'Yüreğimiz yanıyor, hükümetten cevap bekliyoruz'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Fırat Kalkanı operasyonu devam ederken terör örgütü DEAŞ'ın bombalı araç saldırılarında askerlerimizin şehit olduğunu hatırlatarak, "El Bab'dan gelen şehit haberleri var. İnternette yayınlanan görüntüler var. İzleyemiyoruz. Yüreğimiz yanıyor. Hükümetten cevap bekliyoruz. 'Olayı inceliyoruz' diyorlar, inceleyin ama ben cevap bekliyorum" dedi.
'CHP Uşak'ta Üreticiye Sahip Çıkıyor Çalıştayı' için kente gelen Kemal Kılıçdaroğlu'na CHP Genel Sekreteri Kamil Oktay Sındır, CHP Edirne Milletvekili Okan Kaytancıoğlu, Tokat Milletvekili Kadim Durmaz, Uşak Milletvekili Özkan Yalım, Uşak İl Başkanı Ali Karaoba ve Merkez İlçe Başkanı Sevinç Yazgan eşlik etti. Klıçdaroğlu, basına kapalı yapılan çalıştaydan sonra, 'Yumurta yukarı dolar aşağı', 'Tarhana keşkek, AKP gitçek', 'Bulgur tarhana, fakirlik kaldı halka', '1 litre sütümüz 1 litre sudan bile ucuz Sayın Genel başkanım' ve 'Şeker fabrikalarını sattırmayacağız' yazılı afişlerle süslenen Atatürk Spor Salonu'nda 'Halkla Buluşma' etkinliğine katıldı.
Burada salonda tıklım tıklım dolduran vatandaşlara hitap eden Kılıçdaroğlu, "Bizi bölmek istiyorlar. İnanç bağlamında, kimlik bağlamında, yaşam tarzı bağlamında bölmek istiyorlar. Allah'a şükür, bütün bunlara rağmen bu memleket bölünmedi. Omuz omuza, birlikte mücadele edeceğiz. Bölünmeyeceğiz. Birlikte bu ülkede huzur içinde yaşamanın yollarını arayacağız" dedi.
"TÜRKİYE KAN GÖLÜNE DÖNMÜŞ DURUMDA"
Son dönemde peş peşe gelen terör saldırılarını hatırlatan Kemal Kılıçdaroğlu, "35 yıldır bir terör var, PKK terör örgütü. Geldiler, 2002'de iktidar olduklarında Türkiye'de terör yoktu. Şimdi Türkiye kan gölüne dönmüş durumda. Bir annenin bir evladını askere gönderirken duyduğu acıyı kim duyuyor yüreğinde? Onların umutla, huzur içinde dönmelerini beklemiyor muyuz? Bir babanın evladını toprağa vermesinin acısını kim bilebilir? Allah kimseye evlat acısı vermesin. Evlat acısı kadar yüreklerimizi yakan derin bir acı yoktur" dedi. Terörle mücadele için birlik vurgusu yapan CHP lideri Kılıçdaroğlu şöyle devam etti: "Terörle elbette mücadele yapacağız. Bu konuda ortak payda oluşturmak zorundayız. Terör, kimden gelirse gelsin, amacı ne olursa olsun hep beraber karşı çıkmak zorundayız. Terör bir insanlık suçudur. Terörün malzemesi insandır. Kandan beslenir terör. Kandan beslenen bir organizasyona karşı çıkmak yani teröre karşı çıkmak bir namus borcudur. Bir insanlık görevidir. Soru şu: 2002'de Türkiye'de terör belası yokken, PKK terörü yokken, 14 yılda nasıl azdı? Şehirler silah deposuna döndürülürken, kim talimat veriyordu valilere, 'Bunlara dokunmayın' diye ? Kamyonun üstünden kalaşnikof silahlar dağıtılırken, güvenlik güçleri müdahale etmek istiyor, vali telefon ediyor güvenlik güçlerine 'Bunlara müdahale etmeyin' diye. Bu telefonu yaptıranlar kimler? Bombalar yerleştirilirken, kimler göz yumuyordu? Bütün bu şehitlerin sorumluları, bugün iktidar sahipleridir."
"DIŞ POLİTİKANININ İKTADIRA MUHALEFETİ OLMAZ"
Dış politikanın milli olmak zorunda olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, "Dış politikanın iktidarı, muhalefeti olmaz. Ama ilk kez cumhuriyet tarihinde bunlar, dış politikada milli politika izlemediler. Gayri milli bir politika izlediler" dedi.
El Bab'dan şehit haberleri geldiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, "İnternette yayınlanan görüntüler var. İzleyemiyoruz. Yüreğimiz yanıyor. Şimdi interneti yasaklamışlar, kimse görmesin o görüntüleri; kendi günahlarını, kendi ayıplarını kimse görmesin diye. Kendi sınırını koru, Türkiye'nin güvenliğini sağla. Ben sana demiyor muydum ey sarayda oturan vatandaş, Suriye'ye silah gönderme. Terör örgütlerine silah gönderme. Göndereceğin her silah, gelir bir gün seni vurur dedik" diye konuştu. Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Eskiden bir PKK belası vardı. Şimdi bir de IŞİD belası çıktı, El Nusra belası çıktı. Bu IŞİD belası Musul Konsolosluğumuzu bastı. 49 vatandaşımızı rehin aldı. Ağızlarını açıp, 'Bunlar terör örgütüdür' bile diyemediler. İdeolojik akrabalıkları var onların, ben gayet iyi biliyorum. Terör, ister PKK ister FETÖ ister DHKP-C, ister IŞİD, ister El Nusra. Nereden gelirse gelsin hep birlikte karşı çıkacağız. Karşı çıkmayıp, bu ülkenin başına bela edenlerden de hesabını soracağız."
"ORTADOĞU'NUN OYUNCAĞI OLDULAR"
Türkiye'nin Ortadoğu politikasına yönelik eleştirilerde bulunan Kılıçdaroğlu, "Ne oldu? Emevi Camii'ne gidip, namaz kılacaklardı. Süleyman Şah Türbesi'ni kaçırmak zorunda kaldılar. Diyorlardı ki 'Biz Ortadoğu'da oyun kurucuyuz. Dünyaya nizam veriyoruz biz.' Büyük lokma yutabilirsin, ama büyük laf etmeyeceksin. Şimdi Ortadoğu'nun oyuncağı oldular. Her gelenin şamar vurduğu bir iktidar oldular. Türkiye böyle mi? Cumhuriyeti kuranlar bunun için mi kurdu? Bunun için mi Kurtuluş Savaşı'nda şehitlerimiz, gazilerimiz var" dedi.
"ORTADOĞU BATAKLIĞINDA ÇIKAMAYACAKLAR"
Terörün sorumlusunun hükümet olduğu görüşünü savunan Kemal Kılıçdaroğlu, "3 milyon Suriyeli Türkiye'de. Sorumlusu kim?" diye sordu. Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Utanmasalar diyecekler ki 'Sorumlusu CHP.' Öyle ya yağmur yağsa, fırtına olsa sorumlusu CHP. Sanki 14 yıldır CHP iktidarda, onlar da muhalefette. 14 yıldır bu ülkeyi kim yönetiyor? Terörün sorumlusu sen değil misin? Bütün dünyayı bize düşman ettin, sorumlusu sen değil misin? Söylüyorum, şimdi Ortadoğu bataklığında çıkamayacaklar. Çıkamazlar da zaten. Çünkü devleti yönetemiyorlar. Şu anda Türkiye Cumhuriyeti yönetilmiyor. Kim yönetiyor Türkiye'yi? Türkiye ile ilgili kararları kim veriyor? Hükümet var mı bu ülkede, bakanlar var mı bu ülkede? Her şeyi allak bullak ettiler."
"HÜKÜMETTEN CEVAP BEKLİYORUZ"
Hükümetten, uyguladığı Suriye politikasının hesabının soracaklarını belirten Kılıçdaroğlu, "Görüntüler var. Askerlerimizin diri diri yakıldığı görüntüler var. Başlarına kurşun sıkıldığı görüntüleri var. Hükümetten cevap bekliyoruz. 'Olayı inceliyoruz' diyorlar, inceleyin ama ben cevap bekliyorum. Suriye'yi başımıza bela ettin, hesabını da vereceksin" dedi.
"BU ÜLKEYE DİKTA YÖNETİMİNİ GETİRMEYECEĞİZ"
Anayasa değişikliği ve başkanlık sistemi tartışmalarına da değinen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü: "Şimdi başımıza bir bela daha açmak istiyorlar. 'Anayasayı değiştireceğiz' diyorlar. 'Rejimi değiştireceğiz' diyorlar. Diyorlar ki '1923 yılında rejim kuruldu. Biz rejim değişikliği yapmıyoruz.' Bal gibi rejim değişikliği yapıyorsunuz. Cumhuriyeti ve demokrasiyi kaldırarak, yerine bir dikta yönetimi getirmek istiyorsunuz. Bir kişi kalsak dahi mücadelesini vereceğiz. Bunun mücadelesini vermek namus borcudur. Bu ülkeye dikta yönetimini getirmeyeceğiz. Senin çoğunluğun bizim haklılığımıza yetmez."
MHP'YE SESLENDİ
Anayasa değişikliği teklifi üzerinden MHP'ye seslenirken "Eyalet sistemi gelebilir" diyen Kılıçdaroğlu, şöyle dedi: "Milliyetçi Hareket Partili arkadaşlarıma şunu söyleyeyim; Siz ne kadar milliyetçiyseniz, biz de o kadar milliyetçiyiz. Siz ne kadar ülkücüyseniz, biz de o kadar ülkücüyüz. Siz ne kadar vatanseverseniz, biz de o kadar vatanseveriz. Anayasaya hüküm koyuyorlar. Birden fazla ili kapsayan sistem, örgütlenme modeli getirilebilir yani eyalet sistemi gelebilir. Eyalet sistemini kim istiyor? Birisi hapiste, Öcalan istiyor. Öbürü de sarayda, Erdoğan istiyor. Evet, onun ağzından söylüyorum. Eyalet sistemini savunanlardan biri de Recep Tayyip Erdoğan'dır. Beni utandıran da onun arkasına takılanlardır."
"MİLLİ KURTULUŞ SAVAŞI MÜCADELESİNİ TEKRAR YAPACAĞIZ"
Demokrasi mücadelesi verileceğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Mücadele yapacağız. Milli Kurtuluş Savaşı mücadelesini onlar şimdi söylüyorlar. Milli Kurtuluş Savaşı mücadelesini tekrar yapacağız. Demokrasi mücadelesini tekrar yapacağız. Kadın- erkek eşitliği mücadelesini tekrar yapacağız. Bağımsız yargı mücadelesini yeniden yapacağız. Medya özgürlüğü mücadelesini tekrar yapacağız. Bu ülkeye demokrasi ya gelecek ya gelecek. İkinci bir noktası yoktur" dedi.
O KÖYE GİTTİ
Konuşmanın ardından CHP Uşak Milletvekili Özkan Yalım, Kılıçdaroğlu'na üstünde Atatürk yazan bir kalem, CHP Uşak İl Başkanı Ali Karaoba ise seramikten yapılan Atatürk portresi hediye etti.
Kılıçdaroğlu, halkla buluşmanın ardından, köylülerin banka kredisi borcundan dolayı icrada satılığa çıkarılan Banaz İlçesi'ne bağlı Düzkışla Köyü'ne hareket etti.
KİTAP FUARI AÇILDI
İzmir'in Menemen İlçesi'nde 86 yıl önce gericiler tarafından katledilen Şehit Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay için düzenlenen anma töreninin ardından, vatandaşlarla birlikte Kitap Fuarı'nın açılış kurdelesi kesildi. 117 yayınevinin yer aldığı, 1 Ocak'a kadar 80 kadar yazarın katılacağı Kitap Fuarı'na ilgi gösteren vatandaşlara; Menemen Belediyesi'nin açtığı stantta 'Ata'ya Saygı Takvimi' adı verilen 2017 takvimi, kitap ayracı ve çocuklar için kağıt kumbaralar hediye edildi.
PANEL DÜZENLENDİ
Kubilay'ı anma etkinlikleri kapsamında, bu yıl da Menemen Belediyesi ve Atatürkçü Düşünce Derneği Menemen Şubesi işbirliğinde panel düzenlendi. Gölpark Menemen'de, Şehit Ömer Halisdemir Spor Salonu'ndaki panel öncesinde, Menemen Belediyesi'nin bu yıl 7'ncisini düzenlediği Kubilay'a Mektup Yarışması'nda dereceye giren ortaokul ve lise öğrencilerine ödül verildi. Ödüle layık görülen mektupların okunmasının ardından ortaokul kategorisinde birinci olan Miyase İnceer Ortaokulu 8. sınıf öğrencisi Petek Canturap, ikinci Cumhuriyet Ortaokulu 7. sınıf öğrencisi Fatma Şimşek ve üçüncü Emiralem Ortaokulu 6. sınıf öğrencisi Mustafa Enez Baykal, ödüllerini ADD Genel Başkanı Tansel Çölaşan'ın elinden aldı.
Lise kategorisinde birinci olan Menemen Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Hatun Nurefşan Ünal, ikinci Tuğba Özbek Anadolu Lisesi 10. sınıf öğrencisi Zilan Alkış ve üçüncü Emlakbank Süleyman Demirel Anadolu Lisesi 10. sınıf öğrencisi Nisa Nur Hardal'a ise ödüllerini CHP'li Menemen Belediye Başkanı Tahir Şahin takdim etti.
ADD Genel Sekreteri Öner Tanık'ın moderatörlüğünü yaptığı panelin konuşmacıları ADD Genel Başkanı Tansel Çölaşan ve İzmir Barosu Başkanı Av. Aydın Özcan oldu. Çölaşan, Cumhuriyetin ilelebet yaşatılması için mücadeleden vazgeçilmemesi gerektiğini söyleyerek, "Tarih nehirdir akar, o nehrin içinde ders alınacak duraksamalar vardır ama nehir hep akar. Hiç tarihte nehrin geriye döndüğünü gören olmamıştır. Cumhuriyet pek çok badire atlamıştır, keşke atlatmasaydı. Ama 93. yılında yine Cumhuriyetin başında yaşadığımız ve Cumhuriyetin maharetle yok ettiği ilk 15 yılda yapabildiği, başarabildiği bir noktaya ve getirdiği o noktadan tekrar geriye ilk başladığımız noktalara doğru bizi tarih getirdi. Ama o nehir akacaktır, bunlar adacıklar üzerinde duraksamalardır. Bu duraksamaları da iyi değerlendirmemiz ve nehrin akışını hızlandırarak zaman kaybetmeden Cumhuriyeti ilelebet yaşatacak bir yapıya da biran önce kavuşturmalıyız. Bu mücadelenin içinde sonuç alana kadar da olmalıyız" dedi.
İzmir Baro Başkanı Av. Aydın Özcan ise konuşmasında çok zor bir coğrafyada yaşadığımıza dikkat çekerek, "Emperyalist güçler, bu ülke üzerinde her türlü oyunu oynuyorlar. Biz de seyrediyoruz. Artık kendimize gelmenin zamanı gelmiştir" dedi.
Etkinliğin sonunda Menemen Belediye Başkanı Tahir Şahin, panelistler ADD Genel Başkanı Tansel Çölaşan, İzmir Barosu Başkanı Av. Aydın Özcan ve ADD Genel Sekreteri Öner Tanık'a günün anısına Menemen'e özgü toprak vazo ile Kubilay Olayı tarihi kitabını hediye etti.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!