Akpati hükumeti eylem planında, kıdem tazminatı fonu düzenlemesine yer verildi

Kıdem tazminatı fonu ve Özel işçi büroları tasarıları, toplumsal baskı ve saldırıların yoğunlaştığı süreçte Ak pati tarafından gündeme getirildi. Kıdem tazminatı fonu, sermayenin tarihsel bir talebidir ve Ak pati bu konuda yalanlarıyla işçileri aldatmakta ve kıdem tazminatı hakkına yönelik asıl niyeti gizlemektedir. Düzenlemeyle amaç, işveren için bir yük anlamı taşıyan kıdem tazminatını kaldırmak ve işten çıkartma maliyetini düşürmektir.

Akpati hükumeti  eylem planında, kıdem tazminatı fonu düzenlemesine yer verildi
  • 22 Nisan 2017, Cumartesi 23:55

Oligarşi ve Ak pati emekçi halklarımıza yönelik çok kapsamlı saldırılarını Kasım 2015 seçimleri sonrasında artırdı. İşçi sınıfı üzerindeki baskı ve sömürü yoğunlaşırken, demokratik haklar baskılanmış ve örneğin sendikalar kıskaca alınmıştır. İşveren yanlısı sarı sendikalar çok etkili olarak işçi sınıfını kuşatmıştır.  İşçilerin en küçük ekonomik demokratik hak mücadelesi şiddetle bastırılır olmuştur. Öyle ki polis saldırısına uğramayan işçi direnişi kalmamıştır. Sadece işçi sınıfı değil, meslek örgütleri üzerindeki baskılar da yoğundur. Oligarşi ve Ak pati iktidarı işçiler  karşı topyekün saldırı içindedir.

Kıdem tazminatı fon tasarısı, işte bu topyekun saldırının bir parçası olarak önümüzdedir. Bu tasarıyla kıdem tazminat hakkımız korunmuyor, aksine yok edilecektir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

AKP ve oligarşi temsilcilerine göre kıdem tazminatı işveren için bir yüktür ve kaldırılmalıdır. Ak pati sözcülerine göre kıdem tazminatı işleyişi sakatlanmıştır. İşçi kıdem tazminatı alamadığı gerekçesiyle, bir fon formatıyla işçinin kıdem tazminatı hakkının yeniden düzenlenmesini ileri sürüyorlar.

Öncelikle Ak pati’nin bu yalanına değinmemiz gerekiyor. Yani işçilerin kıdem tazminatı alamadığı bir yalandır. İşçiler işten çıkarıldığında veya emekli olduğunda kıdem haklarını almaktadır. Tazminat haklarını ödemeyen işyerinden de hukuki yoldan da olsa bir yargı süresi sonunda tazminat hakları alınabilmektedir.

Evet, engeller vardır, ancak İşçilerin işveren engeli olmaksızın tazminat alması, devlet güvencesiyle sağlanabilir.

Ama Ak pati, işçi hakkını değil işveren çıkarlarını korumaya alarak, kıdem tazminatını kaldırma yoluyla ona hizmet etmeyi düşünmektedir. İşverenlerin yaygın olan hukuksuzluğunu önlemek yerine, kıdem tazminatı fiilen kaldırılarak sermaye için yeni bir hukuk üretilmek istenmektedir. Patronlar bunu çok açık olarak şöyle gerekçelendirmektedir:

“İşçi alma ve çıkarma maliyetlerinin ve bürokratik işlemlerinin fazlalığı da işverenleri zora sokmakta, esnek çalışma şekillerinin uygulanmasını engellemektedir. Bu itibarla en kısa sürede kıdem tazminatı konusunun gündeme getirilerek, işletmeler üzerindeki yükün hafifletilmesi gerekmektedir.”

Asıl sorun budur. Yani işçilerin ücretlerini düşük tutmak, işçinin işten çıkarılma maliyeti olarak görülen kıdem tazminatı yükünün de hafifletilmesi istenmektedir. Esnek çalışma koşullarına ulaşmak amaçtır.

İşçi sınıfı için kıdem tazminatı ne anlama geldiğini biliyoruz. Kısaca belirterek anımsayalım. Kıdem tazminatı hakkı, işçi sınıfının seksen yıl kullanageldiği kazanılmış bir haktır ve yasal güvencesi olan kurumsallaşmış bir olgudur. İşçi çalıştığı bir yıl karşılığında kıdem tazminatı hakkı kazanmakta ve bu 13. Maaş olarak işçiye ödenmektedir. Bir yıllık çalışma süresi sonrasında 30 günlük ücret karşılığı olan kıdem tazminatı, bir ücret olmanın ötesinde iş güvencesi sağlayan özelliği de vardır. Kıdem tazminatı emeklilik yıllarının güvencesidir. Yüksek bir maliyet sayıldığı için, caydırıcı özelliği vardır. Bireysel bir olgu değil, sınıfsal karakterli ve kolektif sınıf çıkarını işaret eden bir kazanımdır.

Kıdem Tazminatı Fonu ile Ne Amaçlanıyor?

1- işçilerin tarihsel bir kazanımı olan 13.maaş anlamındaki ücreti yok edilmiş olacaktır.

2-  Kıdem tazminatı fonu İş güvencesi sağlamayacaktır. Kıdem tazminatı fona devredildiğinde, işveren işçi çıkardığında toplu bir ödeme yapmak zorunda kalmayacak, işten çıkartma maliyeti olmayacağı için de işten çıkarmalar kolaylaşacaktır. Kıdem tazminatı fonu iş sözleşmesi sonucu oluşan bir olay değildir.  Dolayısıyla fon varlığının, işçinin iş güvencesiyle bir ilgisi yoktur ve iş güvencesi sağlamaz.

3- Yeni düzenlemede kıdem tazminatı almak zorlaşacaktır. Mevcut koşullarda kıdem tazminatı alınmaktadır. Bilindiği gibi, haksız biçimde işten atıldığımızda, erkek işçinin askerlik nedeniyle mecburi ayrılması olduğunda, kadın işçinin evlenme gerekçesiyle işten ayrılması halinde, 15 yıl sigortalılık süresini ve 3.600 gün prim ödeme süresi doldurulduğunda, emeklilik amacıyla kendi isteğimizle işten ayırılma durumunda kıdem tazminatına hak kazanıyoruz. Ayrıca sigortasız çalıştırılma halinde veya tazminat ödememek için işe giriş çıkış yaptırıldığında dava yolu ile kıdem tazminatını alma şansımız vardı.

Ancak tüm bu kazanılmış haklarımız, Fon sisteminde ortadan kalkacaktır.

4-Kıdem tazminatı fonla kuşa çevrilecektir. Kıdem tazminatı 30 işgünü üzerinden değil daha az örneğin 15 işgünü üzerinden hesaplanabilecektir. Ancak emekli olduğumuzda ya da örneğin 10 yıl gibi bir kıdem kazanıldığında şartlı olarak ödeme yapılabilecektir. Bu şart örneğin konut alımı olabilir.

5-Kıdem tazminatı fonu, bir sermaye oluşturma ve sermaye işletim biçimidir. Bireysel emeklilik Sigortası (BES) şirketlerine sermaye olacak, sırtımızdan sermaye kullanmaya ve kazanmaya devam edeceklerdir.

Kıdem tazminatı fonu gerekçesi olarak ileri sürülen yaklaşımlar, işçi sınıfı tarafından kabul edilemezdir.

Kıdem tazminatı tarihsel bir emek kazanımıdır. Gelecek kuşakların da hakkıdır. Kesinlikle korunmalıdır.

Kıdem Tazminatı Fonu İstemiyoruz, Kıdem Tazminatı Hakkı Korunmalıdır

Kıdem tazminatı ile ilgili sermaye çıkarlarını gözeten planlardan vazgeçilmelidir. Kıdem tazminatı hakkının kullanımında yaşanan sorunlara karşı şu düzenlemeler yapılmalıdır.

a-)Mevcut 1475 sayılı yasanın yürürlükteki 14. Maddesine bir cümle eklenerek, bir yılın altında çalışanlara da kıdem tazminatı ödenmesi sağlanmalıdır.

b-) Kıdem tazminatı alma önündeki tüm engellemeler ve oyalamalar devlet güvencesiyle giderilmelidir.

c-) İflas nedeniyle ödenmeyen kıdem tazminatını devletin ödemesi sağlanmalıdır. İflas halinde bankaların ve devletin değil, işçilerin alacaklarının ödenmesi öncelikli ve imtiyazlı hale getirilmelidir.

d-) Kıdem tazminatı ödemesinden kaçan işverenlere ağır yasal yaptırımlar getirilmelidir.

e-) 12 Eylül faşizm döneminin ürünü olan “kıdem tazminatı tavanı” kaldırılmalıdır.

Kıdem tazminatı işçi sınıfına yönelik saldırıların önemli bir parçasıdır. Ak pati nin, patronların ve yandaş medyanın yalanları toplumda ve özellikle emekçiler üzerinde etkili olabilmektedir. Bu anlamda İşçi sınıfının bilinçlendirilmesi önemlidir.

Kıdem tazminatı hakkına yönelik saldırı, işçi sınıfının örgütlenmesini güçlendirme ve mücadelesini yükseltme gerekçesi olmalıdır. Tüm işçi sınıfı örgütleri ve emek dostu siyasi yapıları, sermayenin ve Ak pati nin saldırısı karşısında birlikte mücadele etmeliyiz.

Kıdem tazminatı hakkının gasp edilmesine izin vermeyeceğiz!

Mehmet YILMAZ 


SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


yükleniyor

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

ANKET

Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?

yukarı çık