Kozmetik ürünlerin öteki yüzü parfümler nemlendiriciler rujlar pudralar maskaralar rimeller şampuanlar tıraş losyonları
Günümüz insanının hayatına belki de gereğinden fazla giren kozmetiklerin bazı yan tesirlerini hatırlamanın yararlı olacağı açıktır.
Deodorantlar, parfümler, nemlendiriciler, rujlar, pudralar, maskaralar, rimeller, şampuanlar, tıraş losyonları, saç boyaları, kremler, kapatıcılar, kırışıklık gidericiler ve isteğe göre çok değişik markalardaki kozmetik ürünler, güzelleşmek ve kendini daha iyi hissetmek için yaygın olarak kullanılmaktadır. Bunun, temel ihtiyaç maddeleriyle kıyaslandığında çok yüksek bir maddî karşılığı vardır. Türkiye gibi bir ülkede onlarca temel ihtiyaç maddesi için para yetiştirmeye çalışan insanlar, harcamalarının yüzde üçüne yakın miktarını kozmetiğe ayırmaktadır.
Konuyla alâkalı cevaplandırıl-ması gereken asıl önemli soru; "Kozmetiklerin sağlık açısından bedeli nedir?" sorusudur. Bu soruya, "Kozmetiklerin sağlık yönünden herhangi bir sakıncası yoktur." şeklinde cevap verilebilseydi, bu, konuyla ilgilenen her insanı rahatlatırdı. Ancak, insan sağlığının kozmetiklerden zarar gördüğü şüphesizdir.
Kozmetiklerin sağlığımıza verdiği zararlar hatırlatılınca aşağıdaki itirazlar akla gelebilir:
- Niye zararı olsun, bunlar zaten sağlık ve güzellik için üretilmiyor mu?
- Kozmetik üretici firmalar ürünleri güvenli olmasa satmazlar, değil mi?
- Bu ürünlerin sağlığımıza uygun olup olmadığını devlet mutlaka denetliyordur.
- Hem zararlı olsalar, kulağımıza gelirdi!:
Ne var ki, Eylül 2002�de ya-yımlanan bir haber bu konuda oldukça uyarıcıdır. Haber şöyle:
Güzelliğin bedeli ağır: ABD Ulusal Meslekî Güvenlik ve Sağlık Enstitüsü�nün yaptığı bir araştırma, kozmetiklerde, 800�den fazla zararlı kimyevî madde bulunduğunu ortaya çıkardı. Kozmetiklerde kullanılan 2 bin 983 kimyevî madde üzerinde yapılan araştırma sonucunda, bunların 884�ünün toksik (zehirli) olduğu belirlendi. Bu maddelerden 774�ünün yüksek derecede zehirlenmelere, 146�sının tümörlere, 218�inin üreme bo- zukluğuna, 314�ünün mutasyona ve 376�sının deri ve göz rahatsızlıklarına sebep olduğu açıklandı. Bu arada, kozmetik ürünlerin mesane ve lösemi kanseri gibi hastalıklara yol açabileceği, saç boyası kullanan kadınların bu hastalıklara yakalanma risklerinin, kullanmayanlara oranla % 70 daha fazla olduğu kaydedildi. Öte yandan, parfümlerin içinde bulunan kim-yevî maddelerin, sinir sistemi bozukluğu, nefes düzensizliği ve alerjik reaksiyonlara yol açabildiği tespit edildi.
Her kadının yılda ortalama 2 kilo kozmetik ürün kullandığı Amerika�da, Kongre�nin yaptırdığı araştırmaya göre, kozmetiklerin 800�den fazla zehirli madde ihtiva ettiğinin, ayrıca kanser, alerjik reaksiyon ve doğum kusurlarına sebep olduğunun ortaya konması, yukarıdaki haberi teyid etmektedir. Kozmetiklerin kullanıldığı vücut bölgelerinde sebep oldukları enfeksiyonlar da unutulmamalıdır.
Kozmetiklerin sağlığa zararlı olmasına -kasten olmasa da- göz yumulduğu, biraz da izin verildiği söylenebilir. Çünkü, kozmetiklerin üzerinde sağlık açısından hem üretici hem de tüketiciler tarafından yiyecekler ve ilâçlar kadar çok durulmuyor.
Kozmetiklerde kullanılan bazı zararlı ve zehirli maddeler
Sıradan bir el kreminde ne kadar çok kimyevî madde bulunduğunu hatırlatalım: Su, stearik asid, sorbitol, gliserin, C-12-15 alkil benzoat, sodyum borat TEA, alkol, dimetikon, aloe vera, phenoksi etanol, propilen glikol, quins ekstrakt, tokoferil asetat, potasyum sorbat, EDTA, alantoin, metil paraben, propil paraben, butil paraben, mentol.
Kozmetik maddelerden saç spreyleri, parfümler ve pudralar solunum yoluyla; rujlar ve sprey tarzında kullanılan bazı parfümler yutularak; göz çevresi için pazarlanan ürünler o bölgedeki ince deri ve mukoza tarafından emilerek; yine saç boyaları, kremler ve benzeri şekilde cilde uygulananları da deriden vücuda girmektedir.
Yukarıda belirtildiği gibi kozmetiklerin üretiminde kanser yapıcı ve alerjik özelliği öne çıkan yüzlerce madde kullanılmaktadır. Her kimyevî maddenin bir veya daha fazla yan tesirinin olabileceği unutulmamalıdır.
Şimdi, kozmetik üretiminde kullanılan ve çeşitli yollarla vücudumuza girerek sağlığımıza zarar veren bazı maddelere örnekler verelim. Ancak, burada bunlardan yalnızca 40 kadarının adı, hangi ürünlerde bulunduğu ve sakıncaları bir tablo halinde verilecektir. (Tablo 1)
Kozmetiklerin kanserle bağlantısı
1970�lerden beri, kuaför ve kozmetik uzmanlarında, kan ve lenf sistemlerinde miyelom, bağışıklık sistemi kanseri ve lösemi gibi kanser türlerinde artış olduğu müşahede edilmiştir. Kanser yapıcı kozmetikler arasında saç boyalarının ağırlıklı bir yeri vardır. Saç derisine çok yakın kısımlara ve saç diplerine uygulanan boyalardaki maddeler, deri tarafından emilerek kana, oradan da vücudun her yerine yayılabilmektedir. Hayvanlar üzerindeki çalışmalarda saç boyalarının kansere sebep olduğu tespit edilmiştir. Koyu renkli saç boyalarının açık renkli olanlara nispetle daha tehlikeli olduğu ileri sürülmüştür.
Saç boyası kullanımı ile lösemi riskinin yüzde 50, kullanım süresinin 16 yılın üzerine çıkmasıyla da yüzde 150 arttığı bulunmuştur. Yılda 1-4 defa saçını boyayan kadınlar hiç boyamayan kadınlara oranla % 70 daha fazla yumurtalık kanseri riski taşımakta, her yıl 5 defa ve daha fazla saçını boyayan kadınlarda bu risk yüzde 100�ün üzerine çıkmaktadır. Bazı araş-tırmalara göre saç boyası kullanma ile lenf kanserine (non-hodgkins lymphoma) yakalanma arasında bağlantı olduğu (% 50 daha fazla risk) ortaya konmuştur. Güney Kaliforniya Üniversitesi�ndeki araştırmacılar, 2001 yılında sürekli saç boyası kullanımı ile mesane kanseri arasında bir bağlantının olduğunu tespit etmişlerdir. 15 yıl veya daha fazla süreyle en az ayda bir defa saçlarını boyayanların diğer insanlara göre 3 misli daha fazla mesane kanserine yakalanma riski taşıdığı bulunmuştur. Aynı araştırmacılar 10 yıl veya daha fazla süre kuaförde çalışan kişilerin saç boyasına maruz kalmayanlara göre 5 kat daha fazla mesane kanseri riski taşıdığını bildirmişlerdir.
Kozmetik ve parfümlerde yay-gın olarak kullanılan keton ve ksilen ihtiva eden maddeler de kansere yatkınlık yapabilmektedir.
Kozmetikler ve enfeksiyon
Yüz kremleri ve göz civarında kullanılan kozmetiklerin mikrobik bulaşmalara sebep olduğu bilinmektedir. Bir araştırmada, belirtilen türdeki 150 kozmetik örneğinin % 63 ile % 75�inde orta ve yüksek derecede bakterilerin varlığı tespit edilmiştir. Bu tür kozmetikler gözün dış bölgelerindeki enfeksiyonlardan sorumludur. Ayrıca rimel çubuklarında da bakteri bulunabileceği unutulmamalıdır.
Deodorantlarda kullanılan kloral hidratın vücuttaki yararlı bakterilerin ölmesine sebep olduğu ve ilgili bölgelerde enfeksiyonlara direnci kırdığı hatırlatılmaktadır.
Kozmetikler alerji ve tahriş
Alerjiye sebep olan maddelerin yaklaşık üçte biri kozmetikler, vücut bakım ürünleri ve temizlik maddeleridir. Alerji, tahriş veya temas yoluyla meydana gelen cilt hastalıkları kozmetikler arasında parfümler, saç boyaları, maskaralar, reçineli ürünler, alfa hidroksi alkol içeren tonik ve sıkılaştırıcılar, bazı temizleyiciler, cildin soyulmasını sağlayan yüz bakım ürünleri, güneş kremleri sayılabilir. Parfümlerde bitki ve hayvan menşeli olmak üzere organik-inorganik 4.000�den fazla madde kullanılır. Bazı koku verici maddeler alerjik deri hastalıklarına, nefes darlığı ve öksürüğe, astımlı hastalarda solunum yolu tıkanmasına sebep olmaktadır. Özellikle bu sektörde çalışanlarda bu tip şikayetlere sıkça rastlanmaktadır. Doz, zehirlenmelerde önemli olmakla beraber, alerjide önemli değildir, çok küçük bir doz bile büyük reaksiyonlara sebep olabilir. Alerji, bazen kozmetik ürünün ilk kullanımında değil, birkaç kullanımdan sonra ortaya çıkabilir. Belirtileri; kaşıntı, kırmızılık, kabarma ve daha ileri safhalarda yaraların oluşmasıdır.
Göz kozmetiklerindeki maddelerin veya bunların uygulanması sırasındaki travmanın sebep olduğu kornea ülserleri, gözdeki kurumalar ve göz yaralanmaları önemsenmesi gereken problemlerdir.
Ter kokularına karşı krem, stik ve sprey formunda kullanılan deodorantlar da ihtiva ettikleri formaldehit, sülfokarbonat, petroluktum, benzoik asit ve kostik soda gibi zehirli maddeler sebebiyle derinin tahrişine ve yanmalara sebep olmaktadır. Yine deodorantlarda kullanılan kloral hidrat, ter bezlerini tıkayarak tabiî durumun bozulmasına yol açar, tabiî yağların dışarı çıkışını engeller, sonuçta sivilce ve siyah noktaların (komedon) ortaya çıkmasına sebep olur.
Kirpiklerin hacmini artıran rimellerin bazılarında bulunan thimerosal adlı madde de tahriş edicidir. Özellikle yağ bazlı rimellerin temizlenmesi için yağı çözebilen temizleyiciler gerekir ki bunların alerjiye sebep olma veya tahriş etme oranları daha yüksektir.
Kozmetikler ve diğer sakıncalar
Kozmetikler; kanser, alerji, tahriş ve enfeksiyona direncin bozulması dışında da sağlık sakıncaları taşımaktadır. Daha ucuz ve yaygın kullanılmasının sağlanması için parfümlerin yüzde 95�i sentetik olarak petrolden elde ediliyor ki bunlar, benzen ve aldehitler ile benzeri zehirli maddelerdir. Meselâ, parfümlerde kullanılan benzoinin, farelerin lenf düğümlerinin genişlemesine, dalaklarının büyümesine ve karaciğerlerinin zarar görmesine sebep olduğu gösterilmiştir.
Parfüm yalnızca kullanıcı değil, yakınındaki migren hastaları için de menfî tesire sahiptir. Parfüm ve kolonya kokuları migren hastalarının beyninde elektrik faaliyetinin değişmesine yol açarak migren ağrılarının başlamasına sebep olabilmektedir. Parfümlerde kullanılan koku maddelerinin kişilerin hassasiyetine göre ortaya çıkardığı menfî belirtileri şöyle sıralayabiliriz: Göz yaşarması veya kuruması, çift görme, hapşırma, burun tıkanıklığı, kulak çınlaması, kulak ağrısı, baş dönmesi, öksürük, nefes darlığı, yutkunmada zorluk, astım krizi, baş ağrıları, uyumsuzluk, kısa süreli hafıza kaybı, konsantrasyon bozukluğu, mide bulantısı, endişe, çabuk kızma, huzursuzluk, isilik, kurdeşen, egzama, eklem ve kas ağrıları, kalb atışında bozukluk, hipertansiyon, lenf bezlerinde şişlik.
Deodorantlarda bulunan zehirlerden oksikunalin sülfat merkezî sinir sistemine zarar veren bir maddedir. Yine deodorantlar cilde toz çekilmesine ve cildin çabuk kirlenmesine sebebiyet vermektedir.
Rimel veya maskara manyetik rezonans görüntülemede beklenmedik görüntü oluşturarak yanlış yorumlara sebep olabilmektedir.
Öte yandan, parfüm hammaddelerinin yüzde 80�den fazlasının zararlı olup olmadığının test edilmediği, dolayısıyla parfüm veya benzeri maddelerin ne gibi sağlık zararlarına yol açacağını henüz tam olarak
bilemediğimiz de bir gerçektir. Kozmetik zararlara karşı tedbirler
Avrupa Birliği ülkeleri, vatandaşlarının sağlık ve emniyetini koruyabilmek adına, topluluk hukukunda, AB içinde üretilen veya dağıtılan bütün ürünler için genel bir emniyet şartı benimsemiştir. Kozmetik ürünlerde kullanılan, özellikle renklendiriciler, koruyucu maddeler veya mor ötesi (UV) filtreler gibi maddeler çok sıkı düzenlemelere tabi tutulmuştur. Kozmetik ürünlerde kullanılması yasaklanan yaklaşık 400 maddenin listesi düzenli olarak güncel hale getirilmektedir. Mecburî ve ayrıntılı etiketleme şartı gereğince tüketiciye yeterli bilgi sunulması istenmektedir. Meselâ, saç boyalarının kanser yapıcı ve alerjik tesirleri için alternatifleri, kına veya metal pigment boyalardır.
Son yıllarda tıbbî kozmetik anlamına gelen kozmosetikler yapılmaya başlanmıştır. Bunların içlerinde nelerin olduğu, ilâçlarda olduğu gibi, tek tek belirtilmektedir. Bu ürünler hekimlerce tavsiye edildiği için nispeten tercih edilebilir.
Amerika�daki FDA gibi kuruluşlar; kozmetikleri inceler ve içlerinde neler olduğunu, kullanımı halinde nelerin olabileceğini kamuoyuna bildirirler. Gelişmekte olan ülkelerde bu tür kuruluşların eksikliği de söz konusudur. Çoğu insan sokaklardan, pazarlardan veya herhangi bir marketten içinde ne olduğunu bilmeden ve kendisine zararlı olup olmadığı konusunda hiçbir fikri olmadan bu ürünlerden almaktadır. Bu tür ürünlerin her yerde satılması ve herkesin alması, beraberinde yukarıda kısmen belirtilen sakıncaları getirmektedir.
Netice
Kozmetikler, hayatımızda hak ettiğinden fazla yer tutmaktadır. Gereksiz kozmetik kullanımı, ayrıca israftır. Kozmetik ürünler sağlığa zararlı yüzlerce madde bulundurmaktadır. Alışkanlık hâli ve sürekli kullanma neticesinde sağlık sakıncaları artmaktadır. İçinde ne olduğu bilinmeyen, standartların altındaki ürünlerin kullanılması bu zararları daha da artırmaktadır. Cilt güzelliği için kullanılan ürünlerin çoğu, içinde cilde düşman maddeler bulundurduğundan tabiî cilt güzelliğinin daha erken kaybedilmesine, yani maksadının tersine sebep olmakta, dolayısıyla telâfisi için kişiyi kozmetik bağımlısı yapmaktadır.
Bu bilgiler ışığında kozmetik ürünler, gerekmedikçe kullanılmamalı, kullanma ihtiyacı hekim veya uzman tavsiyesine dayandırılmalı, kullanıldığında en azından belirli denetim standartlarına uygun olanlardan ve çok düşük miktarlarda kullanılmalı, bu tür ürünler en kısa zamanda yıkanarak vücuttan uzaklaştırılmalıdır.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!