Sınıf sendikacılığı yakıcı bir ihtiyaç

FEHMİ ÇAPAN - Soma katliamı, işçi sınıfına karşı olan ne varsa hepsinin ipliğini pazara çıkardı, işe yaramaz hale getirdi. Burjuva işbirlikçi besleme sendikacılık da bunların başında geliyor.

Sınıf sendikacılığı yakıcı bir ihtiyaç
  • 22 Haziran 2014, Pazar 19:57

İşbirlikçi besleme sendikacılığa alışmamamız, değiştirmemiz gerektiğini işçiler ağır bedeller ödeyerek; kanı ve canıyla gösterdi, göstermeye devam ediyor.

Günlerdir eylemde olan Somalı maden işçileri, bu kez de işbirlikçi hain sendikacılardan hesap sormak için Soma’da bulunan Türkiye Maden-İş Sendikası Ege Şubesi’ne yürüdü. Patronların hizmetinde işbirlikçi faşist bir örgütlenme-korporatist bir yapı oluşturan sendika yönetimi, işçilerin derhal istifalarını istemeleri karşısında şube başkanı ve yönetim görevi bıraktı. Bununla da yetinmeyen işçiler, genel merkezin de istifasını isteyerek eylemlerine/hesap sormaya devam etti.

Somalı madenciler, yaşadıkları katliamla bir bilinç sıçraması gerçekleştirdiler. Kamuoyunda katliamın sorumluları görülen AKP iktidarının oyun ve vaatlerine kanmayarak eylemlerini sürdürdüler. Edindikleri bilinç etrafında sınıf sendikacılığının yıkıcı bir ihtiyaç olduğunun farkına vardılar. O ihtiyacı az çok karşılayacak bir adım olarak Türk-İş’e bağlı Maden-İş Sendikası’ndan istifa ederek DİSK’e bağlı Dev Maden-Sen’e üye olmaya başladılar. Topluca geçişler yaşandı, halen de yaşanıyor. Üyelerini kaybedince sendika içi demokrasiyi hatırlayan Maden-İş merkezi nafile çabalar içinde.

Soma’da yalın biçimde görülen gerçek örgütsüzlük ve sözde örgütlülük, işçi ve emekçilere tabutlar hazırladı, hazırlıyor. Kendi ‘kader’ini eline almayan işçi ve emekçiler sonu katliamlara kadar varan iş cinayetlerinden kurtulamayacak. Örgütlenmek, iş cinayetlerini engellemenin, iş güvenliğini sağlamanın, iş güvencesini elde etmenin insanca yaşanacak bir ücret almanın ve çalışmanın ilk adımıdır. İşçi sınıfı ve emekçilerin düşmanı sermaye ve iktidarına karşı mücadele etmenin yoludur. Burjuva sınıf işbirlikçi besleme sendikacılık değil, sınıf sendikacılığı kendi fıtratını yaratabilir. İşçi sınıfı ve emekçilere kurtuluş yolunu gösterebilir.

İşçiler korporatif yapılara, faşist mafyatik sendikalara, patronların örgütlediği sözde sendikalara karşı önemli mücadeleler yürüttü. 1998′de metal işkolunda işçiler Türk Metal Sendikasının korporatif yapısına ve faşist-mafya yönetimine tavır alarak bu sendikanın saflarını terk etti. DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası’na yöneldi. Metal işkolunun ağırlıkta olduğu birçok kente yayılan metal işçilerinin burjuva faşist sarı sendikacılığa karşı isyan hareketi, politik olarak büyük bir başarı sağladı. Sınıf işbirlikçiliğine, sarı sendikacılığa önemli darbeler vurdu. 2012 yılında Tofaş, Renault gibi birçok fabrikada benzer yönelimler görüldü. Sınıf sendikalarına ihtiyacın ürünü olan bu hareketler, Soma katliamı ve maden işçilerinin eylemleri nedeniyle yaşamsal bir düzeye sıçradı.

Coğrafya genelinde Soma katliamına karşı oluşan tepki, işçi ve emekçilerin genel grev ve genel direnişi, öğrencilerin boykot ve işgalleri, ezilen değişik kesimlerin eylemli dayanışması, keza Maslak 1453 inşaatında bir işçinin iş cinayetine kurban gitmesi karşısında işçilerin hemen tavır alarak bir günlük fiili grev gerçekleştirmeleri ve son aylarda artan ve uzun zamana yayılan direniş, işgal ve eylemler, işçi ve emekçilerin bilincindeki önemli değişimleri gösteriyor.

Bu hattan değişimi geliştirmek, derinleştirmek, sınıf bilinçli işçilerin, temsilcilerin, ilerici, devrimci, yurtsever, sosyalist sendikacıların, dışarıdan bilinç taşıyan devrimcilerin, sosyalistlerin omuzlarında. Sınıf sendikacılığı arayışına, yönelimine yanıt olacak, ortaya çıkan değişimi örgütleyecek bir hazırlık içine girmek kaçınılmaz hale geldi. Kendiliğindenliğe bırakılmadan sınıfın değişik bölüklerinin nesne durumundan özne durumuna getirilmesi için bugün koşullar her zamankinden daha fazla elverişli.

Soma gerçeğine işçi ve emekçileri daha fazla tanıştırmak, sınıf bilincinin gelişmesine hizmet edecektir. “Somaların olmaması için işçiler neler yapmalı, sendikalar nasıl olmalı?” “Sendika içi demokrasiyi nasıl işleteceğiz?” “Kurban mı olacağız, kendi kaderimizi kendimiz mi belirleyeceğiz?” vb. sorular etrafında paneller, sempozyumlar, yerel ve merkezi konferanslar ve başkaca etkinlikler etrafında sınıfı çözüme yöneltecek, bilinç oluşturmak için yeni örgütsel araçlar yaratarak örgütlenme seferberliği içinde olabiliriz. İşçi ve emekçi semtlerinde, havzalarında, sendikalarda ve işyerlerinde işçi iradesini, tabana dayalı örgütlülükleri ortaya çıkaracak forumlar düzenleyebiliriz. İşbirlikçi, burjuva, besleme sendikacılığın hegemonyasını kırarak sınıf sendikacılığını yeniden daha güçlü ayağa kaldırabiliriz. Örgütsüzlük öldürür, örgütlenmek için seferber olmalıyız.

Soma’yla ölen, burjuva sendikacılığıdır; küllerinden yeniden doğan ise sınıf sendikacılığıdır, sosyalist sendikacılıktır. Onu her alanda, her düzeyde büyütecek olan işçi ve emekçilerin devrimci seferberliği olacaktır.

Soma’da işçileri mezara gömen kapitalistler ve iktidarı oldu. İşçi sınıfı ise edindiği bilinçle, sağladığı örgütlülükle ve yürüttüğü mücadeleyle her gün kapitalizmin mezarını kazacaktır.

* Atılım Gazetesi’nin 13 Haziran 2014 tarihli 125. sayısında yayımlanmıştır.

HABERE AİT VIDEO



SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


yükleniyor

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

ANKET

Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?

yukarı çık