Sendika Üyeliği Mobing Unsuru Olamaz
Bilindiği üzere 4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikalar Kanunu
Madde 14- (Değişik: 24/6/2004-5198/1 md.)
“Sendikalara üye olmak serbesttir.
Kamu görevlileri çalıştıkları işyerinin girdiği hizmet kolunda kurulu bir sendikaya üye olabilirler.” demektedir.
Yukarıda kanun maddeleri sendikaların büyük gayretleri neticesinde kazanılmış bir özgürlük bir “HAK” tır. Öncelikle bu hakkın gasp edilmek istenmesine büyük harflerle ve yüksek sesle “HAYIR” diyerek başlamak istiyorum.
- 30 Kasım 2015, Pazartesi 23:05
- A-
- A+
Sendikalaşma amirlerin baskıları ile üye olmak, ya da üyelikten çıkmak gibi basit bir kavram değildir. Özellikle amirlerin kendi siyasi görüşleri doğrultusunda çalışanları sendikalara üye olmaları ısrarında bulunmaları ahlaki değildir. Bu tür baskılar “MOBİNG”’tir. Bütün sendikaların bu uygulamaları yapanlarla mücadele etmesi gereklidir. “Hak arama” iddiasında olan sendikaların ve sendikacıların öncelikle memurların “sendikalara üye olmak tercih hakkına” saygı duyması şarttır. Aksi halde kuruluş ve varoluş amacına aykırı bir durumla karşı karşıya kalınır ki; BU KENDİNİ İNKAR ETMEK demektir.
Rektörümüz 2008’de ilk atandığında sevincimizi tarif edemeyecek, içimize sığdıramayacak kadar dolu yaşamıştık. Çünkü baskı döneminin son bulacağına inanıyor heyecanlanıyorduk. Artık alanlarda çalışırken bize aba altından sopa gösteren amirlerden kurtuluyorduk. Rektörlük Makamını İlk hayırlı olsun ziyaretimizde sendikamızın üniversitede çok az sayıda üyeye sahip olmasından. Malumları üzerine sendikal çalışmalarımızın önceki dönemlerin siyasi uzantılı baskılar nedeni ile yapamadığımızdan, özgür bir ortamın sendikal çalışmalar açısından önemli olacağından, önceki yöneticilerin sendikal anlamda diğer sendikalara çok ciddi destekleri olduklarından, hatta birim amirlerinin çalışanların masalarına üye formlarını bırakarak sadece “doldur bunu” dediklerinden bahsetmiştik. Rektörümüz bize “Bizim öyle bir durumumuz olamaz bizden bu şekilde bir çalışma beklemeyin” sözleri üzerine biz kendilerine “Özgür bir ortamda sendikal çalışmalarımızı yaptığımız takdirde bu alanda başarılı olacağımızı söylemiştik gene de desteklerinin önemli olduğunu” eklemiştik.
Süreç içerisinde içinde bulunduğumuz zaman ve hal üzere, siyasi ortamın da etkisini inkar etmeden çalışmalarımız ile, üniversite içerisinde hızlı bir şekilde üye sayımızı çoğalttık. Önce yetkili sendika sonra olduk. Sonra şube olacak üye sayısına ulaşarak Samsun Eğitim-Bir-Sen 2 No’lu Şubemizi kurduk ve kongrelerimizi yaptık. Bu süreç içerisinde sendikal duruş anlamında yönetimle çok da uyumlu çalıştığımız söylenemez. Hatta yönetimin bizimle uyumsuzluğu şube başkanımız başta olmak üzere, şube yönetim kurulu üyelerimiz ve iş yeri temsilcilerimizin çeşitlik şekillerde “Görev Yeri Değişiklikleri” “Kızağa alma” ve “sürgün” de diyebileceğimiz uygulamalarına maruz kaldık.
Bizim durduğumuz yer her zaman şu oldu : “Muhakkak gönüllü üyelikler olsun, biz kesinlikle görüşelim üyelerimizle kendimizi ve derdimizi anlatalım.” Genel olarak her üyemizle yönetim kurulu üyelerimiz olmasa bile işyeri temsilcilerimiz görüşerek, üyelikler yapılmıştır bu şekilde devam etmekteyiz. Bunun yanında gönüllü olarak zaten “bizim mahalleden” olan üyelerimiz ziyaretimizi dahi beklemeden saflarımıza katılmaktalar. Eksiklerimiz muhakkak var. Malum olduğu üzere sendikal çalışmalarımızı bize tahsis edilen yasal izinler süresince yapabilmekteyiz. Olağan dışı haller halinde senelik izinlerimizi de bizim için hayatımızda çok önemli ve öncelikli olan sendikamız için çalışmak maksadı ile kullanıyoruz.
Çalışmalarımızı yaparken ilk başladığımız da kullandığımız dilimizi devam ettirmekteyiz. İdari veya akademik amirliklere atanan veya görevlendirilen arkadaşlarımızı ziyaretlerimizde aynı dili kullanmaya azami dikkat gösteriyoruz ama gene de malum olmak üzere sendikamızın konuşulmasının üye kazanmak anlamında önemini de vurguluyoruz. Bir takvimin, bir dergimizin masa üzerinde olmasını önemsediğimizi belirtiyoruz. Bir kısım arkadaşlarımıza da bizi unuttukları için sitem ediyoruz ama bu hiçbir zaman çalışanlarınıza baskı yapın, onları muhakkak zorla da olsa üye yapın düzeyinde olmuyor.
İnsan merkezli çalışmaların bizi daha mutlu ettiğini ve insan onurunun korunması gereken en kutsal varlığı olduğunu düşünerek hiçbir memurun hiçbir kimse tarafından yapmakla yükümlü olduğu görevleri haricinde zorlanmasını, azarlanmasını, ikaz edilmesini ve hatta ima edilmesini dahi istemiyoruz. Bunun insan onurunu incitici Mobing olarak algılıyoruz. Mobingin suç olduğunu ve bu tür eylemlerde bulananları isim ile deşifre edeceğimi de buradan paylaşıyorum.
Sendikal çalışmalarım sırasında üniversite içerisinde birkaç kez bu minvalde hallerle karşılaşmanın verdiği huzursuzluğunu yaşadım bunun önüne geçmek için ikazımı buradan yapmak gereğini hissettiğimi belirtmek isterim. İşe yeni başlayan Araştırma Görevlisi arkadaşların doldurması gereken evrakların için hiçbir açıklama yapmadan “Sendika Üyelik Formu”’ koyanlar ve çalıştığı kurumda üyelerimize Eğitim-Bir-Sen’den İSTİFA ET, …………… sendikasına üye ol diyen amirleri ikaz ediyorum. Vazifeniz siyasi görüşünüz istikametinde hareket eden sendikalara üye kazandırmak değil. Her şeyden önce adaletli olmak mecburiyetindesiniz.
Bir sözümüz de tarafsız olacağız diyen Üniversite Yönetimine olacak. Tarafsızlığınız sadece Eğitim-Bir-Sen için mi geçerli. Diğer sendikalara taraf olan yöneticileri ikaz etmeyi düşünmüyor musunuz?
(Şiddeti artarak devam edecek……)
BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!