BU YASALARLA ve Sayın BALKANLAR'LA GELDE ÇALIŞ

BAKANA GÖRE İŞ CİNAYETLERİNDE SENDİKA SUÇLU PATRON TEMİZ

Çalışma Bakanı Faruk Çelik, yaşanan iş cinayetleriyle ilgili sendikaları suçladı. İş cinayetlerine ilişkin hükümetin ve patronların sorumluluklarına değinmeyen Çelik, mücadele eden sendikaları demode olarak nitelendirdi, uzlaşmacı anlayışı övdü.

Evrensel'deki habere göre Bakan Faruk Çelik, 5-7 Mayıs tarihleri arasında İstanbul’da düzenlenecek olan 7. Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı öncesi tanıtım toplantısı düzenledi. İş kazaları ve işçi ölümlerinde Türkiye’de olumlu gelişmeler yaşandığını ileri süren Çelik, “Yani burada hükümetin bakanlığın sorumluluğu var da sendikaların sorumluluğu yok mu? Şimdi ısrarla ‘Taksim’ diyen sendikalara buradan seslenmek istiyorum. Emekçilerden, işçilerden biri hayatını kaybettiği zaman bağırıyoruz. İşçilerin hayatını kaybetmemesi için sendikalar işçilerden almış oldukları aidatın ne kadarını iş sağlığı güvenliği ve eğitimi için harcamışlar? Çıkıp bunun hesabını versinler” dedi. Sendikaların örgütlü oldukları işyerlerinde işçi ölümlerini ve meslek hastalıklarını engelleyecek bir mücadele içerisine girmemekle suçlayan Çelik, “Yoksa yalnız ücret mi konuşmuşlardır?” dedi.

Uzlaşma anlayışında olan sendikalara teşekkür eden Çelik, mücadeleci anlayışları ise demode olarak nitelendirerek “80 öncesinde kalmış bir sendikacılık bir anlayışıdır. Biz 2014 yılındayız ve ilgili arkadaşları da ben 2014 yılına davet ediyorum. 2014 yılına gelsinler ve oturup konuşup sorunlarımıza çözüm bulalım” dedi.

ÇÖZÜM SINIF SENDİKACILIĞINDA

Bakan’ın konuşmalarını değerlendiren Yrd. Doç. Özgür Müftüoğlu “Bakan daha fazla kâr amacıyla sermayenin işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerini almadığı gerçeğini göz önünde bulundurmuyor” dedi. İşçilerin fabrikalarda güvenli bir şekilde çalışmasının gereğinin sendikaların aidatları üzerinden yapılması fikrinin kabul edilemez olduğunu söyleyen Müftüoğlu, “Çünkü cinayetler küresel rekabetin sonucudur ve sermayenin daha fazla kâr güdüsünün ürünüdür. Asıl sorumlu sermaye ve gerekli denetimi yapmayan devlettir” dedi. Sendikaların yeterli mücadeleyi vermedikleri için eleştirilmesi gerektiğini ifade eden Müftüoğlu, bakanın “mücadeleci sendikacılığı birakın uzlaşmacı olun” çağrısına da tepki gösterdi. Bu anlayışın sendikalara “Her şeyinizle bize teslim olun” anlamına geldiğini kaydeden Müftüoğlu, şunları söyledi: “Sınıf çelişkilerinin, yoksulluğun ve güvencesizliğin arttığı dönemde sınıf sendikacılığı anlayışıyla mücadele edilmelidir” dedi. İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin sınıf mücadelesinin önemli bir alanı haline geldiğine işaret eden Müftüoğlu, sendikaları üretimden gelen gücün de kullanılacağı bir mücadele için çalışmaya çağırdı.

İstanbul İşçi Sağlığı İş Güvenliği Meclisi Üyesi Aslı Odman, Bakan Çelik’in işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda bilinç eksikliğini sadece “Taksim’de ısrar eden sendikalara” atfettiğini söyledi. Odman, “Halbuki Kayseri ve Kadiköy’de uyumlu 1 Mayıs kutlayan konfederasyonlar hem maddi kaynaklar hem de hükümet politikalarıyla daha uyumlu davrandıklarından işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda çok daha fazla yatırım yapabilecek sendikalardır. Fakat yapmamakta, çoğu iş cinayetlerinin oluştuğu zemin olan madenlerde, gemi inşaatlarında, inşaatlarda, hizmetler sektöründe yasa tanımı dışındaki taşeronlaşmaya destek çıkan, meşru kılan işbirliklerine gitmektedir” dedi. Ücret sendikacılığı ve iş cinayetlerini artıran taşeronlaşma/güvencesizleştirmeyle ilgilenmeme eleştirisini yapacak olan iradenin 1 Mayıs’ta Kayseri ve Kadıköy’den değil Taksim’den çıktığını vurgulayan Odman, şunları söyledi: “Taşeronlaşmayı genelleştirerek, yasadışı taşeronlaşmayı yasa içine çekmeye çalışan hükümet politikaları, yeni iş cinayetlerini şimdiden programlamaktadır.”haberlink