Destici: İdam cezasının mutlaka geri getirilmesi gerekiyor

Eskişehir Vilayet Meydanı'nda düzenlenen 'demokrasi nöbeti'ne Mustafa Destici de katıldı. Destici 'Dik dur eğilme, Alperenler seninle' diye slogan atan kalabalığa hitaben "Bu millet dik durduğu sürece Allah'ın izniyle biz de dik durmaya devam edeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın, hükümetimizin, Milli Güvenlik Kurulumuzun ve Genelkurmay Başkanlığımızın tespiti ile paralel devlet yapılanmasının Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki cuntası tarafından 15 Temmuz gecesi haince, kahpece ve vahşice yapılan darbe girişimini bir kere de kendi memleketimden, kendi hemşerilerimin huzurunda lanetlemek istiyorum" diye konuştu.

İDAM İÇİN VERDİĞİMİZ 2 MİLON İMZA MECLİS'TE BEKLİYOR

Mustafa Destici çocukları tecavüz edip öldürenler, askeri şehit edenler ve darbe girişiminde bulunanlar için idam cezasını yeniden getirilmesini istedi. Destici şöyle dedi:

"Biz bu hainlerin, bu cuntacıların darbe girişimini bertaraf ettik. Ama tamamen bu geçmiş değil. Çünkü bunun kökü de, bir tarafı da dışarıda. Onun için durmayacaklardır. Onlar durmayacaklar, biz de durmayacağız. Ne yapmamız gerekiyor? Bugüne kadar yapmadığımız birtakım eksiklikleri yapmamız gerekiyor. Bunların başında hukuki düzenlemeler var. İdam cezasının mutlaka geri getirilmesi gerekiyor. Biz Büyük Birlik Partisi olarak biliyorsunuz, küçük yaşta çocuklarımızı kaçırıp tecavüz ettikten sonra öldüren cinsi sapıklar için ve bizzat Mehmetçiğimizi, askerimizi, polisimizi şehit eden bu teröristler için, hainler için idam cezası gelsin diye 2 milyon imza verdik, Meclis'te bekliyor. Referandum da yaptık 30 ilde. O da bekliyor. Halkımızın yüzde 98'i bunu istiyor. Şimdi buna üçüncü kesim işte kahpece, vahşice darbe gerçekleştirip Meclisimizi bombalayan, onlarca özel harekat polisimizi, diğer polislerimizi, yüzlerce sivil vatandaşımızı, o kahraman evlatlarımızı şehit eden bu hainler için de mutlaka idam cezasını geri getirilmesi gerekiyor."

JANDARMA KIR POLİSİ DAİRE BAŞKANLIĞINA DÖNÜŞTÜRÜLMELİ

Türkiye'nin tekrar 15 Temmuzlar, 27 Nisanlar, 12 Eylüller, 28 Şubatlar yaşanmamamsı için yapılması gereken şeylerin olduğunu söyleyen Destici konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Birincisi, jandarmanın lağvedilip Emniyet Genel Müdürlüğü içerisinde bir kır polisi daire başkanlığına dönüştürülmesi, ikicisi Genelkurmay'ın Milli Savunma Bakanlığı'na bağlanması. Üçüncüsü iç denetim işlerini mutlaka başbakanlığa bağlı özel bir birimden yönetilmesi lazım. Çünkü kendi içlerinde kapalı devreden çıkmalı ve şeffaf bir hale getirilmeli. Demokratik ülkelerde nasılsa Genelkurmay ve Türk Silahlı Kuvvetleri'n statüsü o statüye getirilmeli. Mutlaka ve mutlaka seçilmiş sivil siyasetin emrinde olması lazım."

'İMAM HATİP MEZUNLARI ASKERİYEYE GİRMELİ'

Kendisinin imam hatip lisesi mezunu olduğunu belirten Destici, "Yıllarca imam hatipli kardeşlerimizi bir imam hatip mezunu olarak bunu söylüyorum, askere almayanların kimi yuvalandırdıklarını gördük. Onun için imam hatipler mutlaka askeriyeye girmeli ve orada hak ettiği gibi yer almalıdır diyorum. Ve hükümetimizin bu konudaki düzenlemesini de Büyük Birlik Partisi olarak sonuna kadar destekliyoruz" dedi.

MUHSİN YAZICIOĞLU OLAYI

BBP Genel başkanı Destici, merhum liderleri Muhsin Yazıcıoğlu'nun yaşamını yitirdiği helikopterin parçaları söken askerlerden bazılarının darbe girişimine katıldığını belirterek şöyle konuştu:

"Tabi ki bu darbe girişimiyle birlikte Büyük Birlik Partisi için, Alperenler için ve milletimizin Muhsin Yazıcıoğlu sevdalısı olan milletimizin her bir ferdi için bir gerçekle daha yüzleştik. Sayın Cumhurbaşkanımızı ve ailesinin canına kasteden bu, oraya giden bu hain, kahpe güruhlu içerisinde Muhsin başkanı içinde bulunduğu helikopter düştükten sonra o helikopterdeki esas GPS dediğimiz bilgi veren aletleri söken hainlerin de olduğunu gördük. Ve şimdi biz Büyük Birlik Partisi olarak avukatlarımız aracılığıyla, biliyorsunuz dosyaya takipsizlik kararı verilmişti, biz darbeden iki gün önce buna itirazımızı yenilemiştik. Ve şimdi ortaya çıkan bu yeni bilgiler ışığında sayın Cumhurbaşkanımızı öldürmeye giden, onu almaya giden ekibin içerisinde rahmetli şehit liderimizin Muhsin Başkanımızın içinde bulunduğu, düştüğü helikopterin üzerinde birtakım parçaları söken bir astsubay ve bir de Kurmay yarbay var. Ve buna dün de bir emniyet şube müdürü eklendi. Şimdi biz tekrar 18 Temmuz'da yeniden dilekçe verdik ve dedik ki; 'Şehidimizin, şehit liderimizin şehadet süreciyle ilgili bu hain güruhun bir ilgisi var mıdır, yok mudur açıklansın. Ve net bir şekilde bunu ortaya koysun istiyorum."

Kalabalık, 'Muhsin Başkan Şehidimiz, Erdoğan şerefimiz' diye bağırdı. Destici konuşmasını tamamladıktan sonra kalabalığı selamlayıp alandan ayrıldı.