Ankara’da Türk-İş var günlerinin mazide kaldığını gösteriyor.

Türk-İş Başkanlar Kurulunun 24 Şubat’ta Bursa’da yaptığı toplantının ardından Türk-İş il temsilcilikleri öncülüğünde 81 ilde başlattığı kampanya bugün sona erdi. Peki pazartesi günü başlatılan kampanya kapsamında Ankara’da neler yapıldı? Türk-İş’in imza standı açmak için seçtiği adreslerden ilki Kızılay’ın ara sokaklarından biri olan Sümer 2 Sokak’taki Türk Metal Sendikası şubeleri binasıydı. İlk iki gün burada stant açan sendika, birkaç sokak daha uzaklaşarak kampanyanın son iki günü de Güvenpark’ta bir imza standı kurdu. Ayrıca ne Türk-İş Başkanı Ergün Atalay’ın stantı ziyareti, ne de imzaların AKP il binalarına teslim edilecek olması basına duyurulmadı. Standa giden bir işçinin bilgi alması da neredeyse imkansız. İmza toplanması için görevlendirilen kişiler ne fabrikalardan işçiler veya temsilcileri, ne de örgütlenme uzmanları. Stantta görevlendirilen Türk Metal Sendikasında çalışan personel, sorulara yeterince cevap veremiyor. Örneğin; 5 günlük imza kampanyasını sorduğumuzda aldığımız yanıt kampanyanın iki hafta sürmesi oldu. Bugün de toplanan imzalar Türk-İş’e bağlı sendikaların şube yöneticileri tarafından 16 ilde AKP il başkanlıklarına teslim edildi.

SENDİKALAR DA İŞÇİLER DE RAHATSIZ

Öte yandan özel istihdam bürolarına karşı başlatılan imza kampanyası başka rahatsızlık ve tartışmalara da neden oldu. Türk-İş’in Ankara İl Temsilciliği görevini yürüten Türk Metal Sendikası kampanyayı koordine ederken başkalarına söz hakkı verilmediği iddia ediliyor. Yine imza kampanyasıyla kiralık işçilik tasarısının engellenip engellenmeyeceği de Türk-İş içerisinde tartışma konusu.

İşçiler de konfederasyonun bu tutumuna güvenmiyor. Türk Traktör fabrikasında konuştuğumuz işçiler imzaların yalnızca bazı bölümlerde toplanıldığını söylediler. Metal direnişi döneminde Türk Metal’den istifa ettiklerini hatırlatan bir işçi, “MESS’le üç yıllık sözleşme imzalayan bir sendikadan da, Türk-İş’ten de kiralık işçiliği durduracak bir şey yapmasını beklemiyordum zaten” dedi. Arçelik fabrikasından konuştuğumuz bir işçi de imza kampanyasının yetersiz olduğunu belirterek kıdem tazminatının fona devredilmesine, özel istihdam bürolarının kurulmasına karşı daha dik durmak gerektiğini dile getirdi.