Türk-İş: Sermayenin ve Türk Metal’in Yanında, İşçinin Karşısında!

İşçilerin mücadelesine sahip çıkması gereken bir sendika konfederasyonunun yaptığı açıklama işçi sınıfına ihanettir. Türk-İş yönetimi, sanki işçiler işyerlerinde sendika olmasına karşıymış gibi göstererek hedef şaşırtmaktadır. İşçiler sendika değil, Türk Metal çetesini istemiyorlar. Türk-İş bürokratlarının “çalışma barışı” dediği işçilerin kölelik koşullarında çalışmasından başka bir şey değildir.

Türk-İş: Sermayenin ve Türk Metal’in Yanında, İşçinin Karşısında!
  • 24 Nisan 2016, Pazar 10:08

Metal işçileri, MESS’in düşük ücret ve insanlık dışı çalışma temposu dayatmaları karşısında işçi düşmanı ve işbirlikçi tutum alan, patronların işyerindeki sopası gibi davranan Türk Metal’i günlerdir protesto ediyorlar. Binlerce işçi Türk Metal’den istifa etti. İşçiler bu istifaları toplu halde gerçekleştiriyor, bunu bir eyleme dönüştürüyorlar. Bu tepkilerin nedenini ve anlamını çok iyi bilen Türk Metal çetesi, yaptığı açıklamalarla işçi düşmanı tavrını sürdürüyor. 21 Mayısta Türk-İş Yönetim Kurulu da bir açıklama yaptı ve aynı işçi düşmanı tutumu sürdürdü. Türk-İş yönetimi işçilerin karşısında, sermayenin ve Türk Metal’in yanında yer aldı. On binlerce işçinin, kendi üyelerinin haklı öfkesi karşısında patronlara karşı mücadele etmesi gereken “işçi sendikaları konfederasyonu” işçilere eylemleri bitirme çağrısı yaptı.

Türk Metal’in Genel Başkan Yardımcısı Mesut Gezer, Hürriyet gazetesine verdiği röportajda işçileri kanunsuz eylem yapmakla suçlamış ve Bursa Valisini direnişlere müdahale etme çağrısı yapmıştı. Sermayenin uşağı bu çeteler, patronların ağzından konuşuyorlar. 21 Mayısta yönetim kurulunu toplayan Türk-İş genel merkezi ise, bu çeteleri savunuyor. İşçilerin haklı eylemlerini kırmaya çalışan Türk Metal’i mağdur gibi göstermeye çalışan açıklama şöyle:

“Bursa’da, Renault işyerinde başlayan, daha sonra da Tofaş ve birkaç işyerinde de devam eden eylemler, Konfederasyonumuz tarafından yakından izlenmektedir.

Konfederasyonumuz üyesi Türk Metal Sendikamızın, Bosch işyerinde 38 ay devam eden sendikasız ve sözleşmesiz bir dönemin ardından başarıyla imzaladığı toplu iş sözleşmesinden sonra bazı işyerlerinde eylemler başlatılmıştır. Bu eylemler, bazı çevrelerin yönlendirmesiyle, sendika karşıtı bir propagandaya dönüştürülmüş, Türk Metal Sendikamız hedef haline getirilmiş ve bu işyerlerinde sendikasız bir endüstri ilişkiler sistemi teşvik edilmek istenmiştir. Oysa dünyanın iki yüz yıllık geleneği göstermiştir ki, sendikasız bir endüstri ilişkileri sistemi, işçiler için kısa süreli başarılar getirse de, kalıcı değildir ve sonuç itibariyle, örgütsüzlüğü ve sömürüyü artırmaktadır.

TÜRK-İŞ, işçilerimizin hak almak için verdikleri her mücadeleyi saygıyla karşılamakta, bununla birlikte ülkemizde ekonomik istikrarın ve çalışma barışının da azami düzeyde korunmasından yanadır. Bu nedenle, Bursa’da ortaya çıkan tepkinin, sendikal örgütlülüğü koruyarak, barışçı yollarla çözümü için, Türk Metal Sendikamızla birlikte, elinden gelen çabayı her düzeyde göstermektedir.”

İşçilerin mücadelesine sahip çıkması gereken bir sendika konfederasyonunun bu şekilde açıklama yapması işçi sınıfına ihanettir. Türk-İş yönetimi, sanki işçiler işyerlerinde sendika olmasına karşıymış gibi göstererek hedef şaşırtmaktadır. İşçiler sendika değil, Türk Metal çetesini istemiyorlar. Türk-İş bürokratlarının “çalışma barışı” dediği işçilerin kölelik koşullarında çalışmasyı kabul etmesinden başka bir şey değildir. Bu ibretlik açıklama karşısında diyecek tek bir söz var. İşçilerin sorunlarını çözmek işçilerin sınıf işbirlikçi gardiyanlarına kalmadı. İşçilerin sorunları ancak işçilerin mücadelesiyle çözülür. İşçilerin mücadelesini bastırmaya çalışmak, binlerce işçi ayağa kalkmışken çalışma barışından söz etmek sınıf işbirlikçiliktir, ihanettir. Türk-İş yönetimi işçilerin büyüyen mücadelesi karşısında koltuk derdine düşmüş, patronlarla, hükümetle ortak tutum almıştır. Gangster Türk Metal’i sahiplenerek işçilerin karşısında tutum almıştır.

Başta metal işçileri olmak üzere Türkiye işçi sınıfı, Türk-İş bürokratlarının ne önceki ne de bu ihanetini unutacaktır. Patronlar sınıfından, gangster sendikalardan, işbirlikçi konfederasyon yöneticilerinden hesabı örgütlü ve mücadeleci işçiler soracaktır. Bugün “satılmış sendika istemiyoruz” diyen işçiler yarın “sömürü düzenini yıkalım” diye haykıracaklardır.


SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


yükleniyor

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

ANKET

Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?

yukarı çık