DİSK Başkanı Çerkezoğlu: Bir kez daha işçilerin taleplerinin yok sayıldığı bir asgari ücret belirlendi

Ali Çağatay’la Seyir Hali’nde 2021 yılı için belirlenen asgari ücreti yorumlayan DİSK Başkanı Çerkezoğlu “Asgari ücret, Türkiye’de demokratik bir biçimde belirlenmiyor. Hükümet ve işveren bir araya geldiğinde çoğunluğu oluşturup karar verebiliyor. Bir kez daha işçilerin taleplerinin yok sayıldığı bir asgari ücret belirlendi” diye konuştu.

DİSK Başkanı Çerkezoğlu: Bir kez daha işçilerin taleplerinin yok sayıldığı bir asgari ücret belirlendi
  • 29 Aralık 2020, Salı 18:36

2021 yılı için asgari ücretin 2 bin 825 lira 90 kuruş olarak açıklanmasını DİSK Genel Başkanı Dr. Arzu Çerkezoğlu, RS FM’de Ali Çağatay’la Seyir Hali programında değerlendirdi. 

‘Bir kez daha işçilerin taleplerinin yok sayıldığı bir asgari ücret belirlendi’

Çerkezoğlu, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’ndan çıkan karar hakkında “Hükümetin ve işverenlerin tercihi ile ilgili bir sonucu yaşıyoruz aslında. Yıllardır Türkiye’de özellikle ücreti baskılamaya yönelik politikalar hep hayata geçiriliyor ve asgari ücret bunun en temel araçlarından bir tanesi. Dün bir kez daha işçilerin taleplerinin yok sayıldığı, üç konfederasyon olarak bizim söylediğimiz tüm önerilerin görmezden gelindiği bir asgari ücret belirlendi. Bu doğrudan aslında hükümetin siyasal tercihlerini gösteren bir durumdur diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

‘2021 yılı asgari ücreti, ekonomik kriz ve pandemi nedeniyle her zamankinden daha önemli’

Çerkezoğlu, 2021 yılı asgari ücretinin önemini ve sendikaların görüşmeler esnasında belirttikleri talepleri “2021 yılı asgari ücreti ekonomik kriz ve pandemi nedeniyle her zamankinden daha önemli. Daha fazla sosyal devlet ve sosyal politikanın şart olduğunu söyledik. Pandeminin yarattığı bütün gelir kayıplarını ve gider artışlarını göz önüne alacak, devletin taşın altına elini koyduğu, vergi muafiyeti ve kesinti yükünün hazineden karşılandığı bir asgari ücret süreci olmalı, işçi ailesi ile birlikte hesaplanmalı dedik. Bütün bu önerilerimizi kulak arkası eden bir yaklaşımla son derece düşük oranda belirlenen bir asgari ücret oldu” diye anlattı.

‘Asgari ücreti yükseltmek için yeni bir mücadele programını 1 Ocak’tan itibaren başlatacağız’

Çerkezoğlu, açıklanan asgari ücrete karşı sendikaların yeni bir mücadeleye başlayacağını “Bunu kabul etmek mümkün değil. 2021 yılı boyunca 2800 küsur liralık bir asgari ücretle işçilerin aileleriyle geçinebilmesi mümkün değil. Geçim indirimi dediğimiz eski vergi iadesi de bu rakamın içerisinde, 268 lirası zaten AGİ,  Türkiye’nin geleceği açısından 2021 yılı için son derece olumsuz bir tablo yarattı. Biz bu konuyu gündemde tutmaya ve 2021 yılını asgari ücretini yükseltmek için yeni bir mücadele programını 1 Ocak’tan itibaren başlatacağımızı dün de ilan ettik” şeklinde anlattı. 

‘Hükümet ve işveren bir araya geldiğinde çoğunluğu oluşturup asgari ücreti belirleyebiliyor’

Asgari ücretin belirlenme biçiminin demokratik olmadığını belirten Çerkezoğlu, demokratik bir asgari ücretin nasıl belirlenebileceğini açıkladı:

“Asgari ücret ne yazık ki Türkiye’de demokratik bir biçimde belirlenmiyor. Tümüyle masa başı bir pazarlık olarak ve oy çokluğuyla karar veriliyor. Dün olduğu gibi hükümet ve işveren bir araya geldiğinde çoğunluğu oluşturup asgari ücreti belirleyebiliyor. Biz asgari ücretin gerçek bir toplu pazarlıkla yani tüm sendikaların söz sahibi olduğu ve uyuşmazlık durumunda grev hakkımızın da olduğu gerçek bir toplu pazarlıkla belirlenmesi gerektiğini düşünüyoruz”

 ‘Toplu sözleşme oranı ne kadar sınırlıysa asgari çalışma oranı o kadar artar’

Çerkezoğlu, Türkiye’de asgari ücretle çalışan işçi oranı ve arkasındaki nedenler konusunda “Türkiye’de sendikalı iş yerleriyle birlikte de düşündüğümüzde çalışanların yüzde 50’si asgari ücret civarında, en fazla yüzde 20 üzerinde alıyor. Asgari ücrette çalışanların bu kadar yüksek olmasının temel nedeni Türkiye’de sendikalaşmanın önündeki engeller ve Türkiye’de sendikalı işçi sayısının ve toplu sözleşme kapsamındaki işçi sayısının son derece az olması. Türkiye’de toplu sözleşme oranı ne kadar sınırlıysa asgari çalışma oranı o kadar artar. Biz aslında Türkiye’de özellikle 12 Eylül’den beri sendikalaşmanın önüne konulan bin bir türlü engelden kaynaklı toplu sözleşmelerden yararlanan işçi oranımızın yüzde 7’ler civarında hatta özel sektörde yüzde 5’e kadar düştüğü bir süreci yaşıyoruz. O nedenle asgari ücretle çalışanların oranı son derece yüksek” dedi.

‘37 OECD ülkesi içerisinde en düşük asgari ücretin olduğu dördüncü ülkeyiz’

Çerkezoğlu “Türkiye dünyada en düşük asgari ücretli ülkelerden bir tanesi, hem AB ülkeleri hem OECD ülkeleri içinde baktığımızda 37 OECD ülkesi içerisinde en düşük asgari ücretin olduğu dördüncü ülkeyiz. Bu sıralamada son yedi sekiz yılda daha geriye düştük. 2000’li yılların ortalarında 12.-13. Sıralardayken son süreçte özellikle 2008 krizi sonrası uygulanan politikalar sonrası asgari ücretin alım gücü ve dolar karşısındaki değeri açısından oldukça geri sıralara düştük. Gelir dağılımı adaleti bir ülkede demokrasinin temel göstergelerinden bir tanesidir” diye ekledi.

HABERE AİT VIDEO



SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


yükleniyor

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

ANKET

Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?

yukarı çık