Yakında sendikalarının kapısına kilit asacaksınız
Türk-İş Genel Kurulu'nda konuşan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, işçilere 'Hakkınızı meydanlarda arayın' diye seslendi Türk-İş Genel Kurulu’nda konuşan CHP lideri sendikacılara “Karamsar bir tablo çiziyorum ama gerçek böyle. İktidara teslim olan sendikal hareket olabilir mi?” diye seslendi
Türk-İş’in 22. Olağan Genel Kurul toplantısında, protokol sıralamasında anlaşma sağlanamayınca, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kongrenin ilk oturumunda, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise ikinci oturumunda konuştu. Kılıçdaroğlu, kongrede yaptığı konuşmada, “Böyle giderse yakında sendikalarınızın kapılarına kocaman bir kilit asacaksınız demektir. Omuzlarınızdaki yükü, baskıyı, korkuyu kaldırın. İktidara teslim olan sendikal hareket olabilir mi?” ifadesini kullandı.
Türk-İş’in 22. Olağan Genel Kurul toplantısı, dün Büyük Anadolu Otel’de yapıldı. Toplantı öncesinde protokol sıralamasında anlaşma sağlanamadı. Toplantıya davet edilen Kılıçdaroğlu’na, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisinden önce konuşacağı ve Kılıçdaroğlu’nu dinlemeyeceği iletildi. Protokol krizi, iki ismin farklı oturumlarda konuşma yapmasıyla kısmen aşıldı. Böylece ilk oturumda Erdoğan, ikinci oturumda Kılıçdaroğlu konuştu. Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
SİZE NE VAAT ETTİLER: Türkiye’nin en temel sorunu işsizlik, işsizlik konusunda size ne vaat ettiler? 13 yıldır duymadım. Gerçek işsizlik oranı yüzde 16,5. Bunlar yetmiyormuş gibi 2,5 milyon Suriyeli var. 81 ile dağılmış Suriyeliler, kimin nerede olduğunu kimse bilmiyor. Siz böyle bir devlete tanık oldunuz mu? Parlamentoya Yabancıların Çalıştırılması Hakkında Kanun geldi. CHP dışında itiraz eden olmadı. Sanki sendika biziz, niye itiraz etmiyorsunuz.
SİTEM EDECEĞİM: Kayıt dışı çalışma sorunumuz var. Yüzde 40. Kayıt dışı çalışmayı engelleyeceğiz diye açıklama yaptılar mı? Yeri geldiğinde alkışlıyorsunuz, altınızdaki işçi eziliyor farkında değilsiniz. Sitem edeceğim kusuruma bakmayın. Bizi kandıranlara itibar etmeyelim, yeter diyelim. CHP olmasaydı kimse taşeron işçiliği ağzına bile almazdı. Taşeron işçilerin haklarını ben savunuyorum, sizler savunmuyorsunuz. Size tam bir komedi anlatayım. Karayolları’nda taşeron işçilerimiz vardı, sendika dava açtı. Mahkemede kazandılar. Yargıtay’da da kazandılar. Hükümet yargı kararını uygulamadı. Seçim öncesi işçi kardeşlerimizi eşleriyle beraber topladılar, kadro vereceğiz dediler. Sanki lütfediyorlar, haklarını kazandılar.
KAPILARINIZA KİLİT ASACAKSINIZ: Böyle giderse yakında sendikalarınızın kapılarına kocaman bir kilit asacaksınız demektir. Karamsar bir tablo çiziyorum ama gerçek böyle. Temmuz 2015 itibarıyla 12 milyon 700 bin işçimiz var. Sendikalı işçi sayısı 1 milyon 429 bin kişi. Toplu sözleşme kapsamındaki işçi sayısı sadece 700 bin. Sendikalaşma oranı yüzde 5,5. 13 yıla bakın, kazandınız mı, kaybettiniz mi? Bu 5,5 da 1,5’a inecek ve sendikalı işçi kalmayacak. 12 Eylül darbe hukukuyla sendikacılar perişan edildi. İleri demokrasiye geçtik, niye kalkmıyor? 12 Eylül darbe hukukunun arkasına saklananlar Türkiye’ye demokrasiyi getiremezler.
AKILLARINA BİLE GELMEYECEKTİ: Asgari ücret net bin 500 TL olacak demeseydik, akıllarına bile gelmeyecekti. Asgari ücretin netini bile bizden öğrendiler. Ankara’daki beyler nereden bilecekler asgari ücreti. Bir eli yağda bir eli balda olanlar asgari ücretlinin derdinden mi anlayacak. Bin 300 TL yapacaklar, yetmez. Türk-İş’in rakamlarına göre açlık sınırı bin 391 TL. O beylere verelim bir ay geçinsinler, arabaları altlarında olsun, dolmuş, uçak parası vermesinler, bin 391 TL ile bir ay sadece gıda harcaması yapsınlar bakalım geçinebiliyorlar mı?
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nun 21. Olağan Genel Kurulu'na iktidar ve muhalefetten katılımlar oldu. Kurul'da ilk söz alan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu önce işçilere kızdı ardından da "meydana çıkın" çağrısında bulundu.
Konuşmasına "Kısa konuşacağım ama biraz iğneleyeceğim" sözleriyle başlayan Kılıçdaroğlu, "Susma sustukça sıra gelecek" sloganını salonlarda değil, meydanlarda kullanmanız gerekir. İnsanı, işçiyi yok sayan bir özelleştirme kabul edilemez. İşsizliğin diz boyu olduğu, özgürlüklerden bahsedilmeyen bir yerde hakkınızı meydanlarda aramanız lazım" diye konuştu.
NE İSTİYORLAR?
Sendikal Güç Birliği'ni oluşturan sendikalar, Türk-İş yönetimine iki temel konuda eleştiri yöneltiyorlar.
Bunlardan birincisi Türk-İş'in konfederasyon gibi davranarak, üye sendikaların sorunlarına yeterince sahip çıkmadığını savunuyorlar. Eldeki hakları koruma stratejisiyle hükümete yakın durduğunu, bunun sonucunda da belediyeler ve TEKEL başta olmak üzere 'kaybettiğini' ileri sürüyorlar.
İkinci eleştiri noktaları ise Türk-İş'in Türkiye gündeminden uzak oluşu. Öyle ki 600 bin işçinin çatı örgütü olmasına karşın Türk-İş'in yeni anayasa, Kürt sorunu, kadına şiddet, deprem gibi konularda kanaat, görüş oluşturması gerektiğini belirtiyorlar. İşçilerin aynı zamanda vatandaş olduğuna dikkat çekerek, TÜSİAD'ın az sayıdaki üyesiyle Türkiye gündemine ilişkin her konuda çalışma yaptığına, rapor hazırladığına vurgu yapıyorlar. "Aylardır 2012'de yeni kriz geleceği konuşuluyor. Ama bu Türk-İş'in gündeminde yok. Kriz işçiyi vurmayacak mı, işsiz bırakmayacak mı, alınacak ekonomik önlemler vatandaş olarak işçiyi etkilemeyecek mi" diye soruyorlar.
İtalya, İspanya, Yunanistan, İngiltere'de yapılan grevleri, Wall Street eylemlerini anımsatarak, Türk-İş'in bunların yanından bile geçmediğini söylüyorlar.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!