları öğrenmeleri ve iyice bilmeleri lazım ki biz bir daha bu felaketleri yaşamayalım" dedi

Özoral, şöyle devam etti: "O da buradaki esirlere karşı Azerbaycan halkının göstermiş olduğu misafirperverlik. Adadaki esirlerin durumunun öğrenilmesinden sonra Bakü halkı, Rus makamları nezdinde ısrarlı girişimlerde bulunuyor.

Ondan sonra adaya yiyecek göndermeye başlıyorlar. Esirlere çamaşır getirmeye başlıyorlar. Bir aşamadan sonra onlar için hafta sonu izni almaya başarabiliyorlar. Hafta sonu aldıkları izinlerde de esir askerlerimizi kendi evlerinde yatırıp misafir ediyorlar, yıkıyorlar, temizliyorlar

Azerbaycan'ın başkenti Bakü'nün karşısında, Hazar Denizi'nde bulunan Nargin Adası, 3.1 kilometre uzunluğu ve 900 metre eni ve yaklaşık 900 dekarlık yüzölçümüyle bölgenin en büyük adası. Su kaynağı ile bitki örtüsü bulunmayan ada, yılanlarıyla ünlü. Bu yüzden tarihte Yılan Adası olarak da anılıyor.

Nargin, Sovyetler döneminde de askeri amaçlarla kullanılmış ve buraya hava savunma birlikleri yerleştirilmişti. Sovyetlerin dağılmasıyla ada boşaltılmıştı. Artık Azerbaycan Savunma Bakanlığı kontrolündeki adada sadece tarihi deniz feneri işlevini sürdürüyor ve sivillerin adaya gelmesine izin verilmiyor.

Türk esirlerin bölümü susuzluk, açlık ve yılan zehirlemesinden hayatını kaybetmiş, bir kısmı da Rus askerlerince kurşuna dizilmişti.

Rusların uzun yıllar "hapishane ada" olarak kullandığı Nargin'de ilk yapılaşma, 1814'te yapılan bir deniz feneriydi. Nargin Adası, I. Dünya Savaşı sırasında Türkiye ve Azerbaycan arasında trajik olaylara ev sahipliği yapmıştı. Doğu Anadolu'nun Ruslar tarafından işgali sırasında tutuklanan asker ve sivil adada esir olarak tutulmuştu.

Esirler açlık, yılan ısırması ve hapishane görevlilerinin işkenceleri nedeni ile yaşamlarını yitirmişti. Ayrıca, Türk pilot Vecihi Hürkuş da adada esir tutulanlardan idi ve yöre sakinlerinin yardımları ile kurtulmuştu.

Esirler açlık, yılan ısırması ve hapishane görevlilerinin işkenceleri nedeni ile yaşamlarını yitirmişti. Ayrıca, Türk pilot Vecihi Hürkuş da adada esir tutulanlardan idi ve yöre sakinlerinin yardımları ile kurtulmuştu.

Kars Serhat Boyları Derneği Başkanı Muharrem Yıldız, Nargin adasının, Sarıkamış'tan gelen askerlerimizin hangi şartlarda yaşadığının ve akıbetinin ne olduğunun iyi bilinmediğini belirterek, "Sarıkamış törenlerine benzer ve Sarıkamış törenlerinin öncesinde ya da sonrasında yılda 1 kez de olsa bir anma töreni yapılmasını arzu ediyoruz.

Geçen yıl Cumhurbaşkanımızdan bu adada şehitleri anma ile alakalı bir abide olması konusunda bir talebimiz de olmuştu. İnşallah Büyükelçimiz bu işe el koydu. Buraya bize benzer farklı grupların ve derneklerin geldiği olmuştu. Bu ziyaret devletin resmi olarak geldiği bir başlangıç bu çok önemli. Türkiye Cumhuriyeti devleti bu resmi ziyareti yaptı ve başlattı bundan sonra devam edecek" diye konuştu.