Burger King çalışanı: İnsanların bu şirketin nasıl bir canavar olduğunu bilmesi gerekiyor

Dünyaca ünlü fastfood devi Burger King’te çalışan U., firmanın bir şubesinde yönetici pozisyonunda 1.5 yıldır görev yapıyor. İsmini açıklamak istemeyen U., Türkiye’deki fastfood firmalarının tamamen emek sömürüsü üzerine kurulu olduğunu söylüyor.

Söz konusu firmalarda yaşanan korkunç emek sömürüsüne dikkat çeken U., “Her gün gelip yemek yiyen insanların, bu şirketin nasıl bir canavar olduğunu bilmeleri gerekiyor” diyor.

Biz de U.,’ya kulak vererek şirketin insanlık dışı ağır çalışma koşullarını ve insan sağlığını hiçe sayan uygulamalarını dinledik.

MOLA YOK, EKSTRA İŞ YÜKÜ VAR: ‘BUNLARA TAKILMAYACAKSIN’

U., söze şöyle başlıyor:

“TAB Gıda Tic. San. A.Ş.’ye bağlı Burger King restoranında çalışıyorum.

Şirketin kontrol edilebilir kar seviyesi her bir restoran için minimum %25 oranında olmasına rağmen yönetim kadrosu olarak tabir ettikleri servis supervisor (gözetmen), vardiya müdürü, asistan müdür ve restoran müdürlerine herhangi bir fazla mesai ücreti ödenmiyor. Bu kadronun yüzde 80’i haftada 45 saatten fazla çalışıyor ve yeri geliyor mola bile kullanamıyor; eleman yetersizliği vb. sebeplerden. Hatta üstümüzdeki grup müdürüne bağlı olarak mesai bitiminin sonrasında bile ekstra işler çıkartılabiliyor. Buna karşı çıkınca da insanlara ‘terfi almak istiyorsan buna takılmayacaksın’ deniyor."

FAZLA MESAİNİN KARŞILIĞI 10 LİRA!

“Çalıştığım restorana haftada bir defa sevkiyat geliyor. Yaklaşık 8 palet dolu dolu mal ve 1 ton patates oluyor. Bu mallar, fazla mesai olarak sadece 10 lira verilen ekip üyelerine taşıtılıyor. Bütün gün çalıştıktan sonra üstüne temizlik yapan personel bir de dışardan birinin taşıyacağı paranın sadece 10’da birine mal taşıyor.”

DOKTORDAN BURGER KİNG ÇALIŞANINA: DUA ET Kİ DAHA KÖTÜSÜ OLMAMIŞ

Sömürünün bir diğer boyutunun da personele verilen yemeklerde yaşandığını anlatan U., “Şirket fastfood restoranında çalıştığımızı söyleyerek herhangi bir yemek parası ödemesi yapmıyor, günlük belli puan veriyor. Uzun süredir çalışan bir arkadaşım da mide fıtığı oluşmuş. Doktora Burger King’de çalıştığı için her gün oradan yemek zorunda olduğunu anlattığında, doktor 'iyi dua et daha kötüsü olmamış’ demiş.

ÇALIŞANA REVA GÖRÜLEN YEMEK PARASI: ‘5,30 LİRAYI GEÇMEYİN’

“İnsanların sağlığını hiçe sayarak her gün yağda kızarmış o donmuş etleri ve patatesleri personele yedirmekte sıkıntı görmeyen şirket yenilen yemeğin günlük 5,30 TL’yi geçmemesini isteyerek restoranda çalışanların neredeyse aç çalışmasını istiyor.

Günlük 150 hamburger yapan bir çalışanına Steak House, Texas Smokehouse gibi ürünleri dahi puan kıstası koyarak yedirmeyen şirket, şimdi neredeyse yemek maliyeti hedefi tutsun diye standart bir hamburger bile yedirmiyor” diyor.”

‘RESTORANI DÜŞÜNMÜYOR MUSUNUZ?’

U., “Malum bu ay 28 gün çekiyor ve emek sömürüsü ile kar eden birçok işletme emek yükünü azaltmaya çalışıyor. Talep edilmediği halde insanlara sürekli ücretsiz izin veriliyor. Personele 'restoranı düşünmüyor musunuz?’ gibi absürt sorular soruluyor” ifadeleriyle isyan ediyor.

HALK SAĞLIĞI HİÇE SAYILIYOR: 'ATIK ÜRÜNLERİN KULLANILMASINA ŞAHİT OLDUM'

U., şirketin fazla mesai ödemesi yapmayı bile kabul etmediği yönetim kadrosuna yapılan baskıyı ve kar için halk sağlığının hiçe sayıldığını ise şu sözlerle anlatıyor:

“Her gün restoran açılmadan önce etlerin belli pişme derecesini verip vermediğini ölçümlemek gerekiyor ve günün ilk saatleri olduğu için bu ürünler atık oluyor. Fakat şirket öyle minimum atık hedefleri veriyor ki insanlar artık cookout işlemi yapmıyorlar. Bu atık maliyeti sebebiyle beklenen cirolar gerçekleşmediğinde atık olan ekmekleri kullanan restoran müdürüne şahit oldum. Halkın ve çalışanların sağlığı gayet rahat tehlikeye atılabiliyor. Günün 15 saati kameralarla izlenen restoranda bunun yakalanmaması imkansız. Şirket gıda hijyeni gibi konularda eğitim vererek internet sitesinde göz boyuyor fakat bu ay verilen mutfak malzemesi hedeflerimizde harcama hedefi 0 TL gözüküyor. Yani diyor ki; personel saat başı değiştirmesi gereken eldiveni değiştirmesin ve eldivende biriken bakteri ürünlere geçsin, işte şirket böyle bir kar politikası uyguluyor!”