Müdürün 'bir daha gelme' sözüne tazminat
Yargıtay, işveren vekillerinin işlemlerinden işverenin bizzat sorumlu olduğuna hükmederek emsal nitelikte bir karara imza attı. Yargıtay, özel bir iş yerinde müdürün, işçinin izin talebinde ısrar etmesi üzerine 'git, bir daha da gelme' sözü üzerine dava açan işçiye tazminat verilmesine hükmetti
Yalova'da özel bir şirkette çalışan işçi, kız kardeşinin doğuma girdiği haberini alarak müdüre gidip izin istedi. Müdür, izin vermeyince işçi ısrar etti ancak müdürün ‘Git o zaman, bir daha da gelme’ sözüyle karşılaştı. Olayın ardından hastaneye giden işçi kovulduğunu öğrendi ve İş Mahkemesi'ne gitti.
İş sözleşmesinin işveren tarafından haksız, nedensiz ve bildirimsiz sonlandırıldığını iddia eden işçi, kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücretini istedi. Ayrıca fazla çalışma ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti ve asgari geçim indirimi alacaklarının da tahsilini talep etti. Davalı işveren ise davacı hakkında devamsızlık tutanağı tutulduğunu, davacının herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığını savunarak, davanın reddini talep etti.
YARGITAY MAHKEME HÜKMÜNÜ BOZDU
Mahkemenin davacının ihbar ve kıdem tazminatı talebini geri çevirmesi üzerine işçi, kararı temyiz etti ve devreye Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi ise emsal nitelikte bir karara imza attı. Buna göre, oy birliğiyle alınan kararda işveren yetkilinin işlemlerinden işverenin bizzat sorumlu olduğuna hükmedildi.
Kararda şu ifadelere yer verildi:
“Davacının işyerinde çalıştığı sırada kardeşinin sezaryenle doğuma alındığı bilgisi üzerine işverenden işten erken çıkmak için izin talep ettiği, işyerinde bulunan yetkili kişinin iki saat sonra çıkabileceğini belirttiği ortadadır. Davacının hemen çıkma talebini tekrarlaması üzerine ‘Sen bilirsin o zaman bir daha gelme’ denilerek işyerinden çıkarıldığı anlaşılmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2/4. maddesine göre işveren vekilinin işçilere karşı işlem ve yükümlülüklerinden doğrudan işverenin sorumlu olduğu kurala bağlanmıştır. Davalı işverenin olay sonrasında işyeri yetkilisinin eyleminin kabul görmediğini gösterir şekilde işçinin işe derhal başlaması için çağrıda bulunmadığı anlaşılmaktadır. İşyerini sevk ve idare eden yetkili kişi konumundaki çalışanın eylemini benimsemiş olduğu kabul edilmelidir. Nitekim davacı işçi ihtarname keşide ederek ihbar ve kıdem tazminatı talep etmiş, davalı işveren daha sonra düzenlediği ihtarnameyle iş sözleşmesinin feshedilmediğini belirtmiştir. Somut uyuşmazlıkta davacı işçinin mazerete dayanan birkaç saatlik izin talebinin karşılanmaması üzerine yine de erken çıkmak istediğini açıklayınca bir daha işyerine gelmemesi gerektiği söylenerek iş sözleşmesinin feshedildiği anlaşılmakla, davacının ihbar ve kıdem tazminatına hak kazandığı kabul edilmelidir. Mahkemece her iki tazminat isteğinin de kabulü gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. Mahkeme hükmünün bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir.”
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!