Hz. Muhammed'in işçi ve emek konusundaki hadislerini paylaştı.
işçi haklarına dikkat çeken Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, işçisinin hakkını ödemeyen patronlara 'Allah'ın hasım olacağı' Hadis'ini hatılarttı..
İşte o hadisler:
ALLAH İŞÇİSİNİN HAKKINI ÖDEMEYENİN HASMIDIR
- Bir Kudsi Hadise göre Cenab-ı Allah şöyle buyuruyor: “Kıyamet gününde üç kişinin hasmı ben olurum;
1- Adıma yemin içip söz verdiği halde sözünde durmayan kimse,
2- Hür bir insanı köle diye satıp parasını yiyen kimse,
3- İşçiyi çalıştırıp, işini yaptırdığı halde ücretini ödemeyen kimse.”
(Buhari)
ÇALIŞTIRDIĞINIZA YEDİĞİNİZDEN YEDİRİNİZ
- Sevgili Peygamberimiz (SAS) buyuruyor ki: “Her kimin kardeşi hizmetinde çalışırsa, yediğinden yedirsin, giydiğinden giydirsin, onlara güçlerini aşan yükler yüklemesin, ağır işler yüklerseniz bizzat yardım ediniz.” (Buhari)
Dünyada hergün neredeyse yeni bir girişimci ortaya çıkıyor, yeni yatırımlar için tuşa basılıyor. Kazançlar artıyor ve banka hesapları şişiyor. Peki bu kazancın ne kadarı gerçekten hakedilmiş bir rızık? Bu sorunun cevabını ‘İş Dünyası için 33 Hadis ve Açıklamaları’ isimli kitap veriyor. Ticaretin övüldüğü Hadis-i Şerifler, iş dünyasındaki sınırları çizerken, hem patronların, hem çalışanların kulağına küpe olacak öğütler içeriyor.
İş dünyası son yıllarda acımasız rekabet şartlarında hayatta kalmak için verilen mücadeleler ve arkası gelmeyen heveslerin kuşatması altında… Bu kuşatma, hem patronları, hem çalışanları etik ve ahlaki duruştan uzaklaştırabiliyor. Bu durum işletmelerin vicdanını köreltiyor. ‘İş Dünyası için 33 Hadis ve Açıklamaları’ isimli kitabın derleyicisi İsmail Gökçe, mevcut durumun içinden nasıl çıkılabileceğinin ipuçlarını veriyor. Artık sınırları olmayan bir iş dünyasının kurgulandığı günümüz koşullarında iş etiğinin gerekliliğinin tartışılmaz bir hal aldığını ifade eden Gökçe, ‘Müslümanca’ ticaretin nasıl olması gerektiğini açıklıyor.
TİCARET PEYGAMBER MESLEĞİ
Kitapta vurgulanan en önemli husus, ‘ticaret’in aynı zamanda bir Peygamber mesleği olduğu gerçeği… Dünyada kazanmayı teşvik eden, aynı zamanda dünya kazancını ahireti kazanmaya da vesile kılan ipuçlarını da dile getiren kitap, günlük telaş içerisinde dinini öğrenmeye vakit ayıramayan esnaf, tüccar ve işadamları için bilgi edinmeyi kolaylaştırıcı bir üslupla ele alınmış. Ticaret sahasının dikkate değer ve hayatın içinde önemli bir nokta olduğunun zikredildiği kitapta Efendimiz’in belirttiği üzere ‘rızkın onda dokuzu ticarettedir’ hadisine ve ticaretin Müslümanlar’ın hassas olması gereken önemli bir saha olduğuna dikkat çekiliyor.
İŞÇİYE ÜCRETİNİ TERİ KURUMADAN VERİNİZ
Şüphesiz çalışan insanın sahip olduğu hakların başında ücret geliyor. Hadiste geçen “alınteri kurumadan” ifadesinin, emeğin karşılığının geciktirilmeden verilip çalışanın mağdur edilmemesinden kinaye olduğunu dile getiren İsmail Gökçe, dinimize göre ücret almanın, işçilik yapma karşılığında caiz olduğunu söylüyor. İşveren işçinin hak ettiği ücret ve maaşı belirlenen tarihte noksansız ödemek mecburiyetinde olduğu gibi huzurlu ve zihninde geçim telaşı olmadan ibadetlerini yerine getirebilmesi için gerekli ortam ve şartlarını da hazırlamak durumunda. Çünkü inanç ve ibadet hürriyeti, çalışan bir insanın en tabii temel hakkı sayılıyor. Gökçe, kitapta Kur’anda geçen iş, emek ve hak üzerine kıssalardan da yararlanmış. Gökçe, Kur’an’da ‘İnsana ancak çalıştığının karşılığının verileceği’nin bildirildiği ni hatırlatarak Hz.Şuayb’ın koyunlarını sulamada yardımcı olduğundan ötürü Hz.Musa’ya ücret teklif edilmesi örneğiyle emeğin değerine dikkat çekildiğini kaydediyor.
ZENGİNİN BORCUNU GECİKTİRMESİ ZULÜMDÜR
Ödeme gücü ve kudreti olduğu halde türlü oyun ve hilelerle borcu ertelemenin, insanların emeklerini hiçe saymanın, hadisin ifadesiyle bir zulüm olduğu anlatan İsmail Gökçe, “Efendimiz’in zira imkanı olduğu halde borcunu ödemeyen kişinin haksızlık yapmakta olduğunu ve adaletten sapmış olduğunu vurguluyor. Bir defasında Resul-i Ekrem’e borç olarak verdiği deveyi istemek üzere bir bedevi gelir. Alacağını hatırlatırken Efendimiz’e gösterilmesi gereken saygı ve edep sınırlarını aşınca, Sahabe onun bu saygısızlığına karşılık vermek ister. Fakat Hz. Peygamber buna mani olur ve şöyle der: ‘Ona dokunmayın. Zira her hak sahibinin alacağını talep etme hakkı vardır. O’na kendi devesiyle aynı yaşta olan bir deve veriniz!’ diye emredince Sahabiler: ‘Ya Resulullah! Aynı yaşta deve bulamıyoruz ancak daha iyisi elimizde mevcut.’ dediklerinde Efendimiz daha iyi olanın ona verilmesini, borcun en güzel bu şekilde ödenebileceğini dile getirmiş.” Gökçe, verilen sözlere ve anlaşmalara uyulmasını vurgulayan Kur-an’ı Kerim’de, belirli bir vadeye kadar birbirine borçlananların, alıp verdiklerini mutlaka bir yere kaydetmeleri gerektiğini dile getiriyor. Gökçe, sanayi toplumlarında görülen işçi sendikalarının, gayr-i adil uygulamalardan, düşük ücretlerden ve kötü çalışma şartlarından dolayı ortaya çıktığını hatırlatarak, İslam’ın emirlerine uygun davranılan işyerlerinde sendikalara ihtiyaç duyulmayacağını kaydediyor.
ALLAH İŞİNİ EN İYİ YAPANLARI SEVER
Hadislerde sadece işveren değil, işçiye de önemli nasihatler var. ‘Çalışma hayatında işçiye düşen en önemli görevlerinden birisi de, ona verilen sorumluluğu en iyi, sağlam ve kaliteli şekilde yapıyor olmasıdır’ diyen yazar, her işi Allah’ın her yaptığımızdan haberdar olduğunu bilerek yapmanın kusursuzluğa vesile olacağını dile getiriyor. ‘Bu sorumluluğu yerine getiren kişiler aynı zamanda Allah ahlakının gereğini de yerine getirmiş sayılıyorlar. Zaten her an yaptığımız her işi Allah’ın gördüğünü unutmadan ifa etmek, insanın ihsan şuuru ile haraket etmesine sebep olur. Kur-an’ı Kerim’de Hz.Yusuf’un hayatının önemli kareleri anlatılırken özellikle ‘ihsan’ kavramına dikkat çekiliyor. Bu kavram, Yusuf Peygamber’in Allah’a olan itimadı, her işini Allah’ın nezaretinde yapıyor olma şuuru manasına geldiği gibi O’nun nerede nasıl davrandığı ve işini nasıl mükemmel takip ettiğini de açıklıyor.’ Hz.Yusuf Kral’a ‘Beni ülkenin hazine işlerinden sorumlu bakan olarak görevlendir. Çünkü ben malları iyi korur, işletme ve yönetimi iyi bilirim.’ derken önce Allah’a güvenmiş sonra da sorumluluk bilincine olan itimadı sayesinde böyle bir göreve talip olmuş
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!