Davutoğlu: Geri Kabul Anlaşması ancak...

"ÇUKUR KAZANLARLA KİLİS'E ATILAN BOMBALARIN SAHİPLERİ AYNI ODAKLAR"

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Meclis'te gerçekleştirilen AK Parti grup toplantısına katılarak, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Kilis’e atılan IŞİD roketleri üzerinden PYD, IŞİD ve Esad rejiminin işbirliği içinde hareket ettiğini savunan Davutoğlu, "Bir taraftan PKK ve onun uzantıları diğer taraftan DEAŞ terör örgütü ülkemize yönelik eş zamanlı saldırılar gerçekleştiriyor. Bu 2 terör örgütü birbirine karşı mücadele ediyor. DEAŞ konusunda Türkiye'ye yönelik iftiraları dile getirenler de bu oyunun bir parçasıdır. PYD, DEAŞ ve katil Esad rejimi açık bir işbirliği içinde hareket ediyor. Çukur kazanlar, şehirlerimizi harabeye çevirenlerle Kilis'e atılan bombaların sahipleri aynı odaklardır. Onlar birer piyondur. Arkalarında bu piyonları oynatanlar aynı çevrelerdir. Bu terör baronlarının hepsi sahibi ne derse onu yerine getirmektedir. Günlerdir Kilis'e atılan bombalar on binlerce Suriyeli mazluma ev sahipliği yapan bu örnek şehrimize yönelik saldırılar kirli bir planın parçasıdır. Suriyeli mazlumlara sahip çıkmamız birilerini rahatsız ediyor ve Kilis'i hedef alıyorlar. Dün olduğu gibi bugün ve yarın da Türkiye'ye yönelik saldırıları gerçekleştirenlere anında cevap verilecek. Gereği neyse gereken zamanda gerekli şekilde her adım atılacaktır" ifadelerini kullandı.

"BİRİLERİNİN HAZIRLADIĞI KİRLİ TEZGAHLARIN İÇİNE DÜŞMEYECEĞİZ"

Kilis’e atılan Katyuşa mermilerinin bugüne kadar neden olduğu can kayıplarına ve yaralanmalara ilişkin bilgi veren Davutoğlu, "Birilerinin hazırladığı kirli tezgahların içine düşmeyeceğiz. Kilis Suriyeli kardeşlerimizi bağrına bastı. Çok büyük fedakarlıklar yaptı. Biz de hükümet olarak bütün imkanlarımızla Kilis'in yanında olacağız. Kilis'in Suriye ile olan 11 kilometrelik sınırına 18 Ocak'tan bu yana DEAŞ mevzilerinin bulunduğu yerlerden 46 roket atışı yapıldı. Bu saldırılarda 10'u kendi vatandaşımız olmak üzere 17 kişi hayatını kaybetti, 61 kişi de yaralandı" diye konuştu.

"KİLİS'E DÖNÜK SALDIRILARIN ÖNCEDEN HABER ALINARAK ÖNLENMESİNİ SAĞLAYACAĞIZ"

Bakanlar Kurulu'nda Kilis'te alınacak ek tedbirlerle bölgeye yapılacak yardım ve destek programlarının görüşüldüğüne dikkat çeken

Başbakan Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Dünkü Bakanlar Kurulu'muzda alınacak tedbirleri bir kere daha görüştük. Onun öncesinde de Güvenlik Zirvesi'nde konuyu ele aldık. Bundan sonra atılacak adımları 4 başlıkla gözden geçirdik. Öncelikle ilave askeri tedbirler alınacak ve sınır hattındaki askeri varlığımız artırılacaktır. Genelkurmay Başkanı'mızın da katıldığı Güvenlik Zirvesi'nde Kilis'in ve ülke sınırlarının korunması için alınması gereken bütün askeri tedbirlerin alınması konusunda gerekli talimatlar verildi, gerekli hazırlıklar yapıldı. İlave 'larla sınırın gözetlenmesini ve Kilis'e dönük saldırıların önceden haber alınarak önlenmesini sağlayacağız. Saldırılar nedeniyle zarara uğrayan esnafımızı destekleyeceğiz. Zararların giderilmesini, kayıpların tazmin edilmesini sağlayacağız. Başbakanlıkça ilk etapta 5 milyon, ikinci etapta da ilave 5 milyon olmak üzere zarar görenlere derhal ödeme yapılacak. Kilis ilimizde kamu yararına çalışanların istihdam süreleri 9 aya çıkarılacak ve valiliğin istediği oranda ilave istihdama imkan tanınacak. Başta Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız olmak üzere ilgili kurumlarımız sosyal destek programlarıyla Kilisli halkımızın yanında olacak. Sağlık alanında ilave tedbirler alıyoruz. Kısa bir zaman içinde Kilis'e ilave sağlık personeli gönderilecek ayrıca zırhlı ambulans araçları da Kilis'te hizmete başlayacak"

"PKK'YA DÖNÜK YÜRÜTÜLEN FLİYETLER, GAZETECİLİK FLİYETİ İÇİNDE ELE ALINAMAZ"

Konuşmasında KCK Eş Başkanı Cemil Bayık ile röportaj gerçekleştiren İngiliz devlet kanalı BBC'ye tepki gösteren Davutoğlu, "Biz bir yandan vatandaşlarımızın mağduriyetlerini giderirken bir yandan terörle mücadeleyi en etkili şekilde yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz. Bu terör ve terör destekçileri hak ettikleri cevabı alacak ve mutlak bir yenilgiye uğrayacaklar. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Maalesef uluslararası toplum bu konuda imtihanını doğru şekilde veremiyor ve terör konusunda hala ikircikli bir tutum benimseniyor. Avrupa'nın başkentlerinde vahşi terör örgütlerinin çadırları açılabiliyor, paçavraları asılabiliyor. Terör örgütünün eli kanlı katilleriyle röportaj yapılabiliyor. Kimse kusura bakmasın. Bunun adı gazetecilik değil, terör teşvikçiliği. Türkiye'nin terörden çektiği acıya saygı duymadan eli kanlı katillere söz söyleme imkanı veren bu faaliyetin adı gazetecilik olamaz. Kimse de bizden saygı duymamızı bunu hoşgörüyle karşılamamızı beklemesin. PKK'ya dönük yürütülen faaliyetler, gazetecilik faaliyeti içinde ele alınamaz" dedi.

"KILIÇDAROĞLU AÇILDIĞINDA KÖPRÜDEN GEÇECEK Mİ?"

İstanbul ile İzmir arasını 3,5 saate indirecek otoyolun en önemli ayaklarından birini oluşturan Osmangazi Köprüsü üzerinden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na seslenen Davutoğlu, "7 ilimizi birbirine bağlayan bu hizmetlerimizi anlamayanlar, acaba şimdi bu hizmetlere karşı çıkanlar, 'Bu hükümet Türkiye'yi yönetemiyor' iddiasında bulunan Sayın Kılıçdaroğlu; yarın bu köprü açıldığında, Yalova'ya geldiğinde 1,5 saat dolaşıp öyle mi gelecek köprüden mi geçecek? Daha önemlisi acaba o anda ne hissedecek, köprünün her adımında ne hissedecek? Tabi onun vakti bol. Muhalefet dışında bir işi olmadığı için vakti bol. Belki de inadına dolaşmayı tercih edebilir" ifadelerini kullandı.

"2 SURİYELİ MÜLTECİ ALDIK, 105 CİVARINDA MÜLTECİYİ AVRUPA'YA GÖNDERDİK"

AB ile sığınmacı anlaşmasına değinen Davutoğlu, illegal göçü legal bir mülteci hareketine dönüştürme hedeflerinin olduğunu belirterek, "Şu ana kadar Suriyeli olarak 2 mülteci aldık 4 Nisan'dan bu yana sadece 2. Hani on binlerce mülteci bize gelecek, diyenler vardı ya. Kulaklarına küpe olsun diye söylüyorum. Sadece 2 Suriyeli mülteci aldık, 105 civarında mülteciyi de Avrupa'ya gönderdik. 1'e 1 işleyecekti şimdi neredeyse 1'e 100 işliyor" açıklamasında bulundu.

"72 ŞART BÜYÜK ÖLÇÜDE SAĞLANDI"

Başbakan Davutoğlu, "Geri Kabul Anlaşması'nın devreye girmesiyle birlikte vize muafiyet anlaşmasının haziran ayı içinde devreye girmesine hayal diyenler oldu. Olmaz diyenler oldu. 72 şartı 3-4 ayda nasıl tamamlarız, diyenler oldu. Biz onların ne dediğine bakmadık. 72 şartı hayata geçirecek olan hükümetimiz ve Meclis'e güvendik. Bu 72 şart büyük ölçüde sağlandı. Geri kalanlar şartlar da önümüzdeki günlerde gerekli adımlar atılarak yasalaşacak" diye konuştu.

"AVRUPA BİRLİĞİ'NİN SİYASİ GEREKÇE İLERİ SÜRMEKSİZİN HUKUKİ SÜRECİ TAMAMLAMASINI BEKLİYORUZ"

AB'nin vize muafiyetine ilişkin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerektiğini vurgulayan Başbakan Davutoğlu, şöyle konuştu: "Vize muafiyeti çerçevesinde gerekli yasal ve idari düzenlemelerin büyük kısmını gerçekleştirdik. Belirlediğimiz takvim içerisinde gerekli bütün düzenlemeleri gerçekleştirmiş olacağız. Avrupa Birliği tarafından Avrupa Komisyonu'nun mayıs ayı içindeki raporu sonrasında gerekli adımların atılmasını bekliyoruz. Vize muafiyeti Türkiye için hayati bir konudur. Bunu Sayın Merkel'e de Sayın Tusk'a da söyledim. Bu bizim Türkiye halkına taahhüdümüzdür ve mutlaka gerçekleşecektir. Biz vize muafiyetini AB-Türkiye mutabakatının ayrılmaz asli bir unsuru olarak görüyoruz. Vize muafiyetiyle Geri Kabul Anlaşması arasında doğrudan bir ilişki mevcuttur. Geri Kabul Anlaşması ancak vize muafiyetiyle birlikte uygulanabilir. Biz üzerimize düşeni yapacağız. Avrupa Birliği'nin de üzerine düşeni yaparak vize muafiyetiyle ilgili herhangi bir siyasi gerekçe ileri sürmeksizin hukuki süreci tamamlamasını bekliyoruz. Böyle bir durum olmaması gibi bir ihtimali düşünmek dahi istemiyorum. Zaten böyle bir durumda Geri Kabul Anlaşması da devreye girmeyecek demektir. Biz sözlerimizi yerine getirdik onlar da getirecek. Kimseyi aldatmadık ama kimse tarafından da aldatılmaya asla gelmeyiz. Türkiye verdiği her sözü yerine getirmiştir. Türkiye üstlendiği sorumlulukların gereğini yapmıştır"

"FANATİKLERİN MÜSABAKALARI KİRLETMESİNE MÜSDE ETMEYECEĞİZ"

Hafta sonu bazı futbol maçlarında yaşanan olayların herkesi çok üzdüğünü belirten Başbakan Davutoğlu, futbol maçlarında yaşanan olaylara tepki göstererek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bize, milletimize yakışmayan bu hareketler özellikle sporun da ruhuna yakışmıyor. Ortaya çıkan görüntüler maalesef futbolumuza, sporumuza zarar vermiştir. Centilmenliğin hakim olması gereken spor müsabakalarında bir daha böyle görüntülerin yaşanmamasını temenni ediyorum. Bu konuda alınması gereken tüm tedbirleri almaya devam edeceğiz. Bir daha böyle görüntülerin yaşanmaması için mevcut önlemleri gözden geçireceğiz ve ne gerekiyorsa yapacağız. Sporun ruhunu anlamamış, sporla uzaktan yakından alakası olmayan fanatiklerin bir dayanışma havasında geçmesi gereken müsabakaları kirletmesine müsaade etmeyeceğiz. Yaşanan çirkin olaylar kadar gerek medyada gerek sosyal medyada bazı odaklar bu olayları fırsat bilerek ayrıştırıcı dili, nefret dilini hemen kullanıma sokuyor. Bir takımın tüm taraftarlarını tahkir edecek, bir şehrin tamamına hakaret içeren içerikleri maksatlı şekilde tedavüle sokuyorlar. Bunlar sporla bağdaşmayan hareketler ve önlemek adına ne gerekiyorsa yapılacak. İnsanlarımızın büyük acılar yaşadığı şu zamanda spor rekabetinin toplumsal hayatımıza yaralar açmasına izin veremeyiz. Ben spor taraftarının sağduyulu hareket edeceğine ve bu şiddeti tribünlere bir daha sokmayacağına inanıyorum"