TÜRKSAT Özel güvenlik görevlisi 15 Temmuz akşamı anlatı

Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesideki davanın bugünkü duruşmasında beyanı dinlenen müştekilerden özel güvenlik görevlisi Kadir Karabıyık, 15 Temmuz akşamı mesai arkadaşının aramasıyla askeri hareketlilikten haberdar olduğunu ve amirini aradıktan sonra TÜRKSAT'a geçtiğini söyledi.

TÜRKSAT  Özel güvenlik görevlisi  15 Temmuz akşamı anlatı
  • 07 Nisan 2017, Cuma 0:27

Silah ve tesisatını kuşandıktan sonra nizamiyeye geçmek üzere güvenlik  görevlisi arkadaşıyla araç almak için garaja gittiklerini belirten Karabıyık, o  sırada helikopter sesi duyup garaja sığındıklarını, bir süre sonra  helikopterlerden nizamiye bölgesine ateş edildiğini bildirdi.

Ateş kesilince arkadaşlarını yalnız bırakmamak için garajdan çıkıp  nizamiyeye geçtiklerini belirten Karabıyık, nizamiyeye 50 metre kaldığında yoğun  ateşe maruz kaldıklarını, buradan uzaklaşmak için geri manevra yaptıkları sırada  aracın bir ağaca çarpıp durduğunu söyledi.

Bu sırada arkadaşının boğazından vurulduğunu dile getiren Karabıyık,  gömleğiyle yaraya tampon yaparken 2 askerin kendilerine yaklaşıp teslim  olmalarını istediğini belirtti. Karabıyık, "Araçtan indim. Silahımı aracın altına  doğru attım. Asker geldi, 'Yere yat' dedi, yattım. 'Arkadaşım ağır yaralı.  Boynundan kan geliyor' dedim. Nizamiyeye götürüldük. Hakarete maruz kaldık. 1,5  saat civarı esir tutulduk. Tesisin bombalanacağı, burayı terk etmemiz gerektiği  söylendi, biz de ayrıldık." diye konuştu.

Karabıyık, sanıklardan şikayetçi olduğunu bildirdi.

Güvenlik görevlisi Lokman Sonsoy da suç tarihinde kurumda "yayın 9"  adı verilen bölgede görevli olduğunu, helikopterlerin kampüsü silahla taradığını,  kendisinin de nizamiye bölgesinde ateş altında kaldığını belirterek, sanıklardan  şikayetçi oldu.

Güvenlik görevlisi Mehmet Bayar da "yayın 6" denilen bölgede görevli  olduğunu, helikopterlerin TÜRKSAT'a ateş etmesini gördüğünü, sanıklardan  şikayetçi olduğunu belirtti.

4 kişiyi gözaltına aldık" Polis memuru Mahmut Başpınar, Gölbaşı İlçe Emniyet Müdürlüğünde görev  yaptığını, TÜRKSAT'ın askerlerce işkal edildiği bilgisini alınca, kuruma hareket  ettiklerini söyledi.

Nizamiyedeki güvenlik görevlilerinden içeriye 2 helikopterle asker  indirildiğini öğrendiklerini anlatan Başpınar, bu sırada yayını kesmek için  dışarıdan gelen 4 kişiyi gözaltına aldıklarını, kurumun bombalanacağını öğrenince  Konya Yolu çıkışına geçtiklerini ve burada barikat kurduklarını belirtti.

Resmi aracı yola çektiği sırada askerlerin bulunduğu araçları görüp  durmaları için ihtarda bulunduklarını anlatan Başpınar, "Askerler ateş ederek  geldiler. Aracın radyatörü isabet aldı. Aracı bırakıp yere indim. Arkadaşlar  emniyetini alıp bunlara karşılık verdiler. Onlar ateşi sürdürüyordu. Hacı  Bölükbaşı 'Ben vuruldum' diye seslendi. Biz de karşılık verdik. Şahıslar geçince  arkadaşlarımızla ilgilendik. Onu hastaneye götürdük. Bu sırada helikopterden ateş  geldi. Siper ararken yaralandım. Yoldan geçen bir aracı durdurarak hastaneye  devam ettim." diye konuştu.

Polis memuru Mehmet Göksel, telefonuna gelen mesajla görevli olduğu  Gölbaşı İlçe Emniyet Müdürlüğüne geçtiğini, kaymakam ve emniyet müdürünün  TÜRKSAT'ın ele geçirildiğini ve kuruma operasyon yapılması gerektiğini  söylediklerini, bunun üzerine 15 kişi gönüllü olup TÜRKSAT'a geçtiklerini  söyledi.

Nizamiyedeki güvenlikçilerle görüştüklerini anlatan Göksel, şunları  söyledi:

"Kaymakam bey, 'Tekrar ilçe emniyete dönelim. Ağır silah alalım' dedi.  Silahları aldık, ikinci kez geldik. İkinci kez geldiğimde yayını kesmeye gelen 4  kişiyi durdurduk. Tedirginlerdi. Neden geldiklerini sorduğumuzda 'Bizi içeriden  çağırdılar' dediler. Baş komiser, 'Bunları gözaltına alıp kelepçeleyin. Ayrı ayrı  tutun' dedi. Bu sırada kurumdan araçlar çıkmaya başladı. Durdurduk. TÜRKSAT  çalışanları olduklarını, askerlerin burayı bombalayacağını söylediler. Konya Yolu  çıkışına barikat kurduk. Silahlar patlamaya başladı. Hacı abimizin yaralandığını  öğrendim. Onu hastaneye götürdük. Benim araçtaki mühendisi, polis merkezine  bıraktık. Tekrar TÜRKSAT'a gittik. Bombalanmıştı. Bir helikopter geldi.  Helikopterden ateş edildi. Gün ışıyana kadar bekledik. Konya Yolunda kaçan  askerlerin bıraktığı araçlara ilişkin ihbar geldi. Gittik. Otomobili bulduk.  İçinde silah ve telefonlar vardı. Daha sonra hafif ticari aracı gördük. Bariyere  çarpmıştı. İçinde ölü bir asker vardı. Bacaklarında kurşun yaraları vardı ve  başından vurulmuştu. Yürüyemeyeceği için infaz edildiğini düşündük. Üçüncü aracı  da tarlalarda bulduk. Köylüler helikopterin indiğini söyledi. Askerlerin  helikopterle tahliye edildiğini öğrendik."

Polis memuru Özcan Şen de yayını kesmek için gelen 4 mühendise,  "Gecenin bu saatinde burada ne arıyorsunuz?" diye sorduklarını, içeriden  çağrıldıklarını söylemeleri üzerine yayını kesmek için geldiğini düşünüp, bu  kişileri gözaltına aldıklarını belirtti.

Konya Yolu çıkışında barikat kurduklarını anlatan Şen, askerin ateş  etmesi üzerine karşılık verdiklerini, ateşten kurtulan askerlerin hızla bölgeden  uzaklaşıp Konya Yoluna doğru kaçtığını anlattı.

İhbar üzerine askerlerin kaçarken kullandıkları araçları bulduklarını  dile getiren Şen, "Otomobilde silahlar vardı. Olay yeri inceleme çağırdık. Hafif  ticari araç bariyere çarpmış, ters yöne dönmüştü. İçinde bir asker vardı.  Başından vurulmuş. O şahsın aracın içinde infaz edildiğini düşündük. Kafasından  çok ağır yaralanmıştı, Yakın atış yapıldığı belliydi. Bir insanın o yarayı alıp  100 metre gitmesi mümkün değil. Üçüncü araca geçtik. Bezirhane Köyünde buğday  tarlasındaydı. Burada da askeri malzemeler vardı. Araçtaki ilk yardım kitiyle bir  yaralıya müdahale edilmişti." diye konuştu.

"Burası bombalanacak"

Müştekilerden Mehmet Ali Ortayatırtmacı, TÜRKSAT'ta siber güvenlik  teknikeri olarak görev yaptığını, girişimi televizyondan öğrendiklerini, lojman  bölgesinden iş yerine geçtiğini, helikopter sesini duyup saklandıklarını,  askerlerce rehin alındıklarını, askerlerin "Burası bombalanacak" demesi üzerine  ailesini alıp kampüsten ayrıldığını söyledi.

Muhammet Emin Sergili de uydu haberleşmede güvenlik şefi olarak  çalıştığını, girişimi televizyondan öğrendiğini, kuruma geçtiğinde nizamiyenin  araçlarla kapatıldığını gördüğünü belirterek, "Havadan bir saldırı geleceğini  düşünmüyorduk. Bir helikopter sesi duyduk. Yerini tespite çalışırken, yoğun ateşe  maruz kaldık. Bacaklarımdan yaralandım. Nizamiyeye sığındım. Ateş kesildikten  sonra yaraya turnike yaptım. Nizamiyeye eli silahlı askerler geldi. Başlarındaki  Eray Uçkun, 'Genelkurmay'ın talimatıyla geldik. Her şey güzel olacak' gibi şeyler  söyledi. Cep telefonum çaldı. Elime almaya çalışırken İbrahim Altınok telefonumu  aldı. Sivil bir araç geldi. Uyarmamıza rağmen askerler ona ateş ettiler. Ali  Karslı ve Ahmet Özsoy şehit oldu." ifadelerini kullandı.

"Levent diye biri vardı"

Mustafa Karadayı da hukuk müşaviri asistanı olarak görev yaptığını,  olay günü İstanbul'dan Ankara'ya gelip lojmana geçtiğini, darbe girişimini o  sırada öğrendiğini anlattı.

Silah sesleri duyduklarını belirten Karadayı, ardından nizamiyeye  gittiğini belirterek, "Burada kimseyi göremedim. Diyafondan 'ellerini yukarı  kaldır' diye bir ses geldi. Darbeciler 'Sen teknisyen misin?' diye sordu.  Yönetici asistanı olduğumu söyledim. 'Yere yat' dediler, yattım. Silahımın  olmadığını söyledim. Bana neden nizamiyeye geldiğimi sordular. Ardından  lojmanlara geçip 'Türk Silahlı Kuvvetleri yönetime el koydu. Kimse dışarı  çıkmasın. Dışarı çıkan vurulacak' diye bağırmamı istediler. Tamam dedim. Bu  şekilde bağırdım. Gece buranın bombalanacağı söylendi. TÜRKSAT'tan ayrıldık."  diye konuştu.

Sistem mühendisi Ömer Kuzu da kalkışmayı televizyondan öğrendiğini,  genel müdür yardımcısıyla lojmanlardan TÜRKSAT'a geçtiklerini söyledi.

Nizamiye girişini iş makinesi ve itfaiye aracıyla kapattıklarını  anlatan Kuzu, askeri kıyafete benzeyen avcı elbisesi giydiğini ve askerlere yakın  yerlerde bulunduğunu belirterek, "Bu şahısların 'Levent' diye seslendiği, sarışın  birini gördüm. Aksanı da Türk gibi değildi. Öyle bir yabancı kişi vardı. Daha  sonra ne burada ne de fotoğraflarda bu kişiyi gördüm. Sanıklardan bu kişinin  sorulmasını istiyorum." dedi.

 


SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


yükleniyor

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

ANKET

Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?

yukarı çık