Türkiye’deki bütün özel güvenlik ve kamera şirketleri, takibe alınmalı
Birçok güvenlik şirketi çalışanların ses ve görüntü kayıtları alındığın bilenmektedir ne yazık ki güvenlik şirketleri bu kayıtların istediği şekilde kullanmayacağının hiçbir garantisi yoktur. Birçok şirket yas dışı olarak çalışanların maaşların ödemediği işçilerde elbise parasını kestiğini çalışanlar sistematik baskı kurduğun istifaya zorladığının bilenmektedir. Şirketler güvenlik hizmet değil başka işler yapıldığın bilenmektedir. Hükmettin mutlaka taşeron sitemin yasaklaması gerekir.
1990 yılından itibaren yurt, okul, özel üniversite hazırlık kursları, Bank Asya, Işık Sigorta şubelerinde, kendi açtığı özel güvenlik okullarında, kendi kurumlarını koruma bahanesiyle, başlı başına özel güvenlik adı altında, silahlı tehlikeli bir örgüt kurup, elinin altında bulundurduğu, şüphe çekmeyecek bir sistem hazırlamıştı.
Elbette özel güvenlik elemanları ve güvenlik kamera sistemlerini de çok az bir kısmı müstesna ele geçirmiş ve kripto güvenlik sistemlerini, örgüt üyeleri tarafından kurdurmuştur. İşin en önemli imamlarının dahi haberi olmadan, her bölgede güvendiği işadamlarına el altından giden, Mustafa Özcan, Ali Çelik ve bunun gibi mahrem imamlar, her bölgede itimat edilen esnaftan, sanayiciden kişilere ulaşılıp, özel güvenlik sistemleri ve özel meslek liseleri açılması talimatını da vermişti.
Eğitim ile hiç işi olmayan bu insanlara, özel güvenlik ve özel meslek okulları açtırarak, toplumun kılcal damarlarına kadar inmek ve vitrindeki bu sanayici ve işadamlarını kullanarak hazırlanan bu güvenlik elemanları ve kamera sistem şirketleri kurdurularak, Türkiye’nin en ücra köşelerine kadar yapılandırılmıştır.
Bu işin ne kadar vahim bir durum ve ülke içerisinde potansiyel bir tehlike arz ettiğini, daha önceki yazılarımda belirtmiştim. Temmuz 2017 tarihi itibari ile ülke genelinde 624.099 kişi silahlı, 368.622 kişi ise silahsız olmak üzere, toplam 992.721 kişiye özel güvenlik kimlik kartı verildi.
Silahlı ve silahsız olarak toplamda 280.439 özel güvenlik görevlisinin aktif olarak sektörde çalıştığı bildirildi. Bu arada silahı ve kimlik kartı olan diğer güvenlik elemanları, şu anda kimin adına ve nerede görev yapmaktadırlar?
Bakanlığın cevabı özel güvenlik sektörünün rakamlarla, yıllara göre artışı gözler önüne serildi. 2011 yılında 147.474 kişi aktif özel güvenlik görevlisi olarak çalıştı. Bu rakam her yıl artarak 2016 yılında 255.196’ya kadar ulaştı. 2017 yılında son bilgi 284.139 rakamı ile birlikte, özel güvenlik ordusunun son 6 yılda yüzde doksan arttığı ortaya çıktı. Bu rakamlara göre TSK’dan sonra ikinci sıraya ulaştı.
Emniyet Genel Müdürlüğünün daha önce yaptığı başka bir bilgilendirmede, emniyet hizmetleri sınıfında toplam 261.427 kişinin istihdam edildiği görüldü. Cumhurbaşkanımız 2015’te özel güvenlik sektörünün, tarih olması gerektiğini dile getirmişti. Özel güvenliğin tamamen kaldırılması gerektiğini söylemişti.
Fakat bu mesele potansiyel bir tehlike olarak önümüzde hâlâ durmaktadır ve denetleme mekanizmaları kurulmuş mudur?
Daha önceki yıllarda, bir milyona yakın üniversite hazırlık kursuna hazırlanan talebelerden devşirip, Gaybubet evlerine ve FETÖ yurtlarına transfer edilen talebelerden, bütün kamu kurumlarına giriş için seçmeler yapılarak, bu masum görüntülü üniversite hazırlık kursları, bu işin ana kaynağı haline gelmişti.
Şimdi kamu kurumlarının içerisindeki FETÖ’cülerin haricinde, ayrıca bu işin hem ticaretini, hem de adam devşirmesini yapıp, FETÖ’ye de silahlı eleman yetiştiren bu güvenlik şirketlerinin, elemanlarının ve kurucularının yeniden dikkatle takip edilip denetleme mekanizmaları kurulması, araştırılması ihmal edilmemesi gerekir. Geçmişe yönelik de FETÖ ile irtibat ve iltisaklarının araştırılması ve takibi gerektiğini düşünüyorum.
Yurtdışından aldığım haberlere göre, FETÖ kurumlarının güvenliğini bahane ederek, kanun boşluklarından yararlanarak gittiği ülkelerde de, aynı metotla özel güvenlik şirketleri kurup, elemanlar devşirmektedir.
Son aldığım kıymetli ve önemli bir bilgi kaynağına göre; Güney Afrika’da iki yıldır, 20.000 kişilik özel güvenlik adı altında IŞİD benzeri bir örgüthazırlanmaktadır. Bu hazırlanan örgütün Güney Kıbrıs’a getirilip, oradan Türkiye’ye geçebileceği, darbeye hazır bir şekilde eğitilecek ve bekletilecek haberini aldım.
Daha önceki yazımda FETÖ’nün Makedonya’da hazırlanan, 60 dönümlük bir arazide keskin nişancı birliklerinin Türkiye’ye sızarak, belli şahıslara yönlendirilebileceği haberini almıştım.
Tıpkı İlker Başbuğ’un açıklamalarında da bahsettiği gibi, bu suikast timlerinin yurtiçinden ve yurtdışından olabileceğini ciddiye alıp, oralardaki faaliyetleri de çok yakın takip altında tutmamız gerektiğini vurguladı.
Allah ülkemizi içteki ve dıştaki hainlerden, şerlerden muhafaza buyursun, bize de her an bunlara karşı mücadele edecek güç, kuvvet ve idrak şuuru versin. Bir an evvel vatanperver insanların bunlara karşı mücadele edecek sistemlerini kurmaları için gayret ve kuvvet versin.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!